Devlet politikamız olmazsa...

Yayın Tarihi: 16/12/09 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Turizm bir zamanlar öncü sektördü.

Çok da para kazandırdı hem sektördekilere hem de devlete.

Ama bir türlü kendimizi yenilemeyi başaramadık, sonuçta nal toplar hale geldik.

Yıllardır sektör temsilcileri hükümetleri suçladı, hükümetler de sektör temsilcilerini.

Bir türlü bir masa etrafında toplanıp ortak kararlar alınmadı.

Yeterli tanıtım ve pazarlama olmayınca şimdi herkes bir ağızdan ağlamaya başladı.

Oysa yıllar önce yönetenler geleceğin turizmde olduğunu algılayıp turizm için bir devlet politikası ortaya koysalardı, en azından kriz günlerinde bile turizm bugünden çok daha iyi noktalarda olabilirdi.

Yurt dışındaki fuarlara katılan turizm örgüt ve işletmelerimizin ortak bir şikayeti var;

Hemen bütün ülkeler her yıl yapılan fuarlarda kendilerini yenileyip, müşterinin karşısına çeşitli yeniliklerle çıkarken, biz hala niçin bunu yapmayız şaşıp kalırım.

…

Sonra üniversitelerimiz öncü sektör oldu.

Binlerce öğrenci yurt dışından geldi, hem üniversiteler hem de Kıbrıs Türkü kazandı bundan.

Ama bu sektörde de bir türlü devlet politikası belirleyemedik, öğrencinin de kıymetin bilmeyip onları kazıklamaktan vazgeçmeyince, öğrenci sayısı geçmiş yıllardaki sayının altına düşünce şimdi hep birden tedirgin olmaya başladık.

Bu da yetmezmiş gibi, Türkiye üniversitelerini kendimize düşman ilan ettik.

Eğer yıllar önce bu konuda da bir devlet politikamız olsaydı, şimdi üniversitelerin geleceğine endişe ile bakmaz, Türkiye'den gelen üniversitelerden de korkmamıza gerek kalmazdı.

…

Narenciye ona keza!

Yurt dışına satamıyoruz diye ağlamaktan başka bir şey yaptığımız yok.

Siz hiçbir dönemde narenciye üreticileri ile hükümetlerin uyum içinde çalıştıklarını gördünüz mü?

Şimdiye kadar narenciyeci hükümetleri bu sektörü bitirmekle suçlarken, hükümetler de hep parasızlıktan dolayı ne yeteri kadar üreticiyi destekledi, ne de zamanında ürün bedellerini ödeyebildi.

Eğer bu konuda da bir devlet politikamız olsaydı, bir zamanlar 100 bin dönüm olan narenciye bahçeleri yarıya inmezdi.

Okulundaki öğrenciye portakal suyunu içiremeyen, buradaki askerine narenciye satamayan bir ülkede bir devlet politikasından bahsetmek mümkün müdür?

…

Bütçe görüşmelerini dikkatle izliyoruz.

Aynı tas aynı hamam devam ediyor.

Çok da fazla bir şey beklemiyorduk zaten.

Siyaset vekillerimizin gözünü o kadar köreltmiş ki, bu ülkede hiçbir alanda devlet politikası üretmenin imkan ve ihtimali artık kalmamıştır.

Oysa ülkede yaşanan tüm sorunların çözümü Meclis çatısı altında mümkündür ama, bizim vekiller birbirlerini yemekten başka bir iş yapmamakta, olan da umudu her geçen gün azalan gariban vatandaşa olmaktadır.

Bulutoğluları, 'işaret' bekliyor!

Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Cemal Bulutoğluları, yerel seçimlerde hangi partiden aday olacağı konusunda kafasının karışık olduğunu, bu yüzden halktan işaret beklediğini, onlar nereyi gösterirse oradan aday olmayı düşündüğünü söyledi.

Dün sabah Kanal T'de Günaydın Kıbrıs programnda konuk ettiğimiz Bulutoğluları, 25 yıllık UBP'li olduğunu bir kez daha yineleyerek, Derviş Eroğlu ile aralarında baba-oğul ilişkileri olduğunu, halkın menfaatleri ve yapacağı reformların gerçekleşmesi için UBP'ye katılmaya hazır olduğu mesajını verdi.

Cemal Bulutoğluları, önümüzdeki referandum ve Cumhurbaşkanlığı sürecinin olduğunu, kesin kararını ise bu süreçler yaşandıktan sonra, yine halktan gelecek işaretten sonra vereecğini açıkladı. Bulutoğluları, yılan hikayesine dönen sosyal konut projesi hakkında da bilgi vererek, çok kısa bir süre içinde temellerin atılacağı müjdesini verdi.

"90 milyara fabrika kursunlar!"

Dünkü sayfamızda İskele Belediyesi'nin bu yıl ki yeni yıl eğlencesine 90 milyar TL ayırarak Türkiye'nin ünlü sanatçılarından Sertap Erener'in getirtilecek olmasına bazı bölge vatandaşları tepki gösterdi.

İskele insanının her şeyin en iyisine layık olduğunu böyle ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir ortamda bunun parayı sokağa atmak olacağını söyleyen İskele sakinleri, bu parayla iki tane mermer fabrikası yapılabileceğini ve böylelikle onlarca gencin istihdam edileceğini ifade ederek yılbaşı kutlamalarınn kaldırılması talebinde bulundular.

Günün Fıkrası


Sosyal adalet

Amerikalı bir turist tatil için Guney Afrika'ya gider. O zamanlarda ırkçılık had safhadadır. Bizimki gece bir yerlere gidip eğlenmek ister bakar ki ülkede sadece sinemalarda kalabalık var hayat orda herkes orda.

Bu da girer kuyruğa bilet almak için, sıra buna gelince gorevli şaşkınlıkla sorar ` ilk gelişiniz mi Guney Afrika ya? ` Evet der adam. Kadın ekler, burda sadece zenciler girer kuyruğa, siz direkt alın gişeden bileti. Adam gider gişedeki kimse sorar nereden diye adam da ucuz olsun diye salondan der.
Görevli ` ilk gelişiniz mi GuneyAfrika ya? ` diye sorar. 'Evet' der adam. Burda sadece zenciler salondan alır siz balkondan almalısınız der ve adam ordan alır bileti. Film başlar ve ara olur adamın ihtiyacı gelir ve tuvaleti arar ama bulamaz, sorar gorevliye tuvalet nerede diye gorevli şaşırır ` ilk gelişiniz mi Guney Afrika ya? ` diye. "Evet" der adam.
"Burda sadece zenciler gider tuvalete siz balkondan aşağı yapın" der.
Adam başlar yapmaya salona, o sırada zencilerden biri kafasını kaldırır ve adam der ki `ilk gelişiniz mi Guney Afrika ya? `.. "Evet" der adam.
Zenci ekler;
"Öyle bir yere yapmayın, sağa sola sallayın ki, herkese eşit gelsin, sosyal adalet sağlansın..."

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları