İlla ki turizm!

Yayın Tarihi: 04/01/10 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

KKTC'nin içinden bulunduğu ekonomik çıkmazdan kurtarmanın öncelikli yolu turizmi ayağa kaldırıp, ülkeye döviz girdisini fazlalaştırmaktır…

Ama her nedense yıllardan beridir turizm olayını bir devlet politikası haline getirememiş olmanın faturasını şimdi hep birlikte ödemeye başladık…
Casınosu olmayan 80 kadar otelin şu anki ekonomik durumunu detayıyla yazmaya gerek yok…

Yılbaşında da sinek avlayan işletmelerin çoğu ya çek yasağında ya da haciz memuru bekler durumda.

Kalkınma Bankası'na batık borcu bulunmayan çok az sayıda işletme var.
Turizm örgütleri de artık neredeyse gelecekten ümidi kesmiş, gemisini kurtaran kaptanı oynamaktadırlar.

Örgütler, aslında şikayetlerinin bir çok bölümünde haklılar…
Devlet baba, dışarıdan gelen yatırımcıya kucağını sonuna kadar açarken, yerli yatırımcı yıllardan beridir üvey evlat muamelesi görüyor ve gelinen nokta da zaten her şeyi özetliyor…

Bu sektör devlet politikası haline getirilmedikçe de her gün birkaç işletme haciz yiyip, sahipleri borçlarını ödeyemezse hapishanelere gidecek…
Turizm öyle geniş bir sektör ki, sadece Turizm bakanlığının çalışmaları yeterli değil…

Başta Maliye olmak üzere, Çalışma, Bayındırlık, İçişleri bakanlıkları ve belediyeler dolaylı olarak sektörde söz hakkına sahipler ve bu zincirin tek halkasının bile zayıf olması sektörün çökmesine yetiyor da artıyor bile!
Çünkü bir işletmeci otelini çalışır hale getirmek için tüm bu birimlerden geçmek ve onay almak zorunda…

Oysa bunların tümü tek bir bakanlık altında gerçekleştirilebilse, sorun daha aza indirgenecek ve en azından bürokrasi hafifletilerek işlemler daha kolay yapılabilecek.

Bu birimlerin turizmle ne ilgisi olduğunu yazmaya gerek yok, zaten bunlar bilenen gerçekler…

Ama şu anda, kötü gidişata bir dur demek için artık son uzatma dakikaları oynanıyor…

Casınosu olan büyük oteller, her türlü imkanlarına rağmen yüzde elli doluluk oranına ulaşamayıp, ayın sonunu ucu ucuna getirirken, küçük işletmeler artık can çekişiyor ve sırası gelen de gidiyor…

Eğer önlem alınmazsa birkaç ay içinde tek bir yerli işletme bile kalmayacak…

Ve gözler bir kez daha Maliye Bakanlığı'na çevriliyor;

Bakanlık hangi bir soruna nasıl bir çözüm üretecek köşeye sıkışmış bir halde ama, bu işletmelere haciz gönderse de eline hiçbir şey geçmeyecek, aksine yüzlerce insanın iyice uçurumun dibine gitmesine yarayacak bu yasal işlemlerin hepsi de…

Bu işletmeler ister kendi yönetim hatalarından olsun isterse devletin turizm politikalarının hatalarından olsun bir şekilde dibe vurmuşlar ve hatta bazı işletme sahipleri intiharın eşiğine kadar gelmişlerdir…

İşletmelerin devlete olan kredi borçları, elektrik, su gibi kabaran faturalarının silinmesini isteyemeyiz ama bunların en azından bir süreliğine dondurulması bu işletmeler için, özellikle önümüzdeki sezonunun başladığı bu dönemde bir hayat öpücüğü olacaktır.

Şu anda belki köklü önlemler alınması kolay değil ama, bu tür işletmeciye doping olacak olan kararların alınması sadece iki dudak arasındadır…
Sorunlar ve yaşanan bunalımlar ne olursa olsun hepsinin de bir çıkış yolu mevcuttur..

Bunun için tüm sektörlerin bir masa etrafında toplanarak ortak stratejiler belirlemesi ve gerekirse herkesin aynı anda elini taşın altına sokması ile, kısa bir kriz döneminden sonra pek ala ki düzlüğe çıkılabilir…

Şunu da unutmamak gerekir ki, turizm sektöründe şimdi küçük işletmeleri vuran kriz gelecekte büyük işletmelere de sıçrayabilecektir.
Yönetenlerin şunu asla unutmamasını diliyoruz;

Bu ülkenin geleceği geçmişte olduğu gibi gelecekte de turizmdedir ve turizm sektörü özellikle de yerli işletmecinin acil destek ve müdahaleye ihtiyacı vardır.

Talat, bugün açıklıyor mu?

Başbakan Derviş Eroğlu'nun büyük ses getiren basın resepsiyonundan sonra Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da bugün yılın ilk buluşmasını basın mensupları ile yapıyor.

Golden Tulip'te basın yayın organlarının yönetici ve köşe yazarlarına brifing verecek olan Talat daha sonra onlarla yemek yiyecek.

Saray çevrelerinden gelen haberlere göre Talat'ın bugün basınla buluşmasında Cumhurbaşkanlığı adaylığını da açıklayabileceği ve seçimlere start verebileceği belirtiliyor.

Posta Dairesi'nde neler oluyor?

Geçtiğimiz günlerde KKTC Posta Dairesi müdürü Doğan Emiroğulları aradı telefonda biraz dertleştik. Sayfamızda çıkan bir okur mektubu konusunda şikayetini dile getirdi. O yazıyı gönderenin kim olduğunu çok iyi bildiğini söyledi.

Başka şeyler de söyledi tabi ki.. O yazıyı gönderenlerin mesai saatlerine uymadıklarını ve disiplini bozduklarından dert yandı.

Bir açıklama yapıp göndermesi ve yazısını yayınlayacağımızı söyledik.
Şu ana kadar göndermedi.

O zaman biz çağrıda bulunalım kendisine, işini aksatan mesai saatlerine uymayan personelin isimlerini hemen açıklayın biz de buradan yayınlayalım.
Siz eğer disiplini sağlayamıyorsanız en azından burada isimleri deşifre eder, vatandaş adına onların kulaklarını biz çekeriz.

Günün Fıkrası

Dalkavuk

Padişahın canı patlıcan çekmiş…
Yapmışlar, afiyetle yemiş ve demiş ki:

-"Şu patlıcan ne güzel sebzedir."

Dalkavuk onaylamış:

-"Ağzınızın tadını biliyorsunuz… Öyle lezizdir ki, 40 çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur… İnsan yemeğe doyamaz, parmaklarını yer."

Ertesi gün. Padişah tersinden kalkmış…

Bir gün önce çok beğendi diye, yine patlıcan yapmışlar, sofrasına getirmişler. Kükremiş bu sefer…

-"Ne bu yahu, her gün patlıcan patlıcan, bari bir şeye benzese!"

Dalkavuk atılmış hemen…

-"Haklısınız valla! Ne yemeği yemek, ne tadı tat, zaten kara kuru bir şey."

Padişah kızmış:

-"Sen değil miydin, daha dün, patlıcanı yere göğe sığdıramayan? Alay mı ediyorsun benle?"

Dalkavuk eğmiş boynunu…

-"Aman padişahım, yanlış anlaşılmasın" demiş, "ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil."

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları