Partizanlık yok, suistimal var!

Yayın Tarihi: 05/02/10 08:09
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bizim ülkede hangi şaibeli işin altını eşeleseniz siyaset çıkar, siyasiler çıkar.
Yolsuzluk, hortumlama, avanta ve komisyon, adam kayırma hep siyasilerin eseridir.

O yüzden siyasete ve siyasilere güven sıfırın da altında bir düzeydedir.
İnsanlar siyasete girmeden önce eserler, yağarlar tertemiz bir siyaset vaat ederler ama o koltuk var ya o koltuk bir çoğunu bir melekken şeytana çeviriverir hemen.

O yüzden biz de hep doktorlar ön plandadır son yıllarda, halkı ancak böyle kandırırlar siyasi partiler.

Siyasette kirliliği hazmedemeyenler, içine sindiremeyenler ve kirlenmek istemeyenler de en verimli çağlarında küserler ve ceketlerini alıp uzaklaşırlar siyasetten.

Çünkü sistem öyle işler ki temiz siyasetçiye yer yoktur bu arenada.

Ya kirleneceksin, ya da çekip gideceksin.

…

Güzelyurt ve çevresinde yaşanan felaket de siyaset kurbanı oldu!
Ne garip ki insanlar partizanlığa ve siyasetin kirliliğine öyle bir alıştılar ki, siyasi hiçbir amaç ve eylem olmadığı halde bu kez de alışkanlıktan ötürü insani ve vicdani bir konuya bile siyasi gözle bakma gafletine düştüler.

Siyasiler kötü, siyasiler partizan, siyasiler adam kayırıyor damgası yemişler ya artık bir kere, bunlar olmadığı zaman bile birkaç tane temiz kalmış siyasetçiyi kurban edebiliyorlar insafsızca!

…

18 Ocak'ta yaşanan sel felaketini o günden itibaren büyük bir hassasiyetle izliyoruz.

Bunun çok daha büyüğünün olmadığı, ölüm felaketi yaşanmadığı için de şükrediyoruz sık sık!

Ama yapılan yardımlar esnasında da görüyoruz ki, suistimaller almış başını gidiyor!

Hele de sigorta şirketlerinin eksperlerini dinledikçe şaşkınlığımız öfkeye dönüşüyor.

Normal televizyon zararına uğrayıp plazma televizyon isteyenler, zarar görmemiş beyaz eşyasını dereye atıp yenisine sahip olmak isteyenler, evin ikinci katında oturduğu halde yeni eşyalarının bodrumda olduğunu söyleyip çeyiz düzmeye çalışanlar, dükkanında birkaç yüz tane kağıt kalem defter bulunup da yüz milyarlarca zararım var diyenler, aracını ters yüz edip motorunu hortumla sulayanlar, ve bunun gibi yüzlerce insani bir olayı çirkinleştirip yarar sağlamaya çalışanlar…

…

Dün sabah da canlı yayında bu olayda en fazla emeği ve özverisi geçen Bakan Türkay Tokel ile de irdeledik.

15 gündür olay yerinden ayrılmayan, bakanlığa bile gitmeyen temiz bir siyasetçiye yapılan haksız suçlamaları duyunca içimizden siyasetin çirkin bedelini, temiz siyasiler ödüyor diye geçirdik.

Ve belki de ilk kez bir olayda partizanlık yaşanmadı ama bu olayın bile siyasi rant elde etme yarışına lanet ettik.

…

Bu felaketin gizli kahramanları da sigorta şirketleridir.

Hiçbiri reklam bile yapmadı ama bir çoğu sigorta kapsamına bile girmeyen zararları üstlenip şirketlerinin 'bağış' fonundan zarar gören insanımıza çok büyük yardım ve katkılarda bulundular.

Bunu yaparken de çok sessiz ve sedasız oldular…

Çünkü olay tamamen insani idi, siyaset ve partizanlık yoktu!

Gönülden tebrik ediyoruz.


KTHY yarım maaş ödedi, gerisi meçhul!

Ekonomik sıkıntılarla boğuşan ve personelini ödeyemeyecek durumda olan KTHY çalışanlarının yarım maaşları önceki akşam personelin banka hesaplarına yatırıldı.

Bazı personelin maaşlarının tam yarısının hesaba yattığı söylenirken bazı personelin de maaşının yarısından daha az bir miktarın yatırıldığı ve durumun personel arasında huzursuzluk yarattığı belirtiliyor.

Maaşların diğer yarısının ise ancak kaynak bulunduğu zaman yatırılacağı duyurulduğu bildirilirken bu konuda bir tarih verilmedi.

Bu arada KTHY çalışanlarının 13. Maaşları da henüz ödenmedi ve bu konuda ki belirsizlik de devam ediyor.

Talat haftaya açıklıyor

18 Nisan'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Talat'ın adaylığını açıklamasında rötar yapması siyasi kulislerde 'aday olmayacak mı' şeklinde yorumlar yapılırken Talat'ın adaylığını önümüzdeki hafta sonunda açıklayacağı ve seçim startını vereceği belirtiliyor.

Saray çevrelerinden alınan bilgilere göre seçim propagandasını yönetecek olan iki ayrı şirketin halen adada bulundukları birinin kırsal bölgelerde diğerinin de merkezlerde halkın nabzını belirlemek için anket çalışmaları yaptıkları ifade ediliyor.

Günün Fıkrası

Duvar yazısı

Kızın babası, erkek çocuğun babası ile konuşmaktadır:

- Sizin oğlan bizim duvara işemiş.

- Çocuktur, ne olur ki?

- İyi ama, çişiyle bizim kızın adını yazmış.

- Demek ki, bizim oğlan senin kızı seviyor.

Kızın babası sinirlenerek:

- İyi ama birader, yazı bizim kızın el yazısı.

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları