"Seni attılar beni alacaklar!"

Yayın Tarihi: 10/02/10 08:03
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Vatandaşın şikayetlerini içeren sayısız telefon ve mesaj alıyoruz.

Bir çoğu kendi yaşadığı sorunu aktarırken, bir kısım vatandaş da kendisi hiçbir sorun yaşamadığı halde çevresinde yaşananları şikayet ediyor, hem de isyan edercesine.

Hemen hepsini derler, yoğurur ve köşe yazımıza konu ederiz.

Bazen de yoğunluktan dolayı gözümüzden kaçtığı da olur ama iki gün o konuya değinmediğimizde aynı kişiler yine arar ve şikayetlerini tekrar ederler.

Dün gelen telefon ise bir ananın çığlığını yansıttığı için yüreğimizi fazlasıyla dağladı.

Hali vakti yerindeydi, çocukları da burada değil yurt dışındaydı ve sorun yaşamıyordu ama iki gencin tartışmasını ve konuşulanlara şahit olunca dayanamayıp aradığını söyledi bana.

İyi de aramış, iyi ki böyle duyarlı insanlarımız da var daha.

Konu daha önce iki iyi arkadaşın nasıl birbirine düşman edildiğiyle ilgili…

Tam bir sosyal travma örneği.

Birisi işten yeni atılan bir genç, diğeri işe alınmayı bekleyen bir genç!

Altı üstü asgari ücretin biraz üzerinde ki maaşla ambülans şoförlüğü.

Birinin bütün umutları hayalleri sönerken, diğeri kendine yapılan vaatlerle kardeş bildiği arkadaşının işine girmek için bekliyor!

"Seni attılar ki beni işe alsınlar' diye haykırıyor!

Ağza alınmayacak küfürler, havada uçuşan sandalyeler…

Ne için, üç-beş kuruşluk bir ambülans şoförlüğü için!

İki yıldır çalışan bir işçiyi ekmeğinden edip de, onun ekmeğini bir başkasına vermek günahların en büyüğü değil mi?

İşten atılan bir de üniversite mezunu, yıllarca sıralarda dirsek çürütmüş, şoförlükten atıldığı için hem ağlıyor hem de isyan ediyor.

Diğeri daha az tahsilli ama işte artık kendisine söz verilmiş, mutlak bir işe yerleştirileceği!

Onlar üç kuruşluk ekmek için kavga ederken, diğer yanda analık duyguları kabaran ve tansiyonu tavan yapan bir kadın!

Gençleri bu duruma düşürenlere isyan ediyor, 'geceleri yastığa başlarını koyunca rahat uyuyor mu?" diye soruyor!

"Evlatlarım yıllar önce kendi ülkelerinde gelecek bulamayıp yurt dışına gittiler o zaman da çok ağladım ama şimdi haklı olduklarını gördüm' diye sızlanıyor!

Ama, şimdi de bu gençlerin ekmek için nasıl birbirine düşürüldüklerine ağlıyor!

Çünkü sonuçta o bir ana, kendi çocukları belki çile çekmiyor ama başka evlatlara yanıyor şimdi!

"Bizi gavura muhtaç etmek için elerlinden geleni yapıyorlar" diye feryat ediyor!

Daha da ileriye gidip 'Türklüğümden de utanmaya başladım" diyor!

Ağzından çıkan her kelime zehirli bir ok gibi fırlıyor sanki…

Yerden göğe kadar haklı değil mi?

Gençlerin birbirine kırdırıldığı, komşunun komşuya düşman edildiği bir süreç kime yarar ki?

Sahi, ülkeyi bu durumlara getirenler, gece oldu mu yataklarında rahat uyuyabiliyorlar mı acaba?

Doğrusu bunu çok merak ediyorum işte…


Okur Görüşleri

Gençler pes etmiyor!

"Merhabalar;
Dereboyu ve civarındaki eğlence mekanlarına getirilen saat kısıtlaması akıl almayan bir davranıştır. Bu insanları düzene sokmaktan çok işleri çığırından çıkarmaya yaramıştır bir tek.

Sebebini merak ediyorsanız saat 12 den sonra Dereboyu'nda, Ortaköyde veya Lefkoşa'nın diğer bölgelerinde bir gezinti yapmanızı tavsiye ederim.

Yolda sokakta arabalarda alkol alan gençliği taşkınlık yapıp yoldan gelen geçen insanlara laf atanları görebilirsiniz. Çünkü insanlar gidecek yer bulamadıklarından ne yapacaklarını bilemez halde ve diğerlerine özenmektedir.

Bara restorana cafeye izin vermeyen saygıdeğer hükümetimiz gece kulüplerine kumarhanelere 24 saat izni vermektedir. Bu mekanlara mı gidelim bizde yoksa Rum tarafındaki eğlence mekanlarını mı tercih edelim artık?

Düzene koymak adı altında ortalığı daha beter karıştıran hükümeti alkışlamak mı lazım acaba? Rum Tarafını tercih etmeyin diyerek bizim mekanlarımıza 12'de kapatma yasası çıkaran gece kulübüne kumarhaneye gitmek yasaktır deyip her gün yeni bir işletmenin açılmasına izin veren bizim hükümetimiz sürekli Avrupa Birliği'ne girmekten bahsedip taş devrinden kalma yasaları geçiren hükümet de bizim. Halkı bu mekanlarda toplayıp hem vergiden hükümeti kalkındıracak hem de dışarıdaki taşkınlıkları engelleyecekleri yerde 12'de kapatma yasası...

Buna yapılacak yorum dahi bulamıyorum...İyi Çalışmalar."

(Selcan BİRYILMAZ - Lefkoşa)

…

"Selamlar Levent bey.

Dereboyu hakkındaki yazı ve haberlerinizi okudum çok beğendim. Bu yüzden bende destek belirten bir mail atmak istedim.

Dereboyu'nun geceleri, Cuma 12'de, Cumartesi ise 1'de kapanması çok yanlış bir uygulama. Biz gençler olarak sokaklarda oturup içki içmek istemiyoruz.

Bu uygulama bizi buna itmekte. Gece bir restorantta yemek yedikten sonra biraz sohbet etmek için bir bara gidiyoruz, aniden içerde ziller çalıyor, saat 12 herkes dışarı bir anda kapılarda polisler bir panik yaşanıyor. Milenyumu yaşadığımız bu günlerde Lefkoşa'nın can damarı olan Dereboyu neden kesilmeye çalışmakta anlamak mümkün değil.

Duyarlılığınızdan dolayı çok teşekkürler..."

(İsmail ÖZYOL-Lefkoşa)

…

"Levent Bey;
Sizin de ele aldığınız üzere biz gençlerin eğlenmek için gittiği eğlence mekanlarına getirilen kısıtlamaların anlamsız olduğunu belirtmek isterim.

Bunu anlamak imkansızdır. Eğlenmek bizim en doğal hakkımızdır. Yani bu getirilen kısıtlama ile birlikte sonucun ne olacağını söylemek isterim:

Öncelikle gençlerimiz eğlenmek için Rum tarafını tercih edecek bizim eğlence mekanı sahiplerimiz mekanlarını kapatmak zorunda kalacak, gençlerimiz alkol aldığı için alkollü araç kullanmak zorunda kalacak.

Bu kısıtlamayı getirenler bu bedelleri ödeyecekse söyleyecek lafımız yok. Size de bu konuya duyduğunuz hassasiyetten dolayı teşekkür ederiz...

(Sanem DEMİR-Lefkoşa)

Günün Fıkrası

Referans

Arkadaşları çok çapkın olan iş adamını artık bir düzene sokmak ve evlendirmek isterler. Sonunda uygun bir hanım bulup işadamına haber verirler Ama işadamı kadını yatakta denemeden evliliğe yanaşmaz .

'' Ben iş adamıyım. Numune görmeden böyle bir işe karar veremem.''

Mesaj kadına iletilir ve cevap gelir.

''Bende iş kadınıyım. Numune veremem ama istediği kadar referans gösterebilirim.''

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları