"Siyasi kirlilik!.."

Yayın Tarihi: 15/05/10 07:48
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Dün sabah Kanal T'de konuğum Zorlu Töre idi. Biz gazete özetlerini okuyup bahçede arkadaşlarla sohbet ederken geldi Töre.

Arabanın içinden bana seslenerek, 'beni mi bekliyorsun?' diye sordu!
Bir sorun olduğunu o zaman anlamıştım, 'yok otobüs bekliyorum' diyecektim vazgeçtim, Töre'nin suratındaki o kızgın ifadeyi görünce şaka yapmaktan vazgeçtim ve 'hadi gel kahveni söyleyelim' dedim.

"Gelmek istemiyorum, konuşmak istemiyorum' dedi. Hayırdır inşallah dedim içimden, Töre'nin kızgınlık ifadesi iyice zihnimi kurcalamaya başlamıştı.

Daha önceki program tekliflerinde hiç ikilemeden, bizi kırmadan gelen ve ateşli milliyetçi konuşmalarla stüdyoyu titreten Zorlu Töre, bu kez değil program yapmak arabadan bile inmek istemiyor, arabasının motorunu bile susturmuyordu.

Bu kez daha inatçı olup 'niye gelmiyorsun' diye sordum. O yine 'konuşmak istemiyorum, konuşmayacağım' diye yine araçtan inmedi.

Bu kez de 'gel ben seni konuştururum' dedim ve bu kez yüzünde gülümseme ifadesi oluştu, aracından inerek kanala girdi.

Kanala geldi ama yine de program yapmama düşüncesindeydi. Yönetmen arkadaşımız Cem ile birlikte kendisini doğruca iki kat aşağıdaki stüdyoya indirdik.

Koyu da bir kahve yaptırdık. O hem kahvesini içti, hem de cep telefonuyla yerel seçimler ile koalisyon görüşmeleri ile ilgili partili arkadaşlarından son bilgileri alıyordu.

Yarım saatlik bir gecikmeyle başladık dünkü yayınımıza. Söylemek istediklerinin anca yarısını söyledi canlı yayında. Partisinden bazı yetkililere, bakanlara öfkeliydi.

Üstüne basa basa "ÖRP ile yapılacak olan bir birliktelik siyasi kirlilikten başka bir şey değildir" dedi!

Dahasını da söyledi; "UBP-ÖRP koalisyon hükümetinde ben yokum' dedi!
DP ile yapılacak işbirliğinin, kendi partisinden kimler tarafından engellendiğin de söyledi, ama söz verdik, bu isimleri buradan deşifre etmeyi düşünmüyoruz.

Töre, ulusal davadaki birlikteliğin iç siyaset ve yerel seçimlerde de devamından yanaydı.

Daha da ötesi, bu işbirliği gerçekleşmez ise bundan CTP'nin kazançlı çıkacağına inanıyordu. Eroğlu'dan sonra UBP'nin nerelere sürüklendiğinin tedirginliğin yaşıyordu.

Söylediklerine katılırız ya da katılmayız. Ama yüzde yüz katıldığımız bir husus var; Siyaset zaten kirliliğin içinde yüzüyordu, şimdi iyice dibine battı!
Siyasilerin bile siyasete güvenmediği, inanmadığı ve kirlendiğini düşündüğü bir ülkede vatandaş siyasete ve siyasilere neden güvensin ki?

Ahmet Benli, başlamadan bitirdi!

Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli seçim günü gelmeden zaferini şimdiden ilan etti gibi.

KADEM'in Gönyeli Belediye başkanlığı için yaptığı ankette en yakın rakibine büyük fark atan Benli'nin DP'nin de kendisine destek vermesiyle aradaki farkı arttıracağı söyleniyor.

KADEM'in Gönyeli Belediye Başkanlığı için yaptığı anketin sonuçları şöyle;

Ahmet Benli: Yüzde 62.4 O

Olgun Amcaoğlu: Yüzde 19.6

Ahmet BAŞTAŞ: Yüzde 2.4

Rüstem AKYÖN: Yüzde 1.9

Diğer : Yüzde 0.2

Fikri yok : Yüzde 12

Oy kullanmayacak:Yüzde 0.8


Okur Görüşü

"Siyaset hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı!.."


"Siyasette verilen sözlerin kuma yazılan yazılardan farkı olmadığını
görüyoruz, çirkinliklerin diz boyu olduğu günümüzde. Siyaset, iktidara gelebilmek için her türlü yalanın söylendiği bir arena olmamalı.

Ama maalesef bizim gibi küçük ülkelerde bu işler de küçük kalıyor.
El öpmeye değdi mi şimdi? Beğendiğiniz mi yaptıklarınızı Sn. Serdar? Hele partiniz yükselme trendini yakalamışken nasıl bu hataya düştünüz ve herşeyi tuzbuz ettiniz.

Amacınız Sn. Talat'ı siyasi denelerle götürmekseydi buna saygı duyardım. Ama iktidar nimetlerinden yararlanma hırsı olunca işin rengi değişir. Buna saygı gösterilmez.

Şimdi kandırılmış vaziyette intikam alma yolunu seçseniz de beş kuruş fayda sağlamayacak.Yazıklar olsun. Siyaset hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı.

Kandıranlarla kandırılanlar filmi kapalı gişe oynamaya devam ediyor meğer. Bunun adına da demokrasi diyoruz. Böyle demokrasi size kalsın…"

(Güzelyurt'tan bir okur)

Günün Fıkrası


Seni seviyorum

10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar.

Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terk eder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar;

- "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki buradan sağ çıkabilelim. Unutma hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!".

Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur;
- "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, bende seni seviyorum!"...

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları