İngiltere' den bir ses, KTHY ve askerlik sorunu

Yayın Tarihi: 24/05/10 07:57
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Yine bir yaz sezonu ile birlikte bir kez daha İngiltere'de yaşayan ama askerlik sorunu nedeniyle ülkelerine gelemeyen, tatillerini sırf aileleri ile görüşebilmeleri için Güney'de geçiren gençlerimizin dramı…

Londra'da yaşayan bir gencimizin çok içtenlikle yazdığına inandığımız mektubunu başta KKTC Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, başbakanlık ile GKK'na ithaf ediyoruz;

"Değerli Levent abi,
`Parti rozetlerinizi çıkarıp KTHY`yi kurtarın` başlıklı yazınızı okudum ve gerçekten çok üzüldüm.

Levent abi, KKTC hükümet yetkilileri, iş sorunu çözmeye geldiğinde şımarık ve yaramaz küçük bir çocuk imajı ortaya çıkıyor. Hani küçük çocuklar yaramazlık veya yanlış bir şey yaptıkları zaman büyükleri karşısında suçu arkadaşlarına atarlar veya kendi yanlışlarını düzeltmek yerine büyüklerinden yardım isterler, işte bizim hükümet yetkililerimiz de öyle! KTHY`yi yıllardır yanlış ve çıkarcı politikalarına alet ettiler bakin ne hale getirdiler!

İş çözüm üretip KTHY`nin sorunlarını çözmeye gelince hemen Turkiye`nin kapısını çalıp şımarık bir çocuk gibi boyunları bükük, Türkiye`nin onlara yardım etmesini hatta ve hatta çözüm yolları sunmalarını bekliyorlar.

Peki KKTC'de yıllardır politikanın içinde var olmuş bu yetkililer, gerek UBP, CTP, DP veya diğer partililer bir araya gelerek birbirlerini suçlayacaklarına neden birlik olmuyor ve kendi kendilerine bir çözüm yolu arayıp KTHY`yi bu bataktan kurtarmaya çalışmıyor ve sıkıştıkları zaman Türkiye`den destek aramıyor da direk Türkiye`nin kapısı çalınıyor?

Bu insanlar bu kadar mi aciz, tecrübesiz ve lüks düşkünü? Levent abi, şu an itibari ile yurt dışında yaşayıp KKTC`ye tatil amaçlı dahi olsa gelemeyen binlerce insanımız var !

Bu insanlar yıllar önce, kendilerine göre geçerli bir sebepten dolayı yurt dışına göç etmiş, bulundukları ülkede bir düzen kurmuşlar. Bu insanların ülkelerini ziyaret bile edememelerinin nedeni malumunuz askerlik sorunu. Ama bu sorun insanlarımızın Kıbrıs'ı ziyaretlerine bir engel teşkil etmiyor.

Bu insanlarımız Güney Kıbrıs'a özgürce seyahat edebiliyor, ailelerini görebiliyor ve biraz olsun vatan hasreti giderebiliyor. Neden bu insanlarımızın Rum Hava Yolları'na yaptıkları maddi katkıdan KTHY`yi biz mahrum bırakalım böylesi kötü bir zamanda?

Neden bizim turizmcimiz, otelcimiz, restorancımız kalkınmasın?
Levent abi, yurt dışında yaşayan bu insanlarımızın bir gün KKTC`ye dönüp de vatani görevlerini yapma gibi bir lüksleri hiçbir zaman olmayacaktır!

Neden mi, bu insanlarımızın bir çoğunun Mortgage'leri var, işleri var.
Bunları bırakıp KKTC de bir buçuk yıl askerlik yapmak için bu insanlarımız gayet yüklü bir miktarda birikimleri olması lazım ki KKTC`de bulundukları süre içerisinde yaşadıkları ülkelerdeki sorumluluklarını yerine getirebilsinler! Biz bu insanlarımıza bedelli askerlik hakkı tanımamakla kimi cezalandırıyoruz?

Eğer KKTC hükümet yetkilileri bu insanlarımız için genel af çıkarıp, bedelli askerlik hakkı tanısa, KKTC bütçesine yüklü bir miktarda para girecektir ki bu para ile KTHY`nin borçlarının belki de önemli bir kısmı kapatılmış olur!
Bu vesile ile de KKTC ye insanlarımız KTHY ile seyahat eder, oradaki turizmcimizin de yüzünü güldürür ve bu insanlarımıza da VATANİ BORÇLARINI bu şekilde ödeme hakkı tanınır.

Levent abiciğim, sizin yazılarınızı her gün internet aracılığı ile takip ediyorum ve takdir ediyor, sayenizde ülkemde yaşanan olayları tarafsız ve doğru bir biçimde öğreniyorum . Başarılarınızın devamını diliyorum. Sevgi ile kalın…"

(Serpil HASSAN / Londra)

Okur Görüşü

"Müzakere ve Danışma Heyeti Başarılı Olamaz!.."

"Sayın Levent Özadam,

Bir siyasi partiyi körü körüne destekleyen, parti militanı gibi yazılar yazmayı ya da düşünceler seslendirmeyi bir türlü beceremedim. Düşündüğümü söyledikçe, doğruları dile getirdikçe siyasi parti gazetelerinde tutunamadığım doğrudur. Ama, bu tavrım asla değişmeyecek. Anamızın karnından yazmak için doğmadık, konuşarak da düşüncelerimizi ifade edebiliriz.

Bir saniye bile olsun, görüşmeci heyette görev almak gibi bir düşüncem ve isteğim olmadı ve asla da olmayacak. Bunun doğru olmadığını da çok iyi biliyorum. Bunun mümkün olmadığını da biliyorum. Çünkü, uluslararası ilişkiler ve diplomasi, benim uzmanlık alanım değildir. Ben, siyaset bilimcisi kimliğimle bağımsız kalmayı, olaylara tarafsız bakmaya çalışmayı, hükümetlerin memuru olmamayı tercih ettim.

Bu nedenle, Türkiye'deki Başbakanlık Müşavirliği görevimden istifa ettim. Bu görevden kendi isteğiyle (emekli olmadan) ayrılan başka bir isim bulabilirseniz, lütfen yazınız.

Birilerine kendimi beğendirmek zorunda değilim elbette. Sorunum, kişisel değildir. Müzakere heyeti, koalisyon oluşturmak mantığıyla belirlenemez. Dengeler düşünülerek ulusal çıkarlar belirlenemez. Elbette Milli Konsey gibi kuruluşlarda tartışmak, değişik fikirler dile getirmek mümkündür. Ancak, Cumhurbaşkanı'nın heyetinde birbirinden farklı düşünenler olursa, neyi ve nasıl savunacaklar?

Bir kez daha altını çiziyorum. Bu Müzakere ve Danışma Heyeti ile başarılı sonuç alınamaz. Alınamayacak. Göreceksiniz.
Saygılarımla…"

(Doç. Dr. Birol Ertan)

RHA böyle yaparsa!..

Plaka numarası RHA 3248, Gazimağusa Kaymakamlığı'na ait arazi tipi araç.
Geçtiğimiz Cuma günü saat 13.00 sıraları, hızla Lefkoşa-G.Mağusa istikametinde ilerliyor.

Hızı da öyle az buz bir şey değil, tam 160 km. Aracın resmi plakalı olduğunu gören bir sürücünün kan beynine sıçrıyor ve takılıyor peşine, ibre 160'ın biraz üstünü gösteriyor. Ve cep telefonu ile çekiyor bu resmi.

Sonra da bize gönderiyor, ve soruyor "devletin aracı böyle yaparsa biz ne yapalım" diye! Siz devletin aracına ayak uydurmayın kardeşim, onlara bakıp da sakın gaza gelmeyin, trafik kurallarını ihlal etmeyin…

Günün Fıkrası

Üst düzey yönetici

Adamın biri sabah saat 10'a doğru bir elinde, içinde inek pisliği olan bir tenekeyle kafeye gelmiş,
- "Bana bir çay.."
diye seslenmiş,
- "Şimdi geliyor efendim.."
demiş garson ve çayı getirmiş.. Çayı bir yudumda içmiş adam, almış eline pislik dolu tenekeyi başlamış kafenin her tarafına serpmeye ve çekmiş gitmiş.. Ertesi sabah yaklaşık yine aynı saatlerde tekrar elinde pislik dolu tenekeyle gelip yine
- "Bana bir çay..!"
demesiyle,
- "Hop..! Bir dakika bakalım.."
demiş onu görür görmez tanıyan garson.
- "Dünden beri senin pisliğini temizlemeye çalışıyoruz.. Neden öyle yaptın ki?.."
- "Merak edilecek bir şey yok.."
demiş adam.
- "Üst düzey yöneticilik için hazırlanıyorum.. Sistem aynı.. Gel, çayını iç, etrafa bok at, millet senin yaptığını temizlemeye çalışırken tüm gün ortadan kaybol..!"

MESAJ KUTUSU >>

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları