Hesap sorma dönemi başlamalı!

Yayın Tarihi: 08/07/10 06:54
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Kimisi siyasi diyor kimisi ekonomik... Her ikisi de bizim ilgimiz alanında değil! Devlet bankaları olan Vakıflar Bankası ile K.T. Koop Bank'ın yönetim kurullarının değiştirilmesi kararına bakılırsa perde gerisinde bilmediğimiz bir şeyler dönüyor.

Görevden alınanlar bunu siyasi bir karar olarak nitelendirse de Başbakan İrsen Küçük son noktayı koydu ve görevden alınmaların siyasi değil, batmakta olduklarından dolayı değişikliğe gittiklerini söyledi. Doğru da yaptı!

Eğer büyük mudi sayısına sahip olan iki devlet bankası eğer batarsa, dolayısıyla devlet de batmış sayılacak.

Başbakan'ın söylemine göre bu iki banka yüksek miktarlarda kredi vermiş ve bunları geri alamamış. Demek ki ortada bir suistimal var! Yani bu bankalar daha batmadı ama nededeyse batma noktasına kadar geldi. Daha doğrusu getirildi...

Peki bu bankayı batıranlar görev alındıktan sonra toplum olarak üzerine bir bardak buzlu su mu içeceğiz? Yoksa bu bankaları batma noktasına getirenleri yani yöneticelerini, sonra da bu kredileri alıp da ödemeyenleri teşhir edip bunun hesabını mı soracağız?

Hatırlarsak yıllar önce ülkemizde bir bankalar krizi yaşanmış, bu nedenle meclis basılmış batan bankaların yöneticilerinin de mal varlıklarına ihtiyati tedbir kararları getirilip mallarının el değiştirilmesi önlenmiş, sonra da batık bankaların sahipleri hapis cezasına çarptırılmıştı.

Şimdi de devlet bankaları eğer yönetimdeki kişiler nedeniyle batırılma noktasına kadar getirilmişse, bu hükümet hiç gecikmeden bu yöneticilerin önce mal varlıklarına ihtiyati tedbir kararı getirmeli, sonra da işi yargıya havale etmelidir.

Kıbrıs Türk halkının devlete son yıllarda güvensizliğinin altında yatan gerçeklerden birisi de devlete zarar verdikleri halde bunun hesabının sorulmaması, cezasının verilmemesidir. Her ne hikmetse gelen giden hükümetler işe gelmeden devlete zarar verenlere karşı mücadele edecekleri vaatleriyle gelirler ama sanki o sözleri kendileri söylememiş gibi parmaklarını bile kıpırdatmadan çekip giderler.

Devlet malı deniz yemeyen domuz düşüncesinin hakim olduğu ülkede eğer artık birileri devlete verdikleri zarardan dolayı ellerini kollarını sallayarak gezmeye devam etmezse, bunun hesabı sorulur ve cezası çektirilirse aynı oranda halkın da devlete olan güveninin tekrar sağlanması yolunda önemli bir adım atılacaktır.

Bu yüzden, Başbakanlık Denetleme Kurulu'nun çok acil olarak dereye girerek şimdiye kadar bu devletin ensesinden geçinenleri su yüzüne çıkarması, hesap sorması ve suçları tespit edildikten sonra da bedelini ödetmesi tek alternatif yoldur.

KKTC'de artık hesap sorma döneminin başlatılması, hele de bunun UBP iktidarı döneminde yapılması, parti gözetmeksizin devleti kim çalmışsa cezasını çekmesi UBP'ye de kaybettiği itibarı geri kazanmasını sağlayacaktır.

Okur Görüşü
"Sermaye de fedakarlık yapacak mı?.."

"Ticaret Odası, işadamları ve sermaye altın madeni bulmuş gibi hükümetin tasarruf tedbirlerini kucakladı. Her zamanki fırsatçılık, iki yüzlülük ve bencilliklerini açığa vuruyorlar.İşlerine gelmeyen konularda tıs çıkarmazlar ama iş çalışanların haklarına geldi mi aslan kesilirler.Hiç onları asgari ücret,kaçak işçiler,vergi kaçakçılığı,kayıtdışı ekonomi veya fahiş fiyatlar konusunda beyanat verirken veya açıklama yaparken gördünüz mü?

Bu konularda basına hiç konuşmazlar,çünkü işlerine gelmez. Yaklaşık 25-30 yıl UBP ülkeyi popülist politikalarla yönetti .Çaldılar,çırptılar,haksız yere arazi dağıttılar,torpille binlerce kişiyi işe aldılar,onlarca KİT'i batırdılar,usulsüz ihaleler yaptılar.Peki bu sürede niye iş adamları sesleri çıkarmadılar? Çünkü onlar da sırtını UBP hükümetlerine dayamış, cüzdanlarını doldurmakla meşguldüler.Şimdi artık iyice zenginleştiler,hükümete borç bile verebiliyorlar.

Kıbrıs halkının da burada kapana kısılıp mecburen onlardan alışveriş yapacağını bildikleri için halkın parasının az yada çok olması onlar için önemli değil. Bu bozuk düzenden en fazla faydalanan(vergi kaçakçılığı,kaçak işçilik,rant,politikacı-iş adamı ilişkileri,usulsüz ihaleler,keyfi fiyatlar) kendileri olduğu halde şimdi kalkmışlar gariban çalışandan fedakarlık istiyorlar.

Tamam fedakarlık yapalım. Maaşımızdan bir miktar kesilsin ama sizden ne haber. Siz ne fedakarlığı yapacaksınız.Kaymağı yiyen siz ama fedakarlığı yapan biz.Ne güzel adalet ama.."
(Can SOYAL-MAGOSA)

Özay Öykün: Okula gereken yardım yapılmıştır

Yeni Erenköy Belediye Başkanı Özay Öykün, Erenköy Lisesi müdür ve okul aile birliği yöneticilerinin iddialarını reddederek belediye olarak üzerlerine düyen görevi yaptıklarını söyledi.

Yapılan açıklamaların siyasi olduğunu iddia eden Öykün, okul aile birliği yöreticisi Evser Şenkut'un bundan iki ay önce okula 50 bin TL yardım yapıldığını kendinisinin itiraf ettiğini, sonra niçin ifadesinin değiştirildiğinin araştırılması gerektiği belirtti.

Başkan Öykün hakkındaki şikayetler dün de devam etti. Bölgeden bir vatandaş belediyenin her gün çöplüğk yaktığından ve bundan da bölge halkının zarar gördüğünü iddia ederken, Öykün bu suçlamaya da yakma olayının kendileri ile ilgili olmadığını aksine yangını sndürmek için itfaiye ile işbirilği yaptıklarını söyledi.

Bu arada Y.Erenköy Kültür ve Sanat Derneği'nden belediyenin aldığı iki top bileti iade ettiği yönünde şikayet gelirken, Erenköy Türk Spor Kulübü Başkanı Hasan Hasanbulli de başkanı erkek takımına yardım yapmamakla suçladı. Hasanbulli belediyenin ayda bir kaç bin lira yardımla takımlarının ayağa kaldırılacağına olan inancını da ifade etti.

Aysun TUZCU

Şair

10

Kitap gelirlerini ÖZEV'e bağışlayarak örnek bir girişimde bulunduğu için

K.T.Gazeteciler Birliği

9

Basın sektörünün duayen isimlerini onurlandırma kararı aldığı için

Narenciye Üreticileri Birliği

3

Partizanlık sonucu batmış bir şirketin özelleştirilmesine karşı çıktığı için

AtlasJET

2

İngiltere uçuş programını değiştirip kaos yaşanmasına neden olduğu için

KTOEÖS

1

Din eğitimi kurslarını basıp insan hakları ihlali işlediği için

Ördeklere dikkat

Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek:
"Bizim burada uymanız gereken tek kural var. O da ördeklere dikkat edin sakin üstlerine basmayın" der. Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta ördek doludur.
Üstlerine basmamak adeta imkansızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen Cebrail belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve "Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.
İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve Cebrail anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler.
Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yasamamak için her attığı adıma acayip dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz.
Derken bir gün Cebrail belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Cebrail hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine bir şey söylemeden çeker gider. Kadın artık mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir.
Adama döner ve "Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir adamla birlikte olmayı hak ettim" der.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir: "Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım" der.

MESAJ KUTUSU

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları