Cemil Çiçek, hükümetimizi de kurup gitti!

Vatandaş Cemil Çiçek'e niçin kızıyor anlamak mümkün değil. Evet doğru, biraz dalgasını geçip gitti. Ama haksız mı?

Başbakan dahil hiç bir yetkilinin nüfusumuzu bilmediği bir ülkede adamla dalga da geçerler, nanik de yaparlar.

Bunu için Cemil Çiçek'e kızmak yerine, oturup doğru dürüst bir sayım yapıp, en azından memlekette kaç kişinin yaşadığını bilmek hepimizin hakkı değil mi?

Siz asıl şu habere bakın, artık kızar mısınız, ya da üstüne bir bardak buzul su mu içersiniz onu bilemeyiz.

Bazı açılışlar için KKTC'ye gelen ve özellikle yatırımlar konusunda önemli mesajlar veren Çiçek'in aynı zamanda yeni koalisyon hükümeti konusunda da bir takım görüşmeleri olduğu iddia ediliyor.

Yani buna göre, ufukta UBP-ÖRP hükümeti görülüyor. Hem de öyle UBP kurultayı sonrası filan değil. Bir kaç hafta içinde!

Bu konuda ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı'ya hükümet karşı aşırı dozda muhalefet yapmamasının telkin edildiği ve koalisyonun garanti olduğu sözü verildiği bize gelen duyumlar içinde yer alıyor.

UBP, ÖRP ile yapacağı koalisyonla meclisteki vekil sayısını 28'e çıkaracak, sonra da çok büyük ihtimalle İskele bağımsız vekili Ejder Aslanbaba da UBP'ye katılıp 29 sayısına ulaşılacak.

Yani Başbakan İrsen Küçük'ün sürekli söylediği gibi... Başta da dedik ya kimsenin Cemil Çiçek'e kızmaya hakkı yok. Her konuda olduğu gibi hükümeti de kuramazsan, biri gelir kurdurur ve gider... Bu kadar basit işte...

Müsteşar, UBP Ortaköy örgütünü karıştırdı!

UBP Ortaköy örgütü şu sıralar tam bir patlamaya hazır bomba gibi. Şikayet Başbakanlık Müsteşarı Hüda Hüdaverdi Aksoy'dan.

Kurultay hazırlıkları yapan örgütte Müsteşar Aksoy'un müdahalelerine kızan partililer bunun devam etmesi halinde istifaların olacağı iddia ediliyor.

İstifa edeceklerin arasında örgüt başkanı Haydar Çakko, Muhtar Faik Taşel ile İlçe yönetiminden Kansu Aksu ve 20 kadar partilinin de olacağı belirtiliyor.

Çevre Bakanına ithaf olunur
"Keşke kör olsaydım da görmeseydim"

"Sayın Özadam
Bu yazıya nasıl başlayacağımı gerçekden bilemiyorum.Bugün (dün) kardeşimin kullandığı arabayla kullanarak Girne'den Lefkoşa'ya geldik. Gerçekten gelmez olaydım.

Girne'de yeni yapılan üst geçitten itibaren Lefkoşa'daki Gonyeli çemberine kadar yolun sol tarafını izledim. Keşke kör olsaydım da görmeseydim. Bir pislik bir pislik gerçekten olamaz. Kamera şakası gibi.

Biz gercekden bu kadar pisi miyiz toplum olarak. Bir de bize 'pis Turkler" deyinceler kızarız.Yok vallahi fazlasıylan hakediyoruz bu söylemleri galiba. Ben kaç defa arabadan dışarı bir şey fırlatanları Çevre Dairesi'ne bildirdim.

Ne olacak diye sorduğumda çevre dairesi bana bu kişileri mahkemeye götüreceğiz sizi de şahit çağıracağız dediler. Hatta daireye ifade vermeye davet ettiler, işimi gücümü bırakıp gittim.

3 senedir hiç bir şey olmadı. Hayır yanlış söyledim. Çok şey oldu, ortalık çöplük oldu.Yazık bize .Geçenlerde Cemal Bulutoğulları çevreyi kirletenleri belediyedeki bir numaraya bildirmemizi isdedi.Numarayı aradım şikayet etmek için bir kaç arabayı ilk sefer şikayetimi aldılar.

Ondan sonraki aramalarımda kendileri ilgilenmezmiş lazım cevre dairesine bildireyim diye emir buyurdular.

Başı bozuk bir düzen. Gerçekten bu yolların kenarlarını gördüğümde bugün içim yandı içim.

Bir de bu anızlar meselesi; ülkeyi yaktık anız yakacağız diye. Bir bakın ovalarda veya yolların kenarlarında ne kadar ağaç yandı anız yakacağız diye. Biz bu memlekete sahip çıkamayacaksak gelsin başka ülkeler ihale açalım ve onlar bizi yönetsin...Saygılar..."
(Bener BORHAN)

Notherland Ltd.	10	G.Mağusa'ya yapılan en büyük yatırıma imza attığı için
Çevre Dairesi	1	Çevre konusunda gözle görülür hiç bir önlem almadığı için
Cratos Otel	1	İnsanları kafesler arasında dövüştürerek bahis oynatacağı için (Vatandaştan gelen istek üzerine)
KTÖS	1	Eğitim yılının hemen başında gerekçelerini başka yöntemlerle değil greve giderem kamuoyuna aktardıkları için
ATLAJ JET	1	Bilet alan yolcusuna listede isimleri olmadığı için bir kez daha ücret ödetip bilet aldırdıkları için

Taşa takılma!

Sicilya'nın bir kasabası varmış ki kadınları hiç rahat durmaz, ikide bir kocalarını aldatırlarmış. Kasabanın yaşlı papazı kocasını boynuzladıktan sonra doğru günah çıkartmaya gelen bu kadınlardan bıkmış…

'Papaz efendi, şeytana uyup kocamı aldattım. ' diyerek karşısına geçip günah çıkartmak istediklerinde papaz sinirlenir 'ayıptır günahtır. Boyuna kocamı aldattım diye geliyorsunuz, bari ayağım taşa takıldı deyin ben anlarım…' demiş…

Kadınların da işine geldiği için artık kimse kocamı geyikledim demez papaz efendi ayağım taşa takıldı diyerek konuyu açarlarmış…

Derken yaşlı papaz ölmüş, yerine bir başka papaz gelmiş ve bakmış ki kasabanın kadınları aşırı derecede namuslu. Taşa takılıp düştüklerinde oraları buraları açılıyor diye günah çıkartmak istiyorlar…

Doğru belediye başkanına gidip durumu anlatmış ve derhal kaldırımların düzgün olarak onarılmasını istemiş ama duruma vakıf olan başkan katılırcasına gülmeye başlayınca papaz şaşırmış ve şöyle konuşmuş:

-Sayın başkan gülüyorsunuz ama en çok da sizin eşiniz taşa takılıyor…Lütfen yani!.