Kamuda otorite ve disiplin kalmadı!

Yayın Tarihi: 29/11/10 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Eski başbakanlardan ve iyi bir devlet adamı olduğuna inandığımız Hakkı Atun ile yaklaşık bir saat süren bir sohbet toplantısı gerçekleştirdik.

Sohbetimizin konusu sadece kamu düzeniydi...

Daha doğrusu kamudaki düzensizlikler!

Hakkı Atun, İngiliz dönemindeki kamu düzenini anlattı bize...

Resmi her devlet kâğıdının sonunda "sadık hizmetkârınım" yazıldığını böylelikle devletin halkına olan saygı ve sevgisinin gösterildiğini ifade etti.

Kulağımıza çok hoş geldi bu iki kelime…

Doğrusu da bu zaten, devlet halkının hizmetkârı olmalı, devlet çalışanları da bu hizmeti yerine getiren görevliler.

Belki İngiliz dönemi hem Türkler hem de Rumlar açısından sıkıntılı günler olarak algılanabilir ama devletin halkına bakış açısı sanırız her iki kesim tarafından da memnuniyet verici olmuştur.

Tabi ki çok uzun süre geçti artık.

Biz kendimize bakarsak;

Hakkı bey dedi ki, "artık ben bile devlet dairelerinde kötü muameleye maruz kalabiliyorum..."

Bu ülkeye uzun süre yüksek mevkilerde hizmet etmiş eski bir başbakan bile bunu söylüyorsa sıradan vatandaşa nasıl muameleler yapılıyor, zaten hep birlikte yaşıyoruz bunları.

Ne yazıktır ki artık devletin birçok organı, devletin tüm fertlerine eşit muamele göstermemektedir.

Artık Partizan ve ucuz halkçı davranışlar devlet organlarını da adil olmayan kurumlar haline getirmiştir.

Eğer sıradan insanlarsanız beş dakika bitmesi gereken bir iş için saatlerce beklersiniz.

Ama hükümete yakın bir partiliyseniz, gider müdürün odasında kahvenizi yudumlarken işiniz bir kaç dakikada bitiriliverir.

İnsanımız artık devlet dairelerine gitmeye korkar hale gelmiştir; çünkü
orada artık kendilerine güler yüz gösteren çalışanlar yoktur...

Bankonun karşısında sakız çiğneyen, kahvaltı yapan, fasulye ayıklayan, dantel ören bazı çalışanlar halkın hizmetkârı olduklarını unutup, halka eziyet için orda görev yaptıklarını zannetmektedirler.

Birçok iş adamı ve muhasip gittiği devlet organlarında horlanmakta, işleri geciktirilmekte, evrakları kaybolmakta ve sonuçta devlete olan güven ve saygı da azalmaktadır.

İşte devlet dairelerinde yaşadıkları olumsuzlukları kaleme alan ve bizimle paylaşan bir muhasebe bürosu sahibi okurumuzun ibret dolu yazısı, tabii anlayana;

***

"...Sayın Özadam, Şirketler Mukayyitliği dairesinde son dönemde yasamış olduğum sıkıntılar gittikçe artmaya başlamıştır. Daire bünyesinde çalışan memur arkadaşların, tahminime göre, yönetime karşı olan tepkilerinden ötürü çalışma saatlerini azaltıp, öğlen 12'den sonra iş almaması ofisimde yürütmeye çalıştığım işleri sıkıntıya sokmaktadır.

Genel anlamda kamu sektöründe çalışan vatandaşların, performanslarının denetlenmemesi, ay içerisindeki verimlilik ve disiplinlerine bakılmaksızın ay sonlarında aynı maaşların elde edilmesi, daire amirlerinin altlarında çalışan personele söz geçirememesi, bu sektörden alınan verimin epey düşmesine sebep oluyor.

Dairelerde işlerimiz yürütecek memurlar bizlere asık suratlı davranıyor, işlerimizi hızlıca zamanında bitirmiyor ve evraklarımız kayboluyor. Hatalı pek çok işlemler yapılıyor, bilgi ölçmeksizin yapılan terfiler neticesinde memurlar vatandaşlara yeterince yardımcı olamıyor hatta zaman zaman köstek bile olunuyor.

Ancak bütün bunlara rağmen elde edilen gelirlerinde hiçbir değişiklik olmadığı gibi uyarı ve ceza gibi yaptırımlara da maruz kalmıyorlar.

Tek mesai sistemine geçileceğinden dolayı çokça huzursuz olduklarını gözlemlediğim memur arkadaşların dertlerine çare bulmaları vatandaşın işini geciktirmek veya yapmamakla mümkün olmayacaktır.

Ancak özel sektörün ödediği vergilerle ayakta tutulmaya çalışılan kamu sektöründen gerekli ilgi ve hizmeti alamayan özel sektör mensupları artık kamu sektörü ile ilgili çok tepkili olmuş ve hemen hemen her memura tembel, hazır yiyici sıfatlarını layık görmeye başlamıştır.

Kurunun yanında yaşın da yanması kaçınılmazdır ancak dairelerimizde layıkıyla çalışan arkadaşlarımızın hakkını da yememeliyiz.

Tüm bu düzensizlikler içerisinde bizlere hala daha hızlı ve en doğru şekilde yardımcı olmaya çalışan ve aldığı maaşı son kuruşuna kadar hak eden memur arkadaşlarımız da mevcuttur fakat çoğunlukta değildirler.

Özellikle genç nesil çalışanlar, 40 yaş üstü çalışanlara göre işten kaytarmaya daha meyilli ve vatandaşa karşı daha saygısız şekilde davranabilmektedir.

Hâlbuki genç insanların çalıştıkları yere yenilik, dinamizm getirmeleri beklenmektedir.

Ülkede yıllardan beridir hüküm süren siyasi düzenden dolayı insanımız artık tek başına çalışmak yerine herhangi bir devlet dairesine kapağı atıp maaşı ve emeklilik hayatını garantilemek çok daha önemli olmuştur.

Ancak her gün harcanan onlarca çalışma saatini hesapladığımızda kaybedilen muazzam bir kıymettir.

Devlet dairelerimiz arasında düzenliliği ile dikkati çekenlerden bir tanesi İhtiyat Sandığı Dairesi'dir. Gerek temizliği, gerekse personelin vatandaşa karşı davranış ve verimliliği açısında başarılı bir örnektir diye düşünüyorum. Amirlerinin şüphesiz bu sonuçta payı büyüktür.

Ancak Sosyal Sigortalar Dairesi vatandaşlarımızın en fazla şikâyetçi olduğu dairelerden bir tanesidir. Bu dairede benim de yaşadığım en büyük sıkıntı işlerimin çok geç yapılması ve evrakların kaybolmasıdır.

Dileğim artık kendini düşünen değil halkı düşünen hükümetlerin devletin başına gelmesi ve bu sorunlara çözüm bulmasıdır."

Narkotik ve Kaçakçılığı

Önleme Müdürlüğü

10

Güney'den getirilen kaçak et olayındaki başarısından dolayı

Vakıflar Bankası

8

Demokrasi Ortaokulu'na yaptığı katkılardan dolayı

Kan Bankası

3

Hem kan verilmesi çağrısında bulunup hem de mesai saatleri dışında kan kabul etmediği için

Fikret ÇAVUŞOĞLU

KTHY Y.K.Bşk

1

KTHY eski çalışanlarını UBP kurultayına alet edip yeni şirkette iş sözü verdiği için

Kırmızıgil Et Pazarı

1

Güney Kıbrıs'tan yasal olmayan yollardan KKTC'ye et getirdiği için

Meraklı deve

Genç deve annesine sormuş:
- Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?
Anne cevap vermiş:
- Çölde kuma batmamak için.
Genç deve tekrar sormuş:
- Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür?
Anne tekrar cevap vermiş:
- Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye.
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
- Bizim niye hörgüçlerimiz var?
Anne deve sabırla yanıtlamış:
- Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız.
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş:
- Peki bizim bu hayvanat bahçesinde ne işimiz var?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları