Mağusa ve yöresinin kaderi mi bu?

Yayın Tarihi: 09/12/10 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Araç sürerken yanımdan her motosikletli bir genç hızla geçse, hep içimden 'inşallah az ileride bu genci kaza yapmış olarak görmem" diye geçiririm içimden.

Çünkü öyle hızlı sürüyorlar ki, çünkü öyle dikkatsiz kullanıyorlar ki ve öyle tehlikeli hareketler yapıyorlar ki kaza sanki de geliyorum diyor.

22 yaşındaki Salih İlke Garip adlı gencimiz de gençliğinin verdiği heyecana kurban gitti önceki gün...

Ailesine başsağlı dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimizden.

Ama asıl konumuz bu değil;

Talihsiz genç Mağusa'da kaza yaptı, dolayısıyla Mağusa hastanesine kaldırıldı anında.

İlk müdahale yapıldı ve oradan da Lefkoşa hastanesine gönderilirken yolda hayatını kaybetti.

Zaten bunu dünkü gazete haberlerinden de aynen böyle öğrendik.

***

Dün öğlen saatlerinde telefonun diğer ucundaki ses ağlamaklıydı.

Sonra da ağlamaya başladı.

Kazada hayatını yitiren Serkan'ın yeğeniydi.

Bundan tam 18 yıl önce kaybetmiş babasını...

O da önce Mağusa hastanesine kaldırılmış, oradan Lefkoşa'ya sevk edilirken yolda hayatını yitirmiş ambulansın içinde...

İkinci bir acıyı aynı şekilde yaşadığı için doğal olarak tepkiliydi...

Hem hıçkırarak ağlıyordu hem de bağırıyordu;

Mağusa hastanesi hastane değil miydi de Lefkoşa'ya gönderilmişti?

Oradaki doktorlar gerçek doktor değil miydi de müdahalede başarılı olamamışlardı.

Mağusa'dan yola çıkıp Lefkoşa'ya yetiştirilirken ölmek insanımızın ortak kaderi miydi acaba?

***

Bizi arayan bayan tabi ki acılıydı, hüzünlüydü ve duygusaldı...

Ama biz buradan duygusalığın ötesinde mantıklı olarak soralım bu işin tepesindekilere;

Mağusa Devlet hastanesi bundan bir kaç yıl önce açılırken, kurdela kesen siyasiler sırıtarak bu hastanenin tam donanımlı olduğunu söylemiyor muydu, göğüslerini gere gere?

Sahi Mağusa ve yöresini insanıın suçu ne ki tam donanımlı bir hastaneye sahip değiller?

Niçin onlarca insanımız Lefkoşa'ya yetiştirilmeye çalışılırken yolda ambülans içinde hayatlarını teslim ediyorlar?

Kim, ne zaman ve nasıl sorgulayacak artık insan yaşamını bu kadar yakından ilgilendiren konuları?

Halkın vergileriyle 40 küsur trilyona mal olan bu modern hastane nasıl olur da tam donanımlı olmaz ve olması için de kimse parmağını kıpırdatmaz!

Siz hiç insan haytatının bu kadar ucuz olduğu bir başka ülke daha gördünüz mü?

Bu yöre, Cumhurbaşkanı çıkarmıştır, başbakan çıkarmıştır, onlarca bakan ve vekil çıkarmıştır...

Yok mu birisi çıksın ortaya ve niçin benim bölgemde tam donanımlı bir hastane yok diye hesap sorsun?

Bunun için daha kaç kişinin hayatını kaybetmesini bekliyorsunuz ki?

Bakanın komşusu özel ders veriyor!

Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Nazım Çavuşoğlu göreve geldiği ilk günlerde hızlı bir çıkış yapmış ve özellikle de kadrolu öğretmenlerin özel ders vermemesi için sıkı tedbirler alacağını açıklamıştı.

Umarız sıkı denetimler yapılıyordur.

Şikayet İskede'den geldi.

Hem de Bakan Çavuşoğlu'nun hemen yanı başındaki komşusundan.

Sayın bakana diyoruz ki bir ara bir komşu ziyareti yapsın.

Akşam saatlerinde...

Öğrencilerin biri gidiyor biri gidiyormuş.

Bizden iletmesi!

KTHY çalışanlarına kötü haber!

Yeni uçak yirketi kurulacak ya tabi ki ilk akla gelen istihdam konusu!

Özellikle hükümet KTHY'nin eski çalışanlarına o kadar istihdam sözü verdi ki şimdi tüm çalışanların gözü kulağı bu şirkete çevrildi.

Ancak, her ne kadar hükümet ilk etapta 120 kadar KTHY çalışanının yeni şirkete geri alınacağını söylese de hem THY yetkilileri hem de hissedar özel şirketler buna şiddetle karşı çıkıyor.

Bu yüzden ülke çapında bir münhal açılacağı bir sınav yapılacağı iddia ediliyor...

Banu SOYER

Yargıç

10

Yaşanan fuhuş olayında sadece bayanları değil erkekleri de tutuklama kararı aldığı için

Kıbrıs Dostları

Derneği

10

Sosyal konulara duyarlılığı ve yardımlarından dolayı

G.Mağusa Belediyesi

9

Dar gelirli vatandaşlara giysi yardımında bulunduğu için

DAÜ VYK

1

Bakanın katılacağı toplantıya iştirak etmediği için

İrsen Küçük

Başbakan

7

Yeni havayolu şirketinin kuruluşunda çıkan tartışmada araya girerek uzlaşma sağladığı için

Yasak

Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş.Geminin batacağını anlayan kaptan
hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş.Fakat kimse buna
inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş. Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. "Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş.Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş:
-Eee,noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur,daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı.
Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan
bir gemide olmamalılar" dedim.
Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı
olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları