"TDP hükümete girmelidir"

Yayın Tarihi: 11/12/10 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Sanki de o eski acemi ve çaylak Mehmet Çakıcı gitmiş yerine çok tecrübeli, artık kolay kızmayan ve agresif olmayan, olgun bir siyaset adamı gelmiş.

TDP genel başkanı ile yaptığımız son sohbette bunu daha iyi algıladık.

Çakıcı, her ne kadar bükçe görüşmeleri sonrasında UBP ile bir nikah kıyacak olsa da, halen bunu telafuz etmeye çekiniyor.

Ama artık TDP'nin iktidar koalisyonu olmasının da zamanının geldiğini söyleyeme çekinmiyor.

Koalisyon hükümeti kurulacak olan parti UBP, yani 25 vekilli bir parti...

Buna rağmen UBP'yi eleştirmekten kaçmayarak, hükümete koltuk değneği olmayacağının da mesajlarını veriyor ve "devlet hastadır, yoğun bakımdadır ve UBP de kötü bir doktor olduğu için bu hastayı ayağa kaldıramaz" diyerek tavla teslim olmayacağının da altını çiziyor.

Aslında şu anda özelleştirmelerin hızla başlayacağı bir dönemde hükümet olmak çılgınlıktan başka bir şey değildir.

Özelleştirmelerin altına bir bir imzanızı atarsanız ve bu özelleştirmeler panik ve korku içinde sırf söz verildiği için yapılırsa, ilk seçimde tepetaklak olur ve elinizdeki bir kaç milletvekilini de kaybederek bir tabela partisi olarak kalırsınız.

Bu yüzden TDP'nin iktidara hem de onurlu bir şekilde girme çabalarını alkışlamak ve onlara bir şans vermek lazım.

Mevcut pakete bu şekilde onay vermeyeceklerini ama paketin olumlu yönlerinin de olduğunu belirten Çakıcı, hükümete geldiklerinde Kıbrıslı bir paket hazırlayarak ülke şartlarına uygun yeni bir projenin hazırlanacağını da ifade ediyor.

Önceki gün yazdık, bugün de vurgulayalım, bize göre TDP bu hükümete girmeli ve en azından kendisini gösterme fırsatı verelmelidir.

Peki hükümete girme konusumda TDP tabanı ne diyor?

Aslında TDP'lilerin büyük bir kısmı hükümete girilmesinden yana ama korkuları, UBP'nin suçlarına ortak olup, elindekini de yitirmek.

Önceki günkü yazımızdan sonra çok sayıda TDP'liden mesaj ve telefon aldık ve gördük ki net bir görüş yok ve herkesin kafası fena halde karışık.

İşte bize gelen yorumlardan iki tanesi;

***

"Sevgili, Levent Özadam

Yazmış olduğunuz yazıların daima bir gerçeklik payı olduğuna inanmışımdır.

En son seçimlerde, Liberalizmi savunan ve daima sol partilere oy veren bir seçmen olarak her zamanki gibi sorgusuz, sualsiz Toplumcu Demokrasi Partisi'ni destekledim.

Ancak ilk gündeme geldiğinden bu yana TDP'nin UBP ile bir koalisyon kuracağına inanmadım, inanmak istemedim. Ta ki siz yazana kadar…

Fakat şunu belirtmeliyim ki sebep ne olursa olsun sola gönül vermiş birisi olarak hiçbir şekilde, yapılacak bu koalisyonu desteklemiyorum.

Bunun gerçekleşmesi halinde, bunca yıldır ismi ne olursa olsun partiyi desteklemeye devam etmeme rağmen, bundan sonra hiçbir şekilde TDP'nin yanında yer almayacağımı sizinle de paylaşmak istedim.

Hiç şüphem yok ki, Mehmet Çakıcı da en az benim kadar hayal kırıklığına uğramıştır.

Saygılarımla...

(Orhan AKMAN)

***

"Sayın Özadam
İtiraf etmeliyim ki bir partili olarak hiçbir zaman TDP-UBP koalisyonunun desteklemedim.

Ancak 8 Aralık tarihinde yazmış olduğunuz yazıyı okuduktan sonra bu konuya biraz daha yumuşak bakmaya başladım.

Eğer Kıbrıslı Türklerin ikinci varoluş mücadelesi verdiği bu günlerde, gerçekten amaç koltuk sevdası değil de, halkı desteklemekse, haklarımıza varlığımıza sahip çıkmaksa koalisyonu ben bile destekliyorum.

Ancak sizin de bildiğiniz gibi bu yol TDP için uzun ve çetrefili bir yol olacaktır.

Umuyorum ki Mehmet Çakıcı yola çıkış sebeplerini unutulmaz ve amacından sapmaz.

Yoksa bu durum tüm TDP'liler için bir hayal kırıklığı yaratmakla birlikte, bir sol partinin daha sonunu hazırlayacaktır..."

(Yeliz ERDAĞ-Lefkoşa)

Okur Görüşü
Yine kamudan şikayet!

"Kuşkusuz her Kıbrıslı Türk gibi ben de özelleştirmelere ve insanlarımızın işsiz kalmasına karşıyım.

Ancak kamu kurumlarının varlıklarını bu yapıda devam ettirmeleri de pek mümkün görünmüyor.

Defalarca aramamıza hatta gidip şikâyet etmemize rağmen telefon hattımız haftalarca tamir edilmedi.

Düşünüyorum bu kurum özel bir kurum olsaydı acaba muamele yine böyle mi olurdu? Yoksa şirket anında gelip bu sorunu çözer miydi?

Şimdi çalışanlar özelleştirmelere karşı bu kadar serzenişte bulunurken acaba neden ellerinde fırsat varken işlerini düzgün yapmıyorlar.

Benim bakış açıma göre hayatınızı nasıl kazandığınızın bir önemi yoktur.

Esas önemli olan yaptığınız işi hakkıyla, en iyi şekilde yapmanızdır.

Fakat toplum olarak düşünce yapımızı değiştirmediğimiz sürece özelleştirmeler, hatta işsiz kalmalar kaçınılmaz olacaktır.."

(Serap CAMGÖZ)

Turkcell'in duyarlılığı...

"Levent Bey merhaba,

6 Aralık'taki Girne Kordonboyu'ndaki çocuk parkımız ile ilgili notunuza istinaden konu hakkında bilgi vermek istedik.

Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında çeşitli bölgelerde yaptığımız 8 adet çocuk parkımız parkımız vardır.

Parklarımız yapılırken ilgili Belediyeler ile işbirliği içerisinde yapılmıştır.

Parklarımızın yapımı, kullanım aşamasına gelinceye kadar tüm finansmanı ve projesi Kuzey Kıbrıs Turkcell'e aittir.

Yapım tamamlandıktan sonra bakım ve onarımı ilgili belediyenin sorumluluğundadır.

Konuya göstermiş olduğunuz hassasiyet ve duyarlılık için teşekkür ederiz. İlgili belediye ile irtibata geçildiğini bilginize sunarım.

Saygılarımla,

(Feriha Y. NURLUÖZ)

Konuşan katır

Yalnız kovboy Kızılderili bölgesinden geçerken, bir ağacın gölgesinde oturmuş kızılderili bir bufalo çobanına rastlar.
Aslında kovboy da yorgundur ve dinlenmek için, kızılderili çobana selam verip, atından iner, birer barış çubuğu tüttürürler.
Biraz sohbetten sonra çobana sorar;
-Şu bufalonla biraz konuşabilirmiyim ?der.
Çoban; O hayvan. Yok konuşma bilmek.
Kovboy; Ben bir deneyeyim der ve bufaloya, "sahibin sana iyi davranıyor mu" diye sorar.
Bufalo; Yeşil otların bol olduğu yerlere götürüyor ben memnunum.
Bufalonun konuştuğunu gören çoban çok şaşırır, şok olur adeta.
Kovboy; Köpeğinle konuşabilirmiyim?
Çoban; Köpek yok konuşma bilmek .
Kovboy; Ben konuşurum onunla diyerek", sahibinden memnunmusun, sana nasıl davranıyor"
Köpek; Arada bir beni dövmese, iyi olur genelde memnunum deyince çobanın şaşırması bir kat daha artar. Nasıl olur da hayvanlar konuşuyor.
Kovboy; Katırınla da konuşmak istiyorum.
Çoban; O var konuşma bilmek, ama çok yalan söylemek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları