Seyrüsefer ruhsatını yenilemeyenlere yasal işlem

Yayın Tarihi: 13/12/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Partizanlık veya Popülizm yapılmayan bir ülke var mı?

Hepimiz için bu sorunun cevabı muhtemelen hayırdır.

Partizanlık yaparak, insanları ve toplumu bölenler ayrımcılık yapanlar kadar bunu benimseyen bundan nemalanan da suçludur.

Birbirimizin nefes alışlarını bildiğimiz bu memlekette, partizanlığın hele bu zor zamanda, hele bu günlere gelene kadar türlü sıkıntı çekmiş bu halka yakışmıyor.

Siyasetçiler, hükümetler gelip geçicidir.

Kalıcı olan olumlu ve yıllarca taraflı tarafsız herkesin faydalanacağı işlere imza atmaktır.

Bu noktada, bu yazıyı okuyan herkese şu soruyu sormak istiyorum; Toplum olarak nemelazımcı mıyız?

Bu memlekette iktidarlar değişir, insanlar işlerinden atılır.

Yerlerine başkaları alınır.

Sonra yine iktidar değişir ve bu kısır döngü devam eder.

İşinden atılanlar hak arayışına çalışa dursunlar, yeni işe alınanlar halinden memnun ve ben işime parama bakarım anlayışı ile umursamaz, nemelazımcı olur.

Sıkça seslendirilen şu düşünce yerleşir akıllara bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

Lütfen kimse alınmasın, yanlış anlamasın sadece biraz düşünsün.

Evet, toplum olarak biz nemelazımcıyız.

Biz toplum olarak umursuzuz.

Bu ülkede kraldan çok kralcı var.

Kıbrıs Türkü 1974'ten sonra hızla yozlaştı.

Yıllarca kabul edilmeyen, bazı gerçekler bu gün suratımıza adeta bir tokat gibi vuruyor.

Rum'un evini, arsasını, tarlasını, işyerini sahiplendik.

Sattık, savdık.

Hatta kuzeyde bulduklarımızı yitirmekle kalmadık, güneyde bıraktıklarımızı da bir şekilde elden çıkardık.

Bu gün Türkiye hepsi sizin, bir çakıl taşı bile vermeyiz denen bu mallar için dünya parası tazminatlar ödüyor.

Şimdi geldiğimiz nokta aslında 1974'ten sonra başladığımız noktadır.

Yani tekrar başa döndük.

Bir tek farkla, artık paylaşacağımız, Rum malı da kalmadı.

Peki suçlu sadece biz, yani toplum mu?

Elbette hayır.

Her şeyden bir haber, dünyadan uzak, yarattığı düzende gücün kendisinde olduğunun farkında olmadan, gücünü seçtiği insanlara veren ve daha sonra bireysel çıkarların peşine düşen nemelazımcı, umursuz bir toplum yaratıldı.

Peki, bu durum kimin işine geldi?

Bu sorunun cevabını siz düşünün.

"Objektif" köşesi herkese açıktır.

Bu güne kadar, bu köşeye kendime ait hiçbir konuyu taşımadım.

Fakat bir çok insanı ilgilendireceğini düşündüğüm bir konuyu bu gün sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

Geçtiğimiz hafta, Maliye Bakanlığı Gelir ve Vergi dairesi tarafından adıma bir zarf geldi.

31/10/2010 tarihinde seyrüsefer ruhsatı sona eren motosikletim için bir ihbar yazısı.

Unutmuşum, kış aylarında olduğumuz için de pek kullanmıyorum.

Ama tabi ki motosikletimin ruhsatını çıkarmalıydım.

Ama konu eşitlik ilkesi göze alınarak irdelenmeli.

Böylesi bir uygulamaya şahsen ilk defa tanık oluyorum.

Gecikme faizi ile birlikte miktar, 41.85 TL.

Bu gün ilk iş olarak da vatandaşlık görevimi yerine getireceğim.

Fakat bir vatandaş olarak sormak istiyorum.

Devlet bu kadar kötü durumda mı?

31/12/2010 tarihine kadar yükümlülüğümü yerine getirmezsem hakkımda yasal işlem başlatılacakmış, nedir bu yasal işlem yoksa hapis cezası mı var?

Devlet aracıma el mi koyacak.

Devlet katkısı ile Tahiti ve Hollywood gezisi yapılırken, ekonomik sıkıntılardan söz edilip yeni istihdamlar devlet kasasına alacaklı olarak yazılırken, hiçbir kaydı olmadan, hiçbir vergi ödemeden kazanç elde edenler sorgulanmazken, yeni makam araçları makam sahiplerini sunulurken devletin içinde olduğu zor durum akıllara gelmiyor mu?

Bunların yanında bir başka konu daha var ki o daha da üzücü.

Üç yıldır sonuç alamadığım bir mücadelem var.

Engelli insanların evlerine gönderilen özürlü yoklama belgeleri.

Bu zarfları bir şekilde zarflatamadık.

Sebep, yetkililere göre personel azlığı ve devletin zarf alacak parsı yok.

Peki, devlet kendi alacağı için ihbar gönderecek, personeli de zarfı da buluyorken kendi insanına yaptığı ayıbı, ayrımcılığı ortadan kaldıracak gücü yok mu?

Yoksa esas eksiklik niyet mi?

Devletin, devleti yönetenlerin nemelazımcı, umursamaz olduğu bu ülkede toplumun bu haline şaşmamalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları