Milli dava kaybedildi

Yayın Tarihi: 07/02/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kıbrıs, Türkiye için ne kadar önemlidir?

Veya Kıbrıs, Türkiye yönetimi için hangi anlamda önem arz ediyor.

Yılların birikimi olan tarihsel bağlar mı, yoksa stratejik konum mu Kıbrıs'ı vazgeçilmez yapıyor.

Türkiye Başbakanı, Sayın Erdoğan Türkiye de yıllarca bastırılan, engellenen, kapatılan bir siyasi çizginin temsilcilerindendir.

Sayın Erdoğan Kırgızistan gezisi sırasında çok neşeli imiş.

"Erdoğan KKTC'nin kulağını çekecek" başlıklı yazısında böyle söylüyor, SABAH gazetesi yazarı Sayın Emre Aköz.

Ve devam ediyor.

Kırgızistan Başbakanı Sayın Atambayev "Tayyip Abi" diye hitap ediyormuş, Sayın Erdoğan'a ve "O bizim ağamız" diyormuş.

Üstelik kameralar önünde ve bu yüzden neşesi bolmuş, Sayın Erdoğan'ın.

Gazetecilerle sohbet sırasında, söz bir anda Kıbrıs'a ve haliyle KKTC de 28 Ocak'ta yapılan mitinge gelmiş.

Sayın Erdoğan'ın bir anda yüz ifadesi değişmiş.

Neşesi aniden sinir ve öfkeye dönüşmüş.

Sonrası malum, Türkiye yönetimi ve bazı sivri dilli yöneticilerin bildik, Kıbrıslılar konusundaki düşünceleri düşüyor Sayın Erdoğan'ın dilinden.

Hiç kuşkum yok defalarca okuyup işittiniz ama hatırlamakta fayda var.

İşte KKTC'nin sığındı tek liman olan, Türkiye Başbakanının Kıbrıslı Türklerle ilgili düşünceleri üstelik bu kez kendi dilinden "Kuzey Kıbrıs'ta son günlerde provokatif eylemler var. Güney(Kıbrıs) ile beraber bu işi yapıyorlar. Sonuncusu 28 Ocak'ta yapıldı. Bize defol diyorlar. Yönetimin duyarsızlığı var. Cumhurbaşkanından Başbakana, yönetimin tavrını açık ve net koyması lazım. Türkiye'ye karşı böyle bir eyleme hakları yoktur. En düşük maaş alan memurları 10 bin liraya yakın para alıyor. Benim Başbakanlık müsteşarımın aldığı 5 bin küsur. Beyefendi 10 bin lira alıyor. Birde bu eylemi yapıyor utanmadan. Üstelik 13 maaş alıyorlar yılda. Sonrada "Türkiye buradan çek git" diyor. Sen kimsinde böyle "Buradan elini çek" diyorsun? Şehidim var, gazim var. Stratejik olarak ilgiliyim. Kıbrıs'ta Yunanistan'ın ne işi varsa Türkiye'nin de Kıbrıs'ta stratejik olarak o işi var. Ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardır. Biz destekliyoruz. Bunun karşılığını olması gerekmiyor mu? Türkiye aleyhindeki eylemelere zemin hazırlanması kabul edilemez. Şimdi bakıyorum, (KKTC Başbakanı İrsen Küçük) benden randevu istiyor, çağırıp kendisiyle konuşacağım. Soracağız".

Lütfen kimse Sayın Erdoğan'ın yanlış bilgilendirildiğini söylemesin.

Kırk yıldır her şeyiyle bu ülkede olan, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanının, KKTC de olanlardan haberi yok da yanlış bir anlaşılmadan dolayı mı bu cümleler.

Bu cümleler yanlış anlaşılmadan dolayı değil, yanlı tavırdan dolayıdır.

Kıbrıs hem burada, hem de Türkiye de en önemli, en hazır seçim malzemesidir.

Haziran da yapılacak seçimlerde, AK Parti Kıbrıs'ı kullanmak istemeyecek mi?

Elbette isteyecek.

Bizler veya KKTC yöneticilerinin kimler olacağı, Türkiye'yi bugün yöneten anlayışın umurunda değildir.

Önemli olan Türkiye'nin stratejik çıkarları ve Yunanistan'ın Kıbrıs Cumhuriyeti ile olan bağlarıdır.

Sayın Erdoğan'ın sözlerinden ben bunu anlıyorum.

Sayın Erdoğan'ın hazirandaki seçimleri kazanacağının garantisi var mı?

Az bir ihtimal ama, AK Parti yeniden iktidar olamazsa kim düzeltecek, Kıbrıslı Türklerin gönül kırgınlığını, yada Anadolu insanı artık hangi gözle bakacak "Milli Davaya".

Sayın Erdoğan'ın bu düşünce ve sözleri aslında kendi kamuoyuna ve kendi insanına yöneliktir.

Kıbrıs'ın kuzeyinde de bazı odaklar bu oyunun parçası oluyor.

Kıbrıs adasında çözüm süreci uzadıkça uzuyor.

BM bu gidişten memnun değil.

Görüşmelerde herhangi bir ilerleme umudu kalmazsa, ortaya yeni anlaşma metni, yani plan çıkabilir.

Bugün yaşananlara bakarsak ortaya çıkabilecek plan, içeriği ne olursa olsun, Türk tarafından onay görür.

Buna hiç şüphe yok.

Türkiye Başbakanının söylediklerine bakarsak böyle bir plan, Türkiye'deki seçimlerden yani hazirandan önce gündeme gelebilir.

Yoksa AK Parti ve Sayın Erdoğan seçimlerden önce Kıbrıs kozunu kaybetmeyi göze almaz.

Bir başka senaryoda , KKTC'deki siyasi yapıyı yıpratıp, yerine kendine daha yakın bir yönetim mekanizması kurmak ve yeni bir sistemle yeni bir yapılanmaya gitmek.

Mesela başkanlık sistemine.

Niyetler veya düşünceler her ne olursa olsun.

Mısır halkını bile çok düşünen ve "Halkın demokratik isteklerine hiçbir iktidar kayıtsız kalamaz" diyen Sayın Erdoğan ayni görüşleri, Kıbrıs Türk Halkına reva görmüyor.

Siyasiler gelip geçicidir.

Bir döneme damgasını vuran ve bugün isimleri bile hatırlanmayan nice siyasetçiler gelip geçmiştir.

Yılların değiştiremediği, sevgi ve kardeşlik bağlanırını kimsenin değiştirmeye gücü yetmez.

Şahsen ben, Türkiye'nin herhangi bir yerinde, herhangi bir sebepten dolayı kötü bir olay yaşansa ciğerim parçalanır.

Nasıl ki Doğan Türk Birliğini seviyorum, Fenerbahçe'yi de öyle seviyorum.

Nasıl ki Mulihiyayı seviyorum, Lahmacunu da öyle seviyorum.

Nasıl ki Işık'ın şarkılarını seviyorum, Muazzez Ersoy'u da öyle seviyorum.

Her Kıbrıslı Türk gibi İstiklal marşını her duyduğumda tüylerim diken diken olur.

Branş hiç fark etmez, Türkiye Milli takımını izlediğim zaman milli duygularım kabarır.

Bu duygu ve düşüncelerim hiçbir zaman değişemedi.

Herkese ve her şeye rağmen.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları