Toplumsal varoluş düşüncesi

Yayın Tarihi: 18/02/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Aslında, Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayip Erdoğan ve ekibine teşekkür etmek gerek.

Belki de konunun bu noktalara geleceğini tahmin edemediler ama öyle bir yaraya tuz bastılar ki hala daha kanıyor.

Ve üzeri kaşındıkça yara büyüyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, beklide dünyada bir ilk.

Üretmeden ayakta durmaya çalışan, halkı yüzyıllardır kimliğini, ne olduğunu, kim olduğunu arayan bir devlet.

Bir Kıbrıslı Türk ne ister?

Böyle bir soru sorulsa alınacak cevap ne olur?

Alınacak cevap, ya da en azından bir Kıbrıslı Türk olarak benim cevabım şudur; Ne Türkiye'nin omzunda bir yük, nede güney Kıbrıs yönetiminin bir vatandaşı olmaktır.

İşte ne dünya, ne Türkiye nede, güney Kıbrıs bunu anlayamadı.

Türkiye'nin anlayamadığı ya da anlamak istemediği, Kıbrıs'ın ve Kıbrıs insanının ayrı bir ülke, ayrı bir halk olduğudur.

Burada yönetimsel acizlik, Türkiye'yi yönetenlere böyle bir hava vermiş olabilir.

Ama Kıbrıslı Türk insanı, ta 1950'li yıllardan hatta daha öncelerden bu topraklarda varolma ve bir kimlik arayışı içindedir.

Evet, Türkiye KKTC'ye maddi yardım yapıyor.

Yapacaktır da, zaten yapmalıdır da.

Bu yardımlar, çoğunlukla altyapı ve bütçeye aktarılan kaynaklardır.

Fakat onca yardım bir fabrika yapımı için dahi kullanılmamıştır.

Üretim alanlarına zerre kadar maddi kaynak ayrılmamıştır.

Bir zamanlar Türkiye'ye narinciye, patates, plastik eşya malzemesi hatta kot pantolon satan Kuzey Kıbrıs üreticisi, bu gün aklınıza gelebilecek her şeyi Türkiye den ithal ediyor.

Yani Türkiye'nin gönderdiği maddi yardım, aslında hem burada bulunan kayıt dışı vatandaşlarına eğitim ve sağlık olarak, hem kendi üreticisine hem de kendi kasasına fazlasıyla girmekte.

Şimdi bunlar KKTC ile beraber Türkiye kamuoyunda da tartışılıyor.

Düşününki bu coğrafyada yaşayan insanlar, yarın ne olacağını bilmiyor.

Düşünki bu coğrafyada yaşayan insanların bir kimlik bilmecesi var.

Bir Kıbrıslı Türk, KKTC kimliği, iki binli yılların ilk başlarında Kıbrıs Cumhuriyeti ile AB kimliği, çift uyruklu vatandaşlığı olanlar ayni zamanda, Türkiye Cumhuriyeti kimliği de taşıyor.

Peki, hangisi gerçek anlamda mana ifade ediyor.

Dünya üzerinde Azerbaycan'dan tutunda, Kazakistan'a, Türkmenistan'a kadar birçok Türk kökenli Cumhuriyet ve yönetim var.

Fakat hiç biri KKTC kadar tartışılmadı.

Ne Türkiye de nede kendi içinde.

Şimdi içinde bulunduğumuz bu tartışma ortamı içerisinde, iradeli bir yönetimin halkın istek ve beklentilerini, en başta Ankara'ya ve elbette Kıbrıs'la ilgili herkese anlatması gerek.

Böyle bir düşünce var mı?

Maalesef şuan için yok.

Bu gidişle de olmayacak.

Hükümetin zorda olması ve siyasette bir çıkış, yeni bir yapı yolu aranması karşısında bazı siyasi partiler durumun daha da kötüleşmesi ve bu ortamdan pay çıkarma düşüncesinde.

Zaten, halk ve gerçek anlamda "Toplumsal varoluş" düşüncesi için, ilk yapılması gereken şey farklı çizgiler de olan siyasi parti, sivil toplum örgütü ve derneklerin ayni amaç için bir araya gelmesidir.

Bu düşünce ancak bu şekilde bir anlam kazanacaktır.

Dün, başta Başbakan Sayın İrsen Küçük olmak üzere hükümet yetkilileri Ankara'ya bir ziyaret gerçekleştirdi.

Bu ziyaret gergin ortamın yumuşatılması, belki de bir koalisyon ihtimalinin düşünülmesi, 2 Mart mitingi konusunda KKTC hükümetinin uyarılması veya iyimser mesajların verilmesi amacıyla gerçekleşiyor olabilir.

Bu yazı yazılırken konu ile ilgili herhangi bir gelişme yaşanmadı.

Ama siyasi tartışmalarla ve çalkantılarla geçen yaklaşık üç yıldan sonra artık toplum için bir şeylerin yapılması gereklidir.

Hayvancılar sokaklarda, Anayasa mahkemesi emeklilerle ilgili karardan sonra doktorlarla ilgili ikinci iş yapma konusunda tartışmalı bir karar açıkladı.

Yargı çöküşte.

Okullarda, kamu dairelerinde grevler devam ediyor.

Kısacası hiçbir şey yolunda değil.

Artık siyasi tıkanıklık, ülkenin her yerini esir almış durumda.

İş işten geçmeden, daha kötü durumlara düşmeden yapılacak olanlar yapılmalı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları