"Sigortalılar maaş mı ister?"

Yayın Tarihi: 01/04/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türk insanı tarih boyunca tam anlamıyla bağımsız olmadı.

Bağımsızlık sadece, yönetim belirleme anlamında değildir.

Kaldı ki bu konuda da Kıbrıs'ın kuzeyinde yönetimsel idare toplumun elinde olmadı.

Tam bağımsızlığın en önemli göstergesi, ekonomik bağımsızlıktır.

Ekonominin durumu belli.

Siyasi durum nedir?

Mesela; Bu gün hükümet diğer partilerden geçiş yapan vekillerle, hükümeti ve meclis aritmetiğini elinde bulunduruyor.

Mesela; Daha önceki hükümetin büyük ortağı, yeni kurulmuş seçime dahi girmemiş bir partiyle koalisyon ortaklığı kurdu.

Hani halk iradesi, hani bağımsız irade.

Bir toprak parçasında toplum değil, kişiler, siyasi partiler ön plana çıkarsa o toplum kendi kendini yönetemez.

Kaderi kişilere, siyasi partilere bağlı toplumlar kendi kaderlerini çizemezler.

Sadece, götürülmek istenen yöne giderler.

Her zaman altını çizdim.

28 Ocak ve 2 Mart tarihleri, Kıbrıs coğrafyasının kuzeyinde birer milattır.

Şimdilerde seslendirilen ve hazırlık yapılan tarihse 7 Nisandır.

Bu eylem ve grev, diğer gelişmeler için bir haber olacaktır.

Yeni bir miting gündeme gelir mi?

Bu miting diğerleri gibi ses getirir mi?

Hükümetin tepkisi nasıl olacak?

Öncelikle şunu kendi fikrim olarak belirmek isterim.

Sendikal platformun, Brüksel ziyaretindeki ayrılık noktaları devam ederse bu önemli bir halkanın zayıflaması anlamına gelir.

Brüksel ziyaretinin, görüldüğü kadarı ile olumlu ve olumsuz karşılanması anlamındaki terazisi dengededir.

Olayın siyasete dönüşmesi ve bununda açıkça ifade edilmesi, olayın eksi yönü.

Bu eksiklik yapılması muhtemel bir mitingi katılım anlamında olumsuz etkileyebilir.

Peki, bu saatten sonra ne olur?

Yada ne olmalı?

KKTC'de mevcut siyasi yapıya alternatif bir düşünce ortaya çıkacaksa, bu yönde bir niyet varsa bu sendika çatısı altında olmaz.

Sendikanın belirlediği eylemlere katılan üyeler de sendika başkanlarının her söylediğini onaylar diye bir şey yoktur.

Bu düşünceden hareketle yeni bir siyasal hareketlilik dönemine girmekteyiz desek herhalde yalan olmaz.

Bunun olabilmesi içinde ekonomik değil siyasi olan mücadelenin sendika çatısından çıkıp, siyasetin yapılacağı yere yani belki bir siyasi partiye, hatta yeni bir siyasi oluşuma kayması gerekmektedir.

KKTC'de özellikle siyasi alanda hiçbir şey eskisi olmayacak.

Muhalefette başka, iktidarda başka anlayışı ağır bir darbe almıştır.

Buna rağmen hala daha meclis bahçesi, bakanlık binaları verilen sözler, beklentiler ve bu beklentilerin sahipleri tarafından dolduruluyor.

İşte bu saatten sonra düşünülmesi gereken bu günün değil, yarının ne olacağı.

Günü kurtarma düşüncesi artık yerini yarınların garanti altına alınması olmalıdır.

Son zamanlarda sık sık kullandığım, tekrarladığım bir cümleyi şimdi yine yazacağım.

Son üç yılımız boşu boşuna heba oldu.

Tamamen siyasete ve siyasi gelişmelere harcanmış üç yıl.

Düşününki bu üç yılda KKTC'de neler yapılmazdı.

Hangi projeler, düşünceler hayat bulmazdı.

Bu gidişle daha çok günlerimiz, yıllarımız heba olacak.

Her şeye rağmen, bir şekilde devam eden bir hayatımız var.

Bir şekilde, ağır aksak, akıp giden bir ekonomimiz var ki günlük hayatı yönlendiriyor.

Ay sonu kapının arkasında derler ya, gerçekten öyle.

Banka önleri, emekliler ve maaş almayı bekleyen insanlarla hareketli.

Emekliler, memurlardan iki gün önce ödeniyor.

Devlet emeklileri maaşlarını alıp, bir diğer ay için Allah kerim dedi ama sosyal sigorta emeklileri en azından bu yazı yazılırken henüz ödenmemişti.

Banka önünde bekleyen beklide birbirlerini o gün görmüş iki kişi ayni konudan şikayetçi.

Uzak bir köyden gelmişler, maaşlarını alıp geri dönüş için otobüslerini yetişecekler.

Malum maaşlar henüz yok.

Yaşlılık da var tabi.

Birisi "Hani formül ceplerindeydi" derken. Bir diğeri " Boş ver sigortalı maaş mı ister" diye yakınıyor.

Evet, kum tartışması bitti, gökdelen tartışması bu gün yarın biter.

Fakat esas sorunlar hala yerinde.

Üstelik hiç dokunulmamış.

Günlük konuları bir tarafa bırakalım da, çözülmesi zor sorunların üstüne gidelim.

Hadi kolay gelsin.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları