"Kara 12 Mayıs"

Yayın Tarihi: 13/05/11 09:20
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Her ülkenin olmazsa olamaz değerinde olan kurumları ve her zaman için önceliklere sahip temel sektörleri vardır.

Bu sektörler, direk insanla ilgili olan, insanla ilgili olmanın yanında ülkenin geleceği, ayni zamanda devletin aynası, yüz akı, halkına verdiği değeri gösteren en önemli hizmetlerdir.

Eğitim, sağlık ve tabi ki güvenlik.

Sağlıkla daha bir ilgiliyim. Çünkü rahmetli babam, 28 yıl sağlık alanında hizmet verdi. Rahmetli olduğu zamanda halen çalışıyordu. Hatırlıyorum, evimize gelen insanlar vardı.

Bazen evde, bazen de çalıştığı Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet hastanesinde bu insanlara yardımcı oluyordu.

Maddi olarak çok bir kazancı yoktu.

Ama her şeye rağmen, tek bir maaşla üç çocuğunu büyütmeyi ve bir yerlere getirmeyi başardı.

Babası, yani dedem son nefesini verirken o yanındaydı.

Çünkü görevliydi.

Küçük kardeşim düşüp de başına dikişler atılırken onunda yanındaydı.

Bir keresinde, acil serviste durumu ağır bir hastaya müdahale ederken bir anda onun karşı komşumuz olduğunu fark etmişti.

O gün onun da yanındaydı.

Çünkü görevliydi, çalışıyordu.

Görevi insanlara yardım etmekti, hem de hayati bir yardım.

Babam rahmetli olalı 17 yıl oldu.

Bu süreçte bu ülkede çok şey değişti.

Sağlık sektörü daha da gelişti.

Özel hastaneler açıldı.

Bu alanda hizmet veren insanların sayısı daha da arttı.

Yeni cihazlar, yeni ekipmanlar kullanılmaya başlandı.

Bunların yanında hastalıklar ve hasta sayısı da arttı.

Şimdi, hayatının önemli bir bölümünü sağlık alanıyla ilgili yaşayan birisi olarak, sektörün geldiği duruma bakıyorum da gerçekten üzülüyorum.

Bu ülkenin en çok tartışılan konularından biri sağlık.

Ve özelliklede kamudaki sağlık hizmeti ile hizmet verenler.

Ne sağlık çalışanları memnun nede hastalar.

Bir topluma, bir insana her şeyi her imkanı sunabilirsiniz.

Ama hiç biri sağlığın yerini tutmaz.

Sağlık alanında ciddi sorunlar var.

Çalışanlar her ne kadar grev yaparak haklarını arasalar da, acil durumlarda yine ihtiyacı olan insanların yardımına koşuyorlar.

Sağlık sistemi çökmeden sorunların uzlaşı yoluyla çözülmesi gerek.

Ülkenin her yerinden imdat sesleri geliyorken bu duyarsızlığı anlamakta güçlük çekiyorum.

Yani, emeklilik yaşının 65 olması daha mı önemli?

Yada, kamudaki mesai saatlerinin yine, yeniden tartışılması.

Hükümet, halktan güven istiyor.

Güven istemek için öncelikle güven verecek ortamı yaratmalısınız.

Bugün sağlık sektörü ayakta, KTHY çalışanları eylemlerde.

Hayvancılar sokakta.

Elektrik kurumu, telefon dairesi çalışanları huzursuz.

Kamu çalışanları her ana emeklilik için tetikte.

Artık bu güvensizlik ortamı sonlandırılmalı.

Dün, yani 12 Mayıs tarihi hemşireler günü olarak kutlanıyor.

Bizim ülkemizde de bu tarih önemli.

Hemşirelerin yani genel olarak sağlık sektörünün özel günü.

Bu yıl bu günü sağlık çalışanları şöyle nitelendiriyor "Kara 12 Mayıs".

Yaşadığımız hayatı şekillendiren olaylar vardır.

Bazen kader, bazen şans, bazen de kendi çabalarımız, hayat akışımızı etkiler.

Bazı insanlar kendi hayatlarını kendileri için yaşarken, bazı insanlarda kendi hayatlarını başkaları için yaşarlar.

Başkalarının sağlığını başkalarının güvenliği sağlamak için kendi hayatlarından çalarlar.

İşte sağlık çalışanları da bu özveriyi gösteren insanlar sınıfına girmektedirler.

Sağlık çalışanlarının sorunlarının giderilmesi topluma daha iyi, daha rahat hizmet verilmesi anlamına gelir ki bundan da bu toplum karlı çıkar.

Sorun elbette sadece bunlarla bitmez.

Kamu sağlık kurumları özeli aratmayacak donanıma sahip olmalıdır.

İçinde bulunduğumuz süreçte herkes özel hastanelerden hizmet alamaz.

En başta gelen, önce insan ve önce sağlık.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları