İktidarlar için dün yoktur

Yayın Tarihi: 20/05/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

KKTC hiç olmadığı kadar gergin günler yaşıyor.

Bitti, gitti derken yine sokaklar yine eylemler. Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan insanlar, bu topraklarda hayat toz pembe değil diye haykırıyor.

Kıbrıs Türk insanı devlete, hükümete, siyasete hiç olmadığı kadar uzak.

KTHY çalışanları artık deyim yerinde ise gemileri yaktı.

Başbakanlık önünde eylem yapıldı.

Hükümet adına açıklama yapan Sayın Başbakan böyle hak aranmaz diyerek elimizden gelen bu mesajı verdi.

Ayni anda sokaklarda yollar kapatıldı.

Polis müdahalesi ile tutuklananlar hatta hastanelik olanlar oldu.

Olaylarla ilgili olarak nasıl ki KTHY çalışanlarının haklarının iadesini şiddetle savunuyorum, bir Başbakana şu veya bu şekilde saldırı girişimini de tasvip etmiyorum.

Daha öncede altını çizdiğimiz gibi bu insanların mağduriyeti giderilmeli.

Hükümetin istihdam yapmak gibi girişimleri olduğu bilgileri ayyuka çıkmışken, bu konuda hükümete eleştiriler varken, bu insanlardan faydalanılması hem bu insanlara fayda sağlayacak hem de hükümete gelecek tepkiler karşısında siper olacaktır.

İktidar partisine yakın olan insanların nasıl ki devlete istihdam hakkı vardır, başka görüşleri savunan insanlarda bu hakka sahiptir.

Bu ülkenin yükünü sırtında taşıyan herkes bizim insanımızdır.

Devlet ve elbette hükümetler ayırımcılık yapamaz.

Eğer ki ayırımcılık yaparak iktidarı sürdürme düşüncesi varsa o iktidar sadece zamana oynar.

İktidar veya iktidar olmak neden bu kadar önemlidir?

Bu soruların cevabını halka hizmet diye versek her halde saflık olur.

İktidar olmak önemli bir güçtür.

Yönetmek, karar vermek, her şeyin en doğrusunu bilmek.

Yada iktidar gücüyle öyle zannetmek.

Hiç tanımadığınız insanların hayatları ile ilgili kararlar almak.

Hep ön planda olmak.

Gazetelerde, TV'lerde boy göstermek.

Kasap dükkanı açılışından, market temeli atmaya kadar her yerde bulunmak.

Herkesin derdini dinleyip, her derde deva çareler için söz vermek.

Yani muhtaç olunan olmak.

Siyasette iktidar olmayı, olabildiğince geniş kitlelere yaymazsanız bunun adı iktidarda tekelleşme olur.

Bizim siyaset dünyamızda da bir tekelleşme vardır.

İktidar olacak olan veya iktidarda büyük ortak olarak yer alacak olan siyasi renk en baştan bellidir.

Ya UBP yada CTP.

Önemli bir seçime doğru giden Türkiye ye bakarsak, bir zamanlar iktidar olan, kitlelerin peşinden koştuğu ANAP, DYP, RP gibi siyasi partilerin bu gün adı bile telaffuz edilmiyor.

Veya isim bazında bakarsak, nerde Süleyman Demirel, nerde Mesut Yılmaz, nerde Tansu Çiller.

Bir zamanlar Türkiye'ye hatta Ortadoğu'ya yön veren liderler artık sırdan vatandaş.

Ortadoğu demişken, yıllarca iktidar olan tek isimler birer birer koltuklarından oluyor.

Güney Kıbrıs bu Pazar sandık başında. Kıbrıs Rum Halkı seçimini yapacak.

2012 yılı ortalarında ise Rum yönetimi AB üyesi "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak AB dönem başkanı olacak.

2013 Şubatın da ise başkanlık seçimi var.

Seçim kampanyaları elbette, Kıbrıs sorununa odaklı.

Türkiye'deki seçimlerde ise Türk Halkı tercihini yapmak için önüne somut vaatler konmasını beklerken seçim tartışmaları, liderlerin birbirlerine karşı meydanlardaki sataşmalarına ve özel hayatla ilgili şantajlar, kasetler ve görüntülere kilitlenmiş durumda.

İktidar için her şey mubah.

Seçim döneminde söylenenler, söylendiği yerde kalacak.

Aynen bizim ülkemizde olduğu gibi.

Öncelikle seçmene en iyi benim, en iyisini ben yaparım düşüncesini yaymak için yerine getirilmeyecek sözler söylenir, nede olsa iktidar olmak her şeyin önünde.

Daha sonra yine bildik unutkanlık rolleri ve vatandaşın balık hafızası.

Türkiye eski Başbakanlarından ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel bu durumu yıllar önce şöyle özetlemişti "Dün dündür, bu gün bugündür".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları