Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türkler için af yok mu?

Yayın Tarihi: 01/06/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Vatandaşlık konusu tartışılmaya devam ediyor.

Kime verilecek, hangi unsurlar göz önüne alınacak, adaletli mi olacak veya gerek var mı?

KKTC devleti kendini oluşturan topluma, vermesi gereken hizmetleri yeterince verebiliyor mu?

Vatandaşlıklar verilmesi halinde devlet üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirebilecek mi?

KKTC vatandaşlığı neden bu kadar önemli?

Vatandaş olmayan fakat yükümlülüklerini yerine getiren insanlar devlete hatırı sayılır, maddi bir kaynak aktarıyor.

Devlet bu kaynaktan vazgeçmeye hazır mı?

Bu ülkeye yıllarını emeğini, yatırımlarını vermiş insanlara öncelik tanınacak mı?

Bu kararların yaratacağı yoğunluğa, bu ülkenin her anlamda ki alt yapısı hazır mı?

Nüfus konusu çözülmemiş bir sorun olarak görülürken bunu yasallaştırmak bu ülkenin çıkarları için yapılmış olamaz.

Bu hassas konu, her yönüyle, her kesim ile tartışılmalı.

Ülkenin ihtiyacı olan iş gücü potansiyeline mümkün olduğunca ağırlık verilmeli.

Nüfus olgusu, çevreyi etkiler, sosyal hayatı etkiler, güvenliği etkiler, sağlığı, eğitimi etkiler.

Bunları yoluna koyduk mu?

Siyasi iktidar "Beyaz kimlik" olayını kendi istediği şekilde yönlendirirse, bu konu ile ilgili daha sonraları alınacak kararların önüne geçilemeyecek.

Bu olay da, hayati öneme sahip diğer konular gibi siyasi iktidarların eline bırakılacak.

Şu an iktidarda olan siyasi erk halka ne verebilir?

Hiçbir şey.

İktidarını nasıl devam ettirecek?

Tabi ki vatandaşlık vererek, kırsal kesimlerde arsa dağıtarak.

Siyasi mekanizmanın iktidar erki için, ülke sorunlarını ne hallere getirdiğini düşünürsek bunun altından kimse kalkamaz.

İçinde bulunulan süreçte bu coğrafyada yaşayan insanların aklı karışık.

Türkiye ve KKTC hükümetlerinin imza koyduğu protokol, Türkiye'deki seçimlerin ardından daha hızlı ve ivedi şekilde uygulanmaya konacak.

Burada yapılmak istenen nedir?

Gerçekten ekonomik bir disiplinin sağlanması mı hedefleniyor, yoksa Türkiye hükümeti, Kıbrıs'ta çözüm arzusunu yitirdi ve adanın kuzeyini tamamen kontrol altına almak mı istiyor.

Yapılan uygulamalara bakılırsa farklı amaçlar olduğu noktasında şüpheli olmamız kaçınılmaz.

Vatandaşlıklarla ve alınan "AF" kararı ile ilgili olarak, şahsen benim beklentim; Bu topraklardan herhangi bir sebepten dolayı göç etmiş, Avustralya da, İngiltere de, Kanada da hatta güney Kıbrıs'ta ve daha birçok dış merkezde yaşayan, Kıbrıslı Türkler için de bir formül bulunması ve bu insanların kendi öz memleketlerine kazandırılması idi.

Ama ne gereği var.

Uzun yıllar yurt dışında yaşayan ve ülkesine bin bir umutla dönüş yapan insanlarımızın başına neler gelmedi ki.

İlk başta bu insanlar kandırılmaya müsait yabancılar olarak görüldü.

Birikimlerini yatırdıkları malları, mülkleri ellerinden alındı.

Kiminin malı mülkü çalındı.

Tüm birikimleri sıfırlandı.

Peki, kim kaybetti?

Önce insanınızın kendi toraklarında güvenini sağlayın.

Önce insanınızın, gençlerinizin bu ülkede kalmasını sağlayın.

Kimseyi birbirinden ayırdığımız yok.

Ama gidişat daha sorunlu daha sıkıntılı günlere doğrudur.

Doğru, adaletli ve faydalı olabilecek bir düzenlemeye karşı değilim.

Nede bu durumdan faydalanacak insanlara.

Benim itiraz noktam, bu konunun siyasi çıkara alet edilmemesi ve toplumun rahatsız etmemesi.

Güney Kıbrıs'ta 22 Mayıs'ta yapılan seçimlerden önce, propaganda döneminde yine bu köşede, DİSİ lideri Sayın Anastasiadis'in Kıbrıslı Türkler için söylediği bazı sözleri yorumlamıştım.

Sayın Anastasiadis'in sözlerini bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum "Türkiye'nin işgal bölgelerinde egemen olması, Kıbrıslı Türklerin yavaş yavaş orayı terk edip, Kıbrıslı vatandaşlar olarak haklarını talep ederek özgür bölgelere gelmeleri tehlikesi barizdir.

Yani Türkler Kuzey'de egemen oluyor ve Güney'i kontrolleri altında tutuyor".

Güney Kıbrıs siyasi mekanizması kuzey Kıbrıs'taki gelişmeleri yakından izliyor. Kıbrıslı Türklerin ülkelerini terk ettiklerini ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu hakları gün gelip talep edebileceklerine dikkat çekiliyor.

Bu sözler 2013 yılında yapılacak olan "Kıbrıs Cumhuriyeti" başkanlık seçimi için en güçlü adaylarından biri tarafından seslendiriliyor.

Böyle bir durum yaşanır mı?

Yani Kıbrıslı Türkler güney Kıbrıs'a göç etmeyi düşünebilir mi?

Böyle bir olay yaşanırsa kuzeydeki yönetim bunu engellemek için herhangi bir adım atar mı?

Yoksa gelende, giden de ayni mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları