Yeni bir siyasi parti

Yayın Tarihi: 19/08/11 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Son yazımda siyasetçinin ve siyaset kurumunun, neden bu kadar tartışılıp eleştirildiğine kendi penceremden sebep aramıştım.

Birçok yorum dinledim. Birçok elektronik posta aldım. Ortak nokta siyaset yanlışsa toplum bu yanlışın neresinde? Aslında toplum bu yanlışın tam ortasında.

Karar mekanizması yanlış olursa, elbette alınan kararda yanlış olur. Yanlış derken, yapılan seçimler anlamında söylemiyorum.

Günün şartlarına göre toplum tercihini, irade anlamında ortaya koymuştur. Yanlış nokta hep ayni sözlere, hep ayni vaatlere hep bildik düşüncelere onay vermek.

Mesela, işsizlik mutlaka bitecektir. Kıbrıs konusu mutlaka onurlu bir çözüm ile sonlandırılacaktır. Özel sektörün önü şartsız açılacaktır.

Yatırımlar yapılacak. Ülke refaha kavuşup, istihdam olanakları yaratılacak, ekonomi düzelip, hayat ucuzlayacak kısacası her şey güzel olacak.

İşte size genel anlamda bir siyasi partinin seçim bildirgesi. Tabi bunların dışında şehir şehir, sokak sokak, ev ev ziyaretler de yapılacaktır.

İktidar zamanları, yani icraat sahibi iken hiç gidilmeyen, adı bile hatırlanmayan en ücra yerler de mutlaka ziyaret edilecektir.

Çünkü zaman halkın ayağına gitme zamanıdır. Daha sonra ekonomi mutlaka zordadır. Devletin kasası mutlaka boştur.

Devletin gelirlerini artırmak için önlem alınmalıdır. Ve mutlaka başlangıç noktası kamu çalışanlarının maaş ve haklarıdır.

Her zaman söylenir. Seçimlerde oy karşılığında pazarlıklar yapılıp bazı karşılıklar noktasında anlaşıldığı. Tabi ki bunları bilmeyen yok.

Ama seçim biter kazananlar kazandıkları ile kalırlar. Sistem bu. Peki, toplum bu sistemden beslenmiyor mu? Elbette besleniyor.

Siyasetle siyasetçiyi eleştirirken ve bu eleştirilmenin kabullenilmesini isterken toplumun da kendine pay çıkarmasını savunuyorum.

Bu şu anki hükümetle, şu anki iktidar partisiyle alakalı değildir. Bu sürecin böyle yaşanacağı hatta ileriki dönemlerde daha sıkıntılı günler yaşayacağımız aşikâr.

Ama sırf CTP gitsin diye UBP' ye, sırf UBP gitsin diye CTP' ye sarılmak ne kadar mantıklı? Yada her seçim döneminde Ankara'ya gitme yarışına giren siyasilerden kendi düşünceleri ile çözüm ve proje üretmelerini beklemek ne kadar iyimser?

Şimdi çeşitli ortamlarda seslendirilen şu "UBP' ye inat, bu seçim CTP' ye oy vereceğim". Tabi ki bu bir görüştür. Ama daha önce ayni şeylerin tam tersini söylediniz.

Ve de yaptınız. CTP' ye inat, UBP' ye oy verdiniz. E şimdi ne değişti. Kim kazandı. Kim kaybetti. Değişime fırsat vermek, değişmek kimsenin aklına gelmiyor.

Siyasette isimler değişmediği sürece yaklaşımlarda değişmez. Siyasetçiler eleştirilmeyi kabullenmeli dedik. Ama en az siyaset kurumu kadar toplumda yaratılan bu sistemdeki katkısı oranında eleştiriyi kabullenmelidir.

Özeleştiri yapmalıdır. Bu düşünceyi seslendirirken umutlu muyum? Kesinlikle hayır. İnsanların siyasetçiler tarafından kullanıldığı, oy deposu olarak görüldüğü söyleniyor.

Özellikle Türkiye den buraya gelen insanlar için. Doğrudur. Yanlış olan bu "Oy deposu" görüşünün, sadece Türkiye'den gelen insanlar için geçerli olmaması.

Aile fertleri bakımından biraz kalabalık olmanız elinizdeki gücü artırır. Evinizde ki oy sayısı arttıkça size olan ilgi de artırır.

Hatta seçim gecesi oturup oyun gedeceği yöne ailece karar alanları da duyduk. Bu sistemden memnun olan yok. Ama kimse değiştirilmesini de istemiyor.

Siyaseti amaç değil, araç olarak kabullenen, adı hiç duyulmamış, düğünlerde, cenazelerde, kasap açılışlarında pek görülmemiş, her iki sözünden biri "Şükran" olmayan, her adımında "Rum tarafında böyle" demeyen.

Kendi olabilen, ne istediğini, ne yapabileceğini, ne yapamayacağını açıkça ortaya koyan. Partizanlık, torpil yapmayan.

Yönetim kadrosu kendi dalında başarılı insanlardan oluşan yeni bir siyasi parti kurulsa, başarı olasılığı nedir? Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan insanlar böylesi bir yapıya şans verir mi?

Tabi ki düşük bir ihtimal. O zaman ne istiyoruz? Bu sistemden beslenmek için sıranın gelmesini mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları