Kıbrıs Türk basınına sansür ve Wikileaks

Yayın Tarihi: 12/10/11 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yayınları ile tüm dünyayı sarsan Wikileaks için internet sitesinde yapılan açıklama özetle şöyle "Wikileaks kar amacı gütmeyen bir medya kuruluşudur.

Amacımız halka önemli haber ve bilgi vermektir.

Biz gazetecilere bilgi sızması için, kaynakların yenilikçi, güvenli ve anonim bir şekilde olmasını sağlar.

Bizim en önemli aktivitelerimizden biri haber okuyucularına, orijinal kaynak yayınlamaktır".

Wikileaks belgelerinin yayınlanmaya başladığı 2009 yılında adeta yer yerinden oynadı.

ABD kaynaklı, ülkeler arası dedikodu mekanizması olayları konuşulanları ve de ABD ajanlarının her gelişmeden haberdar oluşunu ilginç detaylarla ortaya koydu.


Söz konusu belgelerle ilgili olarak zaman zaman Kıbrıs Türk basınında da yayınlar yapıldı.

Konu ile ilgili belgelerin çevirisi yapılıp okuyucunun bilgisine sunuldu.

Hemen herkes bir birini ABD'ye şikâyet etmiş.

KKTC'de kurulacak yeni siyasi partilerden, yeni hükümetlerden, koalisyon ortaklıklarından bazı siyasilerin özel hayatlarına kadar birçok konuda iddialar ortaya atıldı.

Wikileaks kurucusunun yakalanması, bu kaynağa birçok ülke tarafından erişim yasağının konması, yayınlanan bu belgelerin bir anlamda doğruluk payı olduğunu kanıtlıyor.

Şimdi, kim ne demiş?

Kim kimi, kime şikâyet etmiş bir kenara bırakalım.

Ülkelerin, kişilerin ve kurumların gizli belgelerinin açıklanması doğru mu?

Bu durumun "Basın özgürlüğü" adı altında yapılması bir hak mı?

Seslendirdiğim bu soruların hepsine benim cevabım kesinlikle evettir.

Fakat elbette her şeyin bir sınırı olmalı.

Kamuya ait belgelerin, bilgilerin gizliliği olmaz.

Bu şeffaf, açık ve hesap verebilirlik düşüncesine terstir.

Ülkelerin güvenliği açısından önemli bilgilerin gizliliği ve belli bir zaman aşımına tabi tutularak muhafaza edilmesi mutlak ki önemlidir.

Fakat günü geldiğinde her detay kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

SANSÜR

Düşününüz ki basın özgürlüğünden bahsediyoruz.

Ortada tüm dünyayı sarsan ve kendini "Kar amacı gütmeyen basın kuruluşu" olarak ilan eden Wikileaks gibi bir örnek var.

Şaka değil.

Bırakın siyasiler ve onlar hakkında yazılan yazıları, ülkeleri bir birine düşürecek bilgilerden belgelerden bahsediliyor.

Bizim ülkemizde ise bir gazetecinin yazısı, duyulan rahatsızlık sebebiyle yayınlanmıyor.

Basına, baskı ile sansür uygulanıyor.

Burada hatalı kim?

İşini yapan gazeteci mi?

Görevi insanlara doğruyu her yönüyle aktarmak olan basın kuruluşu mu?

Yoksa tek ayrıcalığı halk tarafından seçilmiş olan bir siyasi mi?

Dünyanın en çok eleştirilen kesimi olan siyasiler yaptıkları işin bir tarafının da eleştirilmek olduğunu kabullenmelidir.

Kimsenin şahsına, özel hayatına müdahale olmadıkça eleştiri, hataları düzeltme ve ben yaparım olur mantığını değiştirme adına kullanılacak en önemli yol haritasıdır.

Demokrasinin olduğu yerde "Sansür" olmaz.

Bu noktada basının da genel olarak kişisel hak ve özgürlükleri dikkate alarak, bireysel yayınlara itibar etmeden belirlenmiş bir yayın politikası izlemesi esas olmalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları