2011 tedbirler (!) dini vecibeler, gazlar ve eylemlerle geçti. Peki 2012?

Yayın Tarihi: 02/01/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İlk başlangıç elbette şöyleydi "2011 Barış yılı olsun". 2011 bitti. 2012 için de değişen bir şey yok.

İlk temenni "2012 Barış yılı olsun". Tıpkı daha öncekiler gibi, bu güne kadar sonuç sıfır. Tarih 3 Ocak 2011.

Başbakan İrsen Küçük 2009'da iktidara geldiklerinde büyük bir bütçe açığı bulduklarını 2010 yılında bunu daraltmak için bazı tedbirler aldıklarını söyleyerek " Hedefimiz kamuyu güçlendirmek, etkinliğini ve verimliliğini artırmak.

Ümitlerimiz ve aldığımız tedbirler var. 2011 İnşallah çok daha iyi bir yıl olacak".

Meclis Başkanı Bozer, Din İşleri Dairesi Başkanlığına atanan Talip Atalay'ı kabulün de "Varoluş mücadelesi vermiş ve vermeye devam eden halklarda inançların bir arada olmaya katkı sağladığını" ifade ederek, KKTC'nin genelinin Müslümanlardan oluştuğunu ve bu nedenle Din İşleri Dairesinin ülke için önemli bir kurum olduğunu, zaman zaman dini vecibelerini yerine getirmekten geri kalan halkın da bundan sonraki dönemde dini görevlerini yerine getirme noktasında olgunlaşacağını umduğunu ifade etti.

10 Ocak 2011. Güneyden Politis gazetesi. Almanya Başbakanı Merkel'in ziyareti öncesinde "Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs sorunu çözülmeden 1 Temmuz 2012 tarihinde AB dönem başkanı olmasını, AB bir sorun olarak görüyor. Merkel ziyaret sırasında bu konuyu gündeme getirebilir" diye bir haber yapıyordu.

Ve başlıyoruz. Sendikal Platform "Yıkım paketi" olarak tanımladığı uygulamalara karşı süresiz grev başlatıyor. Tarih 11 Ocak 2011.

Bakan Tokel Mecliste konuşuyor "Nüfusun bilinmediği koşullarda eğitim, sağlık ve çalışma yaşamıyla ilgili tedbir almak mümkün değil. Ciddi yasal düzenlemeler ve nüfus sayımı şart".

28 Ocak 2011. Ve miting ve pankartlar, özelleştirmeye eleştiriler gündem de yine KTHY. Başbakan Küçük mitingi değerlendiriyor " Kamu çalışanlarımızın eyleme katılımı %20 de kaldı.

Ülkede bu tepkilerin gösterileceği ortam yok". Başbakan Küçük "Gündemimizde erken seçim yok". 28 Ocak mitingi tartışması büyüyor.

Beslenenler, kendi evimizin efendisi olmak istiyoruz, stratejik çıkarlarım şehidim, gazim var. Marjinaller. Buna hakları yok, en düşük memurları 10 bin lira maaş alıyor.

Türkiye basını. "Erdoğan KKTC'nin kulağını çekecek". Sırada 2 Mart mitingi. Yine binlerce insan tarihi İnönü Meydanında. Sonrası malum.

Böyle başlamıştı 2011 yılı. Önce güzel temenniler. Bir önceki yıldan her şeyin iyi anlamda değişeceği umut olarak pompalanmıştı bu halka. Bu halkta hep ezberlemişti bu yaklaşımları.

Tedbirler alınacak, halk dini vecibelerini yerine getirmede geri kaldı, kaçak yaşam ve nüfusun bilinmemesi sorun, Güney Kıbrıs'ın AB dönem başkanı olması çözüme katkı sağlamayacak. Mitingler, eylemler. Bunlar üzerine şekillenen bir yıl.

Nüfus sayıldı. Sonuç tatminkâr değil. Kaçak yaşama "AF" kararı. Sonuç tatminkâr değil. Dini vecibeler eksik.

İlahiyat bölümü açıldı. Sonuç daha belli değil. Güney Kıbrıs adım adım AB dönem başkanlığına. Bir başka nokta, doğalgaz bulundu. Kıbrıs sorununda sona doğru. Sonuç galiba "End Game".

Sayın Cumhurbaşkanı "B" planını açıkladı. "Eğer Greentree de sonuçsuz kalırsa KKTC'yi tanıtmayı deneyeceğiz". Sonuç, bu ay sonu belli olacak.

Şimdi sırada 2012. Ayni temenniler, ayni söylemler. İlk söylem en başta söylediğim gibi 2012 barış yılı olsun, hükümet 2011 yılında hedeflerine ulaştı, hükümet doğru yolda, erken seçim yok.

Yani, değişen sadece tarih yaprakları. Tükenen sadece zaman. Bu adanın ve ada insanının zamanla mücadelesi bitmeyecek gibi görünüyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları