Hoş geldiniz

Yayın Tarihi: 19/03/12 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İsviçre, uluslar arası arenada tarafsızlığı ile bilinen ve bu tutumu ile de ulusal anlamda birçok kurumun merkezinin bulunduğu ülke. Burada yaşamak hem zor hem kolay. Zorluğu sistemli olması. Malum bize böylesi bir yaşam uzak. Dolayısı ile bize zor. Kolaylığı her şey insan ve devlet için. Her şey düşünülmüş. İnsanlar vergisini öder, bununda karşılığını alır. Atılacak her adımda referandum yapılır. Örneğin, aylık 50 İsviçre Frankı devlete elektrik parası ödenir. Tüketici maddi olarak bu miktardan daha az elektrik tükettiyse, fazla ödediği miktar belli bir süre sonra kendisine iade edilir. 8 yılda vatandaşlık verilir. Trafikte, kırmızı ışıkta dahi durmaz ve hakkınızda rapor tutulursa değil vatandaş olmak, banka kredisi bile alamazsınız. Devletin kurallarına uymaz ve vergi ödemezseniz sizi başta en yakınlarınız ayıplar, dışlar. Bir yıllık kazancınızın en az bir ayı vergiye gider. Ama dedim ya devlet kazanırken vatandaş da kazanır.

Bunları niye anlattım? İsviçre'yi bırakıp ülkesi, KKTC de yatırım yapmak için gelen bir dostunun anlattıklarından yola çıkarak yaptığım karşılaştırmayı bu köşeye taşımak istedim. Öncelikle Gökhan dostuma çok çok kolay gelsin. KKTC de iş kurmak için çokça fedakârlık yapması gerekecek.

Bu ülkede her gün için her şey zorlaşıyor. Mesela bir an önce havaların ısınmasını bekliyoruz. Hiç olmazsa "Tüp gaz" kullanarak ısınmaktan kurtulabilmek için. Az kaldı. Bu noktada artık "İnsaf" beklentimiz de Allaha kaldı. Tüp gaza yine zam! Şu ana kadar değişmediyse yeni fiyat 40 TL! Elektrik faturaları zaten ev kirası kadar. Uçuyor KKTC! Uçuyor.

Herhangi bir yerden olumlu anlamda bir beklenti var mı? Yok. Daha öncede yazdım. Kıbrıs Türk halkı tarihinin en kötü ve en yalnız dönemini yaşıyor. 1974 öncesinden daha kötü bir süreç yaşandığını söyleyen insanların sayısı da az değil. Kıbrıs'ın kuzeyi her anlamda Türkiye şartlarına getirilecek diyenler de gün ve gün haklı çıkıyor. Sanki birileri bu halkı cezalandırıyor. Yalnız unutulan bir şey var. Türkiye de gelişen ekonomi ücret olarak memura, işçiye, asgari ücretliye iyileştirmelerle yansıyor. Tüketim ve genel olarak hayat şartları daha ucuz. Burada 2 TL olan ekmek orada 80 kuruş. Ama bunun hesabını yapmayanlar, evlerinde merkezi ısıtma sistemi, klimaları olanlar anlayamaz.

Bir yandan ekonominin krizde olduğu söylenirken, bir yandan da ülke ekonomisinin büyüdüğünden söz ediliyor. "Artık sabahtan akşama vergilerin artırıldığı dönemler geride kalmıştır" diyor Ekonomi ve Enerji Bakanımız Sayın Sunat Atun. Ve karamsarlığında ülkeye hizmet etmediğini ekliyor sözlerine. Halkın adına yapılan ne var? Maaşların erimesi mi? Asgari ücretlinin yok olması mı? Hastanelerin ücretli yapılması mı? Petrol Dolum tesisi yapılmasında ki ısrar mı? Özelleştirme yasası mı? Külliye mi? Sağa, sola dağıtılan devlet malları mı?

Sayın Başbakanımız asgari ücretle geçinmek zor ama fedakârlık yapılması gerek demişti daha önceleri. Evet, fedakârlık şart. Ama sadece halk yapacak fedakârlığı. Bakanlar kurulunda alınan bir kararla tüm Bakanların ve Cumhurbaşkanlığının bir aracı değiştiriliyor. Yenileniyor. Alın size fedakârlık. İşte İsviçre, işte KKTC ve her şeye rağmen ülkesine hizmet etmek için gelen insanlar. Tek cümle ile KKTC'ye hoş geldiniz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları