"Bu programa sahip çıkacağız"

Yayın Tarihi: 08/10/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Bir süredir konuşuyoruz.

Ne getirecek, ne götürecek tartışıyoruz.

Üstelik tam olarak neyi tartışıp, neyi konuştuğumuzu bilmeden.

Gündemde 2013-2015 yılları arasındaki süreyi kapsayan yeni ekonomik paket var.

Hükümetin üzerinde en çok durduğu konu.

Geçtiğimiz Cuma günü Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Sunat Atun'un davetlisi olarak bir gurup gazeteci ile Lefkoşa Golden Tulip Otel de sabah kahvaltısında idik.

Sayın Bakan "Bu paket bizim paketimiz. Türkiye'yle kalan sadece protokol" diyerek sözlerine başladı.

"Management Centre'e yaptırdığımız çalışma üzerine KKTC'nin ekonomik programı yazıldı. Devlet Planlama Örgütünün ciddi bir birikimi var. Bu çalışmayı DPÖ kendi formatında tekrar yazdı. Yapılacak olan TC-KKTC arasındaki protokoldür. Ve bu protokol de biz kendi programımızı masaya koyduk. Programın temel felsefesi ülkedeki önceliklerdir. Protokol üzerinde hala çalışıyoruz. Protokolün iki tarafından biri biziz diğer taraf da kreditör olacak Türkiye'dir".

Geçmiş yılları göz önüne aldığımızda KKTC ile Türkiye arasında imzalanan protokollerin aslında sadece imzada kaldığını söyleyebiliriz.

Sayın Atun'la yaptığımız toplantıda geçmiş protokollerin örneklerini aradıklarını fakat arşivlerde dahi bulamadıklarını söylemesi bunun açık kanıtı.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Sunat Atun 2010-2012 yılları arasında uygulanan programın Türkiye ve KKTC bürokratlarının eşit katılımına rağmen Türkiyeli bürokratların görüş anlamında ağırlıkta olduğunu fakat yeni programda KKTC'li bürokratların çalışmalarının ağırlıkta olduğunu da söylüyor.

Sayın Bakan aslında ekonominin uçmadığını da seslendirerek şöyle devam ediyor "Ben ekonominin uçmasını zaten istemiyorum. Benim istediğim ekonomimizin yere sağlam basması".

Geniş tabanlı ve uzun süredir devam eden bir süreç var.

Beklenti elbette olumlu yönde.

Özel sektörün önünün açılması, kamuda etkinliğin sağlanması, ihracat pazarının artması ve elbette bürokratik engellerin en düşük düzeye indirilmesi aslında olması gerekenlerdir.

Bu noktada Sayın Bakan programı üç kısma ayırarak şöyle özetliyor;

"İlk önce kamusal alandaki düzenlemeler".

"İkinci kısım hatta esas ağırlıkta olacak olan kısım reel sektörün desteklenmesi".

"Üçüncü kısım ise devlet artık iç borçlarını ödemek için kaynak ayıracak".

Görünen o ki devlette kendi yükümlülüklerine kendi borçlarına artık sahip çıkacak.

En önemli sorun tabi ki kaynak.

Sayın Bakan Türkiye'nin yeni protokolle maddi katkısını daha da artıracağının da altını çiziyor.

Sıkıntılarının çözülebilmesi için öncelikle bunların ortaya konması gerek.

Bu ülkenin sorunlarını elbette bu sorunlarla yaşayanlar bilir.

Yani bizler.

Siyasetçisi ile esnafı ile devlet çalışanı, özel sektör çalışanı, girişimcileri, işadamları, sivil toplum örgütleri sıkıntıların temelinde nelerin olduğunu bilenler en iyi çözümleri üretebilir.

Yeni ekonomik programın hazırlanmasında her sektörden ve ülkenin her bölgesinden temsilcilerin katılması sorunların ortaya çıkmasını sağlayacak önemli bir yaklaşımdır.

Bu noktada sürecin neden uzadığı, neden kamuoyunda tartıştırılmadığı birer soru işaretidir.

Mecliste tartışılmadığı ve muhalefet partilerinin görüşlerinin alınmadığı şeklinde eleştirilerimiz de oldu daha önce.

Sayın Bakan bir başka hükümetin iktidar olması halinde bu paketin önlerinde iyi bir yol haritası olabileceğini ve değiştirmek istedikleri noktaları gündeme getirebileceklerini düşünüyor.

Bu program en başta ülke gerçeklerini yansıtmalı.

Yani bu ülkenin yapısına uymayacak uygulamalar daha önceki programda da olduğu gibi önemli karşı duruşlar ve sosyal sıkıntılar yaratacak.

Bu noktada Sayın Sunat Atun'nun karşılaşacağı en önemli sorun "güvensizliktir".

İçinde bulunduğumuz süreçte yağmur yağsa herkes hükümetten biliyor.

Ortada gerçek anlamda bir güvensizlik var.

Bu ortamda yeni ekonomik programın güven kazanması, inanılarak uygulanması ve toplum tarafından kabullenilmesi elbette işleri kolaylaştıracak aynı zamanda da verimini artıracaktır.

Öncelikle topluma açık şeffaf bir şekilde anlatılıp, tartıştırılması gerek.

Sokaktaki insan hayatın ucuzlamasıyla, cebindeki paranın artması ile ancak başarılı bir uygulamanın olduğuna inanır.

Önceki program her ne kadar tartışılmışsa da daha önceki dönemlerden bir farkı vardı.

O fark da uygulanmasındaki kararlılıktı.

Bu program %70-%80 uygulandı.

Devletin mali disiplini bir ölçüde sağlandı.

Bunları tabi ki bilirkişiler söylüyor.

Şimdi sıra bu programı kamuoyuna sunup tartıştırmak ve en iyi sonucu elde etmekte.

Ve KKTC'deki günlük hayatı her anlamıyla verimli hale getirmekte.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları