"Mücadeleye devam"

Yayın Tarihi: 08/01/13 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz Cuma günü öğle saatlerinde Genç TV'de yayınlanan "Engelsiz Yaşam" programının konuğuydum.

Engelli insanlarımızın yaşadığı sorunların tartışıldığı programı sevgili Sedat Hacımehmet ve Orkun Bozkurt hazırlayıp sunuyor.

Her ikisi de bu konuyu iyi bilen yaşayan, tartıştıran, gündemde tutan ve programın sonunda söyledikleri gibi "Mücadeleye devam" eden isimler.

Ayrıca "Engelsiz yaşam" alanında ilk ve tek program.

Özellikle sosyal yardıma muhtaç durumda olan engelli insanlarımızın konusu gündemde önemli yer tuttu.

Bu konuda telefonla bağlanan insanlar oldu.

Üç milletvekili adayının seçimler öncesi evlerine uğrayarak kesik olan elektriklerini açtırdığını fakat seçimlerin hemen ertesinde elektriklerinin yeniden kesildiğini öğrendiğim bir aile var.

Girne'de yaşayan bu insanların evlerine 780 TL maaş giriyormuş.

Bu vatanını, milletini, bayrağını seven milliyetçilikte mangalda kül bırakmayan vekil adayları seçilmiş sıfatını kazanmışlar ama bu eve bir daha uğramamışlar.

Seçilmiş sıfatını kazanan bu vekillerimiz daha önemli bir sıfatı kaybetmişler ama bu herhalde pek de umurlarında değil.

Bu isimleri öğrendim fakat bu ailenin ısrarı ile yazmıyorum.

Çok ilginç başka bir nokta daha var.

Bilindiği gibi engelli insanlara yardım amacıyla ilgili derneklerin sattığı biletler var.

Her market, her işyeri, her kurum ve kalabalık insan topluluğunun olduğu yerde bu biletleri satan insanlar görürsünüz.

Bu biletler ilgili derneklere maddi bir gelir sağlar.

Satılış amacı budur.

Devlet'te yardım edeceği yerde bu biletlerin satışından önemli oranda KDV alıyor.

Bu gelirle dernekler üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayıp yardımlarda bulunuyorlar.

Seslerini duyurmak için yaptıkları faaliyetlerde bu kaynaklarla finanse ediliyor.

Engelli insanların aldıkları maaşlar artık komik ve yetersiz.

Durumu gerçek anlamda kötü olan engelliler var.

Çalışamadıkları için çaresizlerde aynı zamanda.

Normal insanlara değer verilmeyen bu ülkede bu şaşırtıcı bir durum değil herhalde.

Ama özellike içinde bulunduğumuz kış aylarında elektrik faturasını ödeyemeyen engelli insanlara devlet ya da kurum sahip çıkmalı.

İnsiyatif alıp bu insanlar için kalıcı çözümler üretilmeli.

Bir başka konuda, engellilerle ilgili derneklerin ciddi anlamda denetlenmesi gerek.

Çeşitli iddialar var.

Yılda 50 bin bilet satan dernekler varmış.

Üstelik bunun bir süre sınırı da yokmuş.

Yani mesela yılda sadece üç ay bilet satabilirsiniz diye bu uygulama yok.

Sattığı biletlerden %40 hisse alan dernek başkanı varmış.

"Dernek olarak biz denetlenmek istiyoruz" diyor Kıbrıs Türk Ortopedikler Derneği Başkanı Sedat Hacımehmet.

Kaymakamlığa bizzat müracaat etmişler ama yetkimiz yok cevabı almışlar.

Verimliliğin ve suistimalin en önemli sigortası denetimdir.

Bunun içinde güçlü ve istikrarlı bir yönetim mekanizması gereklidir.

Bunu yapacak olan da devletin kendisidir.

Bu arada okur mesajlarım da çoğaldı.

Ara ara yer vermeye çalışacağım.

Şimdilik bir tanesine yer veriyorum.

Konu malum, henüz sorunları çözülmeyen Sayıştay mağduru gençler;

Mesajın sahibi Haşim Gündoğar.

"Sayıştay Başkanlığı kime, neye hizmet etmektedir ?

Mahkemeden çıkan 2. tur kararı sonrası, Başbakan kurultaya yönelik olarak, maliyeye talimat vererek, bu senenin kontenjanı olduğu açıklanan 300 istihdamın hepsini de kullanma maksatlı, daha öncenden almayı yetiştiremediği delege çocuklarını da devlete alınmasını emretmiştir.(Bildiğiniz gibi 1. tur kurultay öncesi, Cumhurbaşkanı'mızın da belirttiği gibi kurultaya yönelik devlete binlerce partizan istihdam yapılmıştı)

Öncelikle, kamuya yapılan her istihdamda, ilgili kişiye, Maliye Bakanlığı tarafından maaş ödemesi yapılabilmesi için Sayıştay'ın uygunluk onayı vermesi gerekmektedir. Peki bu Sayıştay Başkanlığına sormak lazım değil mi? UBP hükümeti tarafından binlerce hukuk dışı, partizanca yapılan istihdamlara neden koşulsuz olarak onay vermiştir. Ve hala vermektedir ? Devletin bağımsız mali denetçisi olarak, partizanca istihdam edilen binlerce kişinin maaşı, gözcüsü olduğunu iddia ettiği bu devletin kasasını sömürürken neden seslerini çıkar(a)mamaktadırlar ? Kurultaya yönelik yapılan partizanca istihdamların hukuki dayanağı nedir ?

Bu yazıda, kamu kaynaklarının gözcüsü ve koruyucusu olduğunu iddia eden Sayıştay Başkanlığının, UBP'li devlet büyüklerinin aile boyu devlet kasasından yaptıkları yurtdışı gezilerini hiç sorgulamaması, Sayın Küçük'ün devlet kasasından her gece delegelerini yedirip, içirdiği kurultay yemeklerinden haberdar olmaması ve usulsüzlüklerin artık ayyuka çıktığı UBP belediyelerini ısrarla denetlememesi irdelenmemiştir bile.

2014 seçimleri yakın. Artık onurunuz ve şerefiniz ile istifa edin, iktidar partinize milletvekili adayı olun, ve partinize öyle hizmet edin. Bu devletin bağımsız kurumunu, hukukunu ayaklar altına alarak değil."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları