Parti disiplinine direnen yeni vekiller

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Sayın Alican Kabakçı ile yaptığımız programda ısrarla şöyle demişti "Yeni vekillerimiz susmasınlar, nerededirler?".

Değişim denen beklenti, gençleşme operasyonu, istenilen verimi sağladı mı?

Siyasi partilerdeki değişim sancılarından ülke yönetimine talip olan değişim, ilericilik, yeni ufuklar, dünyaya ve hayata ayak uyduracak, çağdaş düşünce ve adımlardı beklenen.

Eski ve sığ düşüncelerin son bulması hem içte hem de dışta olumlu, uyumlu, kucaklayıcı, bugüne kadar getirilmiş ama modası çoktan geçmiş ezberlerin bozulmasında gördük kurtuluşu ve de hem yazdık hem de söyledik.

Peki, nedir olmayan veya olamayan?

Bu çaresizlik çemberini etrafımıza çeken kimdir veya kimlerdir?

Meclisin yarısı değişti, yenilendi diye sevindik.

Hatta övündük, bir şeyleri değiştiriyor olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadık.

Açık seçik ortada, isimlerin değişmesiyle bir şeylerin değişeceği yok.

Parti disiplini denen "sus konuşma bizim partiyi de zorda bırakacaksın" diye olaylara bakan bir sistemde çarkların değişmesiyle değişen bir şey olmaz.

O çarkların yerinden oynaması gerek.

Ama yok, parti disiplini her şeyin, hatta toplumsal çıkarların bile önünde.

Siyaset denen kurum bu ülkede en güçlü statükodur.

Kimse hiçbir yerde, başka engel aramasın.

28 Temmuz seçiminin gecesi, geç saatlerde, sonuçların belirlenmeye başladığı anlarda BRTK ekranlarına telefon bağlantısıyla katkı koymuştum.

Yöneltilen ilk soru "yeni milletvekillerinden ne bekliyorsunuz?" olmuştu.

Ve aynen şunları söylemiştim;

"Seçilmekle kalmamalı, partilerini ve parti içi sistemi sonuna kadar zorlamalılar. Farklarını ortaya koyup, farkındalık yaratmalılar ve kalıcı olmayı başarmalılar".

Bunları söylemiştim, seçim gecesi.

Fakat bugün, görünen o ki yeni dediğimiz vekillerimizden sadece birkaç tanesi o farkı göstermeyi başarmış.

"Parti disiplini" ile o alışılagelmiş ve ezbere yapılan söylemler dışında ciddi anlamda bir üretim göremedik yeni vekillerden, en azından şimdilik.

Yenilikçilik sadece yüzlerle olmaz.

Yeni üretimlere ihtiyacımız var.

Ve işin gerçeği de budur.

Yeni düşünceler, fikirler, tartışmalar, paylaşımlar ve hangi partiden olursa olsun, bildik siyasi tartışmalardan uzaklaşacak, rengi ne olursa olsun, konu ne olursa olsun, toplum adına ortak noktada buluşmanın başarısını yakalamak tek amaç olmalı.

Partisine karşı duran, umut bağlanan yeni vekiller var mıdır?

Evet vardır.

Üstelik iktidar partilerinde.

Üstelik son günlerde yaşanan tartışmalarla ilgili.

Bazı kararlara ayağa kalkıp da "hayır bu yanlıştır ben bunu kabul etmiyorum" diyen vekillerimiz de vardır.

Ama bu vekillere üstelik meclis içinde baskılar yapılıyor.

Sonuç; Azınlık olunduğu için önce bir sessizlik sonrasında ise parti içinde yalnız kalmamak adına her söyleneni kabul etme.

Parti ne söylerse doğrudur.

Yalan da olsa, eksikte olsa, yanlışta olsa, parti kararı her şeyin üstündedir.

Böyle bir demokrasi var siyasi partilerimizde ve doğal olarak da meclis çatımızda.

Fakat söz konusu olan bu vekillerimiz için artık sabır taşı çatlamak üzere.

Partisine ciddi anlamda tepki koyacak ve radikal adımlar atacak "yeni vekiller" gittikçe bunu göstermeye doğru gidiyorlar.

Siyaseti değiştirmek için yola çıkanlar, bu yolu zorlamalı.

Parti disiplini diyerek fikir ve çare üretmekten asla vazgeçmemeli.

Değişim yaratan ve bunun faydasını görmeyi bekleyen bu halk, değişmeyeni, değiştirmeyi öğrendi.