Asgari ücret neden belirlenmez?

Yayın Tarihi: 27/10/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Asgari ücret neden belirlenemiyor, ya da ülkenin gerçek durumuna yakın bir miktarda neden uzlaşılmıyor.

Aslında sebebi çok basit, çünkü devlet asgari ücrete göre tam 16 bin çek hazırlıyor.

Devlet belli bir kesime, asgari ücretle orantılı bir maaş verirken, belli harçlarda asgari ücrete göre otomatiğe bağlanmış.

Mesele bunlar arasında bir denge kurmak.

Ülkenin yarısı asgari ücretle geçiniyormuş, ilgili Bakan böyle açıkladı.

Asgari ücret, dört kişilik bir ailenin, gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım gibi ihtiyaçlarını karşılamasına olanak sağlayacak en az ücreti anlatır.

Bizdeki asgari ücret, asli ücret olarak algılanıyor.

Mesele iş güvenliği, işçi sağlığı, çalışma ortamı, insanca kazanç ve yaşam tartışması olacağına, konu para olunca anlaşmakta tabi ki zorlaşıyor.

Bırakın özelde, devlette bile çalışmaya başlama maaşı asgari ücret.

Devlet belli dönemlerde, hayat pahalılığına göre ücretleri yeniden düzenlerken, özel de ise bu durum yılda iki kez belirlenecek asgariücrete bağlı.

"Asgari ücret başlıca, emek arzının, emek talebinden fazla ve böylece emek fazlası olan gelişmemiş ülkelerde, teşkilatlanmamış ve düşük ücretli emek kitlesini korumak gayesini güder. Milletlerarası Çalışma Teşkilatının (ILO) tavsiyeleri ile birçok ülke tarafından uygulanmaktadır."

Yani asgari ücret bizim gibi ülkelerde, teşkilatlanmamış, örgütlü çalışma hayatına geçememiş, düşük ücretli çalışanları korumak için bir tedbir olarak kabul ediliyor.

Kasasından daha fazla para çıkacak devlet ve özel sektör işvereni elbette bunu benimsemez.

Devletteki savurganlığı gördükçe, devlet yöneticilerinin kendi harcamalarına dokunmadığın tanık oldukça, sadece çalışandan fedakârlık istenmesini, inandırıcı, samimi ve dürüst bulmuyorum.

Devlet, özel sektörle işbirliği yaparak, kendi hesaplarına göre asgari ücreti belirlemek istiyor.

Bu miktar belirlenebilirse, 1670 ile 1645 TL arasında bir ücret olacak.

Bu benim tahminim.

Ve bunu şimdi şimdi beklemediğimi de söylemeliyim.

Özel sektör temsilcilerinin en önde gelenleri bu konu için "korumasız, güçsüz ve ayakta zor duran özel sektör, asgari ücretin artmasıyla daha da zora girecek" görüşünde.

Tüm paydaşları memnun edecek bir ortak nokta bulmak zor.

Mutlaka yine bir rakam belirlenecek ve uygulanmaya başlanacak.

Yapılması gereken esas meseleye yoğunlaşmak ve sorunu kökünden çözerek, bir sisteme oturtmak, her yıl aynı sıkıntıları konuşarak, aynı kavgaları, tartışmaları yaparak, yeniden aynı noktaya dönmekten öte gidilmeli artık.

Özel ve kamu arasındaki uçurumu her anlamda kapatacak adımları atmak şart.

Bu sorun başka türlü çözülmez.

Kamuyu, özelin seviyesine indirmekle ülke insanının yaşam kalitesi ve refahı artmaz.

Özel ve kamu eşitlenmeli, bu her anlamda bir gereklilik.

Göç yasası olarak tanımlanan yasanın esas amacı özel ve kamudaki maaş farkını en azından ilk girişte asgari ücretle eşitlemekti.

Ama yine olmadı, özel işinde asgari ücretin üzerinde maaş alan insanlar bile asgari ücretle devlette çalışmayı tercih ettiler.

Bir garanti düşüncesi, iki dudağın arasında olma derdi, kamudaki rahat çalışma ortamı bu tercihin en önemli sebeplerinden oldu.

Kamu bir şekilde cazibesini yitirmedi.

Demek ki bu yöntem yanlış.

O zaman bir diğer yol denenecek, en zor olanı, en uzun zaman isteyeni denenecek.

Özel sektör, kamu sektörüne eşitlenmeye çalışılacak, bu başarılacak.

Özel de örgütlü çalışma, sendikalaşma, hayata geçirilecek, bundan kimse korkmayacak, bu çağda bundan korkan bir anlayış ne demokrasiden, ne modernlikten, ne de gelişmişlikten bahsedemez.

Gençlere iş sahibi olma öğretilecek, teşvik edilecek, imkan sağlanacak.

Bunu vergilerle, korumasız bırakmakla, haksız rekabete, kayıt dışılığa göz yumarak, işin kolayına kaçarak, çiftçiyi, hayvancıyı, üreticiyi yaptığı işe pişman ederek tabi ki başaramazsınız.

Gün geçirmek kolay, kolay olmayan, günü iyi ve değerli kullanmak, irade ve niyetle sorun çözmektir.

Gözleri görmeye, kulakları duymaya, dilleri konuşmaya kapatmaya devam ettiğimiz sürece bu sığ tartışmalar bitmez, aksi tüm bunlar bizi bitirmeye devam eder.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları