UBP göç yasası için umut oldu

Yayın Tarihi: 23/01/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kuzey Kıbrıs'ın, siyaset sahnesinde sadece siyasi partiler yok.

Reform ihtiyacı duyulan sadece siyaset, kurumlar ve yasalar değil.

Her dönemin iktidarına göre ses çıkaran veya çıkarmayan sendikalar, dernekler, örgütlerde de ciddi reformlara ihtiyaç var.

Aslında bir çaresizliktir, gelen gideni aratır düşüncesi, geçmişi yok sayma, yaşanmış, yaşanmıştır düşüncesi, günün koşullarına ayak uydurmaya zorlar.

Söylediğim gibi bunun adı çaresizliktir.

Sendikalar her dönem güçlüdür, olması gerekendir tabi ki fakat sadece siyasi ve farklı amaçlar güdülmemelidir.

Göç yasası denen yasa, birçok sorunu beraberinde getirdi.

Amacına ulaşmadı, kamuda istihdam talebini azaltmadı.

Aksi, kamu çalışanları arasında ciddi sorunlara sebebiyet verdi.

Kamu Çalışanlarının Aylık maaş-ücret ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası, yani namı diğer "Göç Yasası" gündeme gelip de hayat bulduğu zaman dönemin hükümeti çok eleştirildi.

Başta sendikalar ve muhalefet partileri, iktidardaki UBP hükümetini topa tuttu, yerden yere vurdu.

Reform yapacağız diyen ve esasında kendi iç kavgasına odaklanan UBP yönetimi, müthiş bir özgüvenle "göç yasası" denen yasayı ve "Ercan havaalanının" özelleştirilmesini reformdan saydı.

Yapılan ve altı doldurulmayan bu uygulamalar yıllarca bu toplumu olumsuz etkilemeye devam edecek.

Yıllar sonra bu oluşumlara imza atanlar hatırlanmayacak ama toplumsal kayıp iz bırakmayı sürdürecek.

Birileri sorumluluk almazsa, sorumlu tutulmazsa, toplumsal değerler korunmazsa, güven kaybı sadece yöneticilere değil, kurumlara olacak ve sahiplenme duygusu bir o kadar daha erozyona uğrayacak.

6 Ocak 2011 de, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası bir "Kararlılık yürüyüşü" organize etti.

O döneme damga vuran hükümet icraatları protesto edildi.

Dönemin Başbakanı İrsen Küçük, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in beraber olduğu fotoğraf yakıldı.

O dönem bu eylemlere destek veren siyasi partiler şuanda iktidar.

Roller değişti, 2011 yılında iktidar olan siyaset bugün muhalefet, muhalefet olan siyaset ise iktidar.

Biri dün savunduğunu bugün inkâr ediyor, bir diğeri dün eleştirdiğini bugün sahipleniyor.

Esasında yıpranan kurumlar, siyasetçinin pek derdi yok yani.

Yine o dönem muhalefetle aynı yolu yürüyenler, bugün karşı oldukları o iktidardan medet umuyor.

KTOEÖS, KTAMS, KAMU-SEN, HÜR-İŞ, ana muhalefet, Ulusal Birlik Partisini ziyaret ettiler ve destek istediler.

Şöyle bir açıklama seslendirildi;

"Göç yasasının değiştirilmesinde yavaş kalındı. Bu da, ülkemizdeki gençliğin göç etmesine neden oluyor. Bu göçler bu yasa değişmedikçe gün geçtikçe artacaktır. Bunun için sizin ana muhalefet partisi olarak acilen desteğinizi istiyoruz".

Evet, yasayı her türlü eylem, karşı duruş, uyarı, grev ve gerginliğe rağmen hayata geçiren dönemin iktidarı UBP bugün umut oldu.

O dönem başkaydı, bugün başka denebilir, peki, o dönem bu yasa ve benzeri adımların atılması UBP içinde oluşturulacak muhalefetle engellenemez miydi?

Gerçekten şaka gibi, denize düşen yılana sarılır misali.

İktidarı vurmak için her yol, her düşünce, her karşıtlık denenebilir gibi bir düşünceyle hareket etme.

Son dönemlerde yapılan birçok eylemde, özellikle geçmiş hükümet mensuplarının desteği kabul edilmezken, sendikalar sırf iktidara gözdağı vermek ve saf değiştirdik mesajını iletmek için her türlü ittifaka açık hale gelmiş.

Dünün muhalifleri, bugünün iktidarlarını hiç konuşmuyorum bile, değişen sadece isimler, yöntem ve uygulamalar aynı.

Dün de öyleydi, bugün de öyle.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları