Kıbrıs'ta yeni bir sürece girilirken yapılmak istenen ne?

Yayın Tarihi: 01/05/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Cumhurbaşkanlığı" sadece bir makam değil elbette, bir mesaj, bir imaj, güneye, Türkiye'ye, dünyaya karşı."

Cumhurbaşkanlığı seçimi için yazdığım bir yazımın cümlelerinden biriydi bu.

Kıbrıs Türkü mesaj veriyor, bu mesajı ilk önce içe verdi, ülkeyi yönetmeye talip olanlara ben değiştim siz de değişin dedi.

Mesaj yerine ulaşmadı, genel seçimler, yerel seçimler, anayasa referandumu ve en sonunda da Cumhurbaşkanlığı seçimi.

İçte toplumun sesi son seçimlere kadar duyulmadı, kimse başarısızlığın sorumluluğunu almadı.

Mustafa Akıncı'yı çok önemli bir seçim sonucuyla saraya gönderen Kıbrıslı Türkler onun söylemlerini onayladı.

Ve güneye, Türkiye'ye, dünyaya mesaj verdi.

Güney bu mesajı ne kadar aldı bilemem ama, atılan bazı adımlar ve yaratılan olumlu imaj, müzakere masası öncesi ılımlı bir hava yarattı.

Dünya bu seçimi izledi, yeni Cumhurbaşkanı Akıncı önemli birçok merkezden tebrik mesajları aldı.

Kıbrıs Türkü, Türkiye'ye de mesaj verdi, bu mesaj Türkiye kamuoyunun ne kadar ilgi alanına girer o ayrı bir durum, ama sağduyu sahibi herkes ne anlatılmak istendiğini anladı.

Yeni bir toplum, yeni bir nesil dizaynını Kıbrıs'lı Türkler kabul etmiyor, bu da Ankara'yı ve Cumhurbaşkanı'nı rahatsız ediyor.

Bağımlılık önemli bir sorun, çünkü her sorunun ana kaynağı özellikle "ekonomik bağımlılık" bu da bilinçli yaratılan bir durum.

Ekonomik bağımlılıkla, bağımsız, özgür, eşitler ilişkisi ortadan kaldırıldı.

Türkiye'den buraya gelen olumsuz her yaklaşım buradaki insanlarda bir kırgınlık ve kızgınlık yaratıyor.

Türkiye "Ana-yavru" konusunu kendi iç malzemesi yaptı, biz de ise yeni Cumhurbaşkanı seçileli daha günler olmasına rağmen, esas gündem bu.

Bir Cumhurbaşkanı, bir milletvekili başka bir ülkenin Cumhurbaşkanına, seçilmiş yöneticisine seviyesizce hakaret edebiliyor, o hakkı kendinde görebiliyor.

Neden? Çünkü oraya, maddi yardım gönderiyor, tarihim var, şehidim var, bedel ödedim diyor.

Fakat yıllar önce çıkıp gittiği bu toprağa, yeniden dönmek için bu halkın ödediği bedelleri küçümsüyor.

Ayakta durmasına izin vermediği, üretmesin, bana muhtaç olsun dediği ülkenin, artık bu şekilde gitmez demesine kulak tıkıyor.

Yoktur dediği "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile her türlü ilişkiyi kurarken, aynı "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile eşit şartlarda müzakere isteyen bu toplumu suçlayabiliyor.

Bu yaşananlar seçim öncesi basit bir malzeme arayışı değilse, nedir?Yeni bir sürece girilirken, ne yapılmak isteniyor?

Türkiye kamuoyunu bu yeni sürece hazırlamak mı, bakın Kıbrıslılar çözüm istiyor dedirtmek mi, yoksa artık Kıbrıs'ta değişen Türkiye politikası mı var?

Bu konuyu yazmak, uzatmak ve gereksiz polemiğe girmek gibi bir niyetim yoktu.

Ama bir şekilde sonu gelmiyor, kendini öne çıkarmak isteyen bir kesim, Kıbrıs Türkünün seçilmiş Cumhurbaşkanına ve onu seçen Kıbrıs'lı Türklerin iradesine saygı duymuyor.

Bu süreçte, hem siyasi kesim, hem de kuzey Kıbrıs kamuoyu olgun davranarak gerçek bir demokrasi ve diplomasi dersi verdi.

Mustafa Akıncı ve söylemlerini sadece kuzey Kıbrıs'ın yerlileri denen kesim mi destekledi?

Hayır, elbette öyle değil.

Bu ülkede kokuşmuşluğa, sistemsizliğe, vurdumduymazlığa, populüzim ve partizanlığa, toplum iradesini alan, fakat başkaları önünde ezik duranlara isyan eden herkes bu düşünceleri onayladı.

Bu ortaya çıkan sonuçla da tescillendi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları