"Bir karar aldık geri adım atmayız" düşüncesi mi bu?

Yayın Tarihi: 02/12/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Yine tarifi, anlatılması zor bir acıyı yaşıyoruz, üzgünüz, yastayız.

Günlerdir dinmeyen bir öfke var, bu öfkeyle ben de dahil hepimiz, zaman zaman soğuk kanlılığımızı yitirebiliyoruz.

Oysa kırıp, dökmek, bu noktalara getirmek sorunları çözmüyor.

Kötü olayların olmasını önlemek ilk ve tek amaç olmalı.

Fakat toplum bir kıvılcım bekliyor, arkası de geliyor, mesele duyarsızlık, "nasıl olsa unutulur" durumu.

Yine, yeniden söylemek isterim, bu ülkede her şeyin yolundaymış gibi davranılmasından rahatsızım.

Sorumluluk alınmamasından, her konuşulanın, yazılanın, söylenenin görmezden gelinmesinden, her önceliğin popülizm olmasından rahatsızım.

Dünya bizden ibaret değil, siyaset sorumluluktur ve makamlar kimseye kalıcı değildir.

Toplumsal vicdanlarda kanayan yaralar, sorumluluk alınmadan kapanmaz.

Her konuda Dünyayı, AB'yi örnek gösterenler, demokrasiyi de örnek alsınlar.

"2009 yılında Hırvatistan Ulaştırma Bakanı Bozitar Kalmeta, 6 kişinin öldüğü tren kazası sonrası istifa etti.

Kosta Rika Ulaştırma Bakanı Karla Gonzales, 5 kişinin yaşamını yitirdiği köprü çökmesi sonrası istifa etti.

Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, 2013'te bir alışveriş merkezinin çatısının çökmesi sonucu 54 kişinin ölmesinden bir hafta sonra görevini bıraktı.

Macaristan Ulaştırma Bakanı Pas Szabo, 4 kişinin öldüğü tren kazası sonrası istifa etti.

Makedonya Ulaştırma Bakanı Mile Yanakevski, 2009 Ohri Gölü'nde 20 Bulgar turistin öldüğü tekne kazası sonrası istifa etti.

Mısır Ulaştırma Bakanı Muhammed Mansur, 2009'da 18 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazası sonrası istifa etti.

Yine Mısır Ulaştırma Bakanı Raşid Mateeni, 2012 yılında yaşanan 49 öğrencinin hayatını kaybettiği tren kazası yüzünden istifa etti."

Trafik başta olmak üzere birçok konuda eksikliği kültürde görenler, aynı kültürü siyasette neden aramaz?

Duyarlılık yok, saygı, empati, sorumluluk, devlet yönetme kabiliyeti yok.

Seçenlerde iyi yöneteni değil, iyi popülizm yapanı tercih ediyor.

Böyle bir sarmalın içinde gidiyoruz, aslında kendimiz ediyor, kendimiz buluyoruz.

Durum böyle olunca, sonuçlar ortada, eğitim, sağlık, trafik, yer değiştirerek, nöbetleşerek hayatımızdaki sorunların merkezi oluyorlar.

Herkes her işi yapar diye bir mantık yok.

Felaket yıllardır yaşanıyor.

Girne, Değirmenlik dağ yolunda, bundan önce de feci kazalar oldu, hatırladıklarım;

2 Mart 2007'de yedi can kaybı, 8 Ekim 2007'de bir, 13 Eylül 2013'de iki can kaybı daha.

Sadece bu yol da değil tabi ki, her gün, her yerde yaşanıyor bunlar, bir şeyler değişmedikçe, popülizm egemen olduğu sürece arkası gelecek.

Konuşmaktan, yazmaktan fazlası gerekiyor.

İnsan için yapılacak icraatlarda oy hesabı yapılmaz.

İcraatlarda, öncelik önemli, aciliyet önemli, bölgecilik, adamcılık, partizanlık, ihalecilik, her şey, gün ve gün başımıza yıkılıyor.

İlk günden söylüyoruz yaz saati uygulaması yanlış, amaçsız, sırf popülizm diye.

Geçtiğimiz gün yaşanan trajik kazada yaz saati uygulamasının birinci etken olduğu iddiasında değilim.

Ama en önemli etkenlerdendir, bunu kimse görmezden gelemez.

Şimdi , çalışma yapıldığı, kararlar alınacağı söyleniyor.

Kamuda ve okullarda mesai saatlerinin değiştirilmesi düşünülüyor.

İlk adım bunlarsa çözüm değil.

Bunun başka etkenleri, yaratacağı başka sorunları olacak, bir çarkı bozar gibi başka getirileri olacak.

Atılacak adımların ilki yaz saati uygulamasından vazgeçmektir, başlangıç noktası budur.

Bunda ısrar etmenin, görmezden gelmenin mantığını çözmüş, anlamış değilim.

Yani "biz bir karar aldık geri adım atmayız" düşüncesi mi bunu erteliyor.

Mesai saatlerinin değiştirilmesi mi daha kolay, yoksa kış saati uygulamasına yeniden geçilmesi mi?

Bu ülkenin şartları belli, coğrafyası, yüz ölçümü belli, burayı her gün yüzlerce olayın yaşandığı bir ülkeyle kıyaslayamazsınız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları