Üniversite adası ve çalıştay

Yayın Tarihi: 06/07/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Çalıştay, bilim adamları ve uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldığı inceleme ve değerlendirme toplantısıdır.

Çalıştaylar, önemli konularda özellikle ön çalışmalar yapmak için kullanılan en etkili yollardan biridir.

Bu yöntemin iki temel artısı var;

1.Çok yoğun ve etkili çalışmak.
2.Etkili analiz ve sentezler yapabilmek.

Çalıştayların üç temel özelliği vardır;

1.Katılımcılar konuya göre seçilirler ve amacın doğru tespiti çok önemlidir.

2.Yeniden Kurmacılık'la bağıntılı olarak, analiz, sentez önem kazanır ve problem çözme süreci takip edilir.

3.Planların uygulanmasının ardından, bir sonuç raporu hazırlanır."

Çalıştay konusuyla ilgili internet ortamında bir gezinti yaptım.

Genel bilgiler yazımın girişinde paylaştığım gibi.

Bizim ülkemizde de, çeşitli zamanlarda, çeşitli konularda çalıştaylar yapılıyor.

Elbette önemli, önemsenmeli, bir emektir, bilimsel bir çalışmadır.

Yapılan her ne olursa olsun, birkaç açıdan değerlendirmek gerek.

Birincisi, amaç, ikincisi sonuç ve tabi ki en önemlisi de sonucun mevcut duruma yapacağı katkı, amacına uyup, uymayacağı.

Konu her ne ise ilgili tarafların bir araya gelmesi, sorunların, çözümlerin, hedeflerin ortak bir noktada buluşması.

Daha önce de eğitim, sağlık gibi konularda çalıştaylar yapıldı.

Gece kulüpleri ile ilgili de bir çalıştay yapıldı.

Sonuçları hatırı sayılır bir zaman beklendi, durum tespitinden öte bir noktaya varılamadı.

En önemlisi çözüm ve yol haritası belirlenemedi.

"KKTC Yükseköğrenim Stratejik Planlama Çalıştayı" yapıldı.

Milli Eğitim bakanı Cemal Özyiğit;

"Eğitim veren 16 üniversite var. 16 üniversite için de başvuru işlemleri devam ediyor.

2018-2019 eğitim yılında üç tanesinin eğitime başlayacağı pek çok üniversite açma ön izni için de başvuru bulunuyor. Bunların artık açık yüreklilikle konuşulması gerek."

Onlarca üniversitenin, ticari katkısı dışında, eğitim kalitesi anlamında durum nedir?

Üniversite, özgürce düşünmek, yazmak, eleştirmek, konuşmak, sorgulamak, akademik ve bilimsel gelişme demek.

Bu noktalardan onlarca üniversite ne veriyor bu ülkeye?

Bunlar elbette konuşulmalı, eğitim ticaret değildir.

Ama konuşmanın ötesine ne zaman geçeceğiz, "bu yapı sürdürülebilir değil".

Her konuda ve en fazla duyduğumuz söylem bu.

Başlangıç güzel, konuşulması, tartışılması önemli.

Bizim sorunumuz sonuca gidememek, konuş, anlat, sorunlardan yakın, fakat düzeltmeye gelince kimse üzerine almıyor.

Oluşan algı şöyle;

Bu ülkede çözülmesi istenmeyen sorunlar için ya çalıştay yapılır, ya da mecliste komite kurulur.

Ne üniversite, ne de öğrenci sayısı kimseyi yanıltmasın, önemli olan kaliteli eğitim ve bu eğitimle yetişen, kaliteli insan kaynağının var olup, olmadığıdır.

Üniversite sektörünün en önemli rakibi, KKTC'nin imajıdır.

Bu rakip, tüm üniversitelerin, kendileri dışında, ortak sorunudur.

Bu ülke, üniversite, gece kulübü ve kumarla anılıyor.

Bu ciddi bir çelişki ve dezavantajdır, ülke imajı yanında "üniversite adası" söylemine en büyük zarardır.

Bu tablonun genel görünümüne bunların hepsini dahil etmezsek, hep birşeyler yarım kalacak.

Tekrar altını çizmekte fayda var;

"KKTC Yükseköğrenim Stratejik Planlama Çalıştayı" önemli ve sonuçla beraber ciddi getirisi olacak bir çalışmadır.

Hiç olmazsa, konunun masaya yatırılması, konuşulması, gündeme gelmesi bile tek başına önemlidir.

Daha da önemlisi sonuç ve sonuca göre neler yapılacağıdır.

Gerçek olan ve herkesin hem fikir olduğu eminim şudur ki;

Artık bunların konuşulması ve konuşulmadan öte gidilmesi şarttır.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları