İki devletliliğin anlamı nedir?

Kıbrıs sorununda resmi olmasa da, gayrı resmi görüşmelerin yapıldığı biliniyor.

Her türlü iletişimin sağlanmasından ve devamından yanayım.

Ama önemli olan, Kıbrıslı Türklerinde içinde olduğu resmi süreçtir.

Sadece taraflar, garantörler, siyasetçiler değil, sivil toplum örgütleri, sendikalar, siyasi partiler ve elbette toplumsal iletişim geliştirilmeli.

Siyasi çözüm modeli yanında, toplumların adanın bir diğer yarısında iken günlük yaşamı kolaylaştıracak adımlar daha fazla gecikmeden atılmalı.

Bu düşünceler, pek çok tarafça bugüne kadar çok defa dile getirildi, seslendirildi, şuan itibarı ile yol alınamadı.

Kıbrıs'ın güneyinde ciddi bir tartışma ortamı var.

Kıbrıs sorununda farklı modeller denenmeli mi?

İki devletli çözüm, federal çözüm yerine hedef olur mu, ya da artık başka bir seçenek kalmadı mı?

İki devletli çözüm ne anlama geliyor, Kıbrıs adası uluslararası alanda iki devleti yaşatacak kadar büyük mü?

Tabi ki soru çok, ama iki devletli bir yapının kabullenmesinde bile bir anlaşma gerekecek.

Ankara'da gerçekleştirilen "Doğu Akdeniz'deki Jeopolitik Durum ve Kıbrıs Sorunu" konulu toplantıda, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu yaptığı konuşmada;

"Türkiye'nin bölge enerji haritasında yerinin olmasını hedeflediğini biliyoruz. Bu rol komşu devletlerin çıkarları aleyhine güçlünün hukukuyla ve askeri dayatma mantıklarıyla edinilemez. Bu rol Kıbrıs'taki işgal ve bölünme meselesinin çözümsüzlüğü de dâhil olmak üzere, komşu devletlerle var olan anlaşmazlıkların çözümüyle edinilebilir.

Kıbrıs sorununun çözümünden sonra doğal gazın gerek Türkiye tarafından kullanılması, gerekse Avrupa'ya transferi için boru hattı inşası seçeneğinin ekonomik yaşayabilirlik kriterleriyle Kıbrıs ve Türkiye arasında görüşülmesini desteklemeye AKEL olarak hazırız."

Hatırlanacağı gibi, Anastasiades ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu daha önce bir araya gelmişti.

AKEL Genel Sekreteri Kiprianu da Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla görüştü.

Kiprianu bu görüşmeye dair yaptığı açıklamada, Nikos Anastasiadis'i "iki devletli çözümü görüşmekle" suçlamış ve "Çavuşoğlu'ndan duyduklarım, Anastasiades'e yönelttiğim suçlamaları destekliyor" demişti.

İki devletli çözüm konuşuluyor ve bunun tartışma zemini hazırlanıyorsa, bunun sebebi ne olabilir?

Yani federal çözüm denendi, sonuca ulaşılamadı, o zaman iki devletliliği konuşalım diye mi bu noktaya gelindi.

Aslında, işin özü bana göre şu;

Hem devleti, siyasi otoriteyi, hem de elde edilmesi muhtemel enerji kaynaklarından sağlanacak kazancı paylaşma konusu, Kıbrıs sorununun federal hedefte çözülmesini engelliyor.

Kıbrıs adası birleşsin, ada bölünmesin, tek devletin vatandaşlığı olsun ve bu temelli beklentiler, paylaşım sorununa takıldı.

Kıbrıs sorunu artık paylaşım sorunudur.

Rum tarafı, Anastasiades, devleti ve doğal gazı paylaşmak yerine, iki devletliliği tercih ediyor.

Federal çözüm ve ortak paylaşım odaklı bir siyaset güden KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'yı, Türkiye ile direkt görüşerek devre dışı bırakmaya çalışıyor.

Türkiye'ye, "ben güneyde devleti ve doğal gazı tek başıma idare edeyim, sende kuzeyde ayrı devletle, yapacağın aramalarla doğal gaz konusunda otorite ol" diyor.

İki devletliliğin anlamı bu, güney otoritesi "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile dünya tarafından tanınan bir devlet, kuzey Kıbrıs zaten Türkiye'nin kontrolünde, kendi yerel sorunlarını bile çözemeyen ve küçük hesaplarla uğraşmaktan, bulunduğu yerin önemini kavrayamamış bir yapı.

Sonuçta aktörler, yazacak, oynayacak, bir sonuca gelecek.

Figüranlar ise kendilerine verilen küçük rollerle yetinecek.