Çavuşoğlu'nun bıraktığı iz...

Yayın Tarihi: 28/01/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC'yi ziyaret etti.

Çavuşoğlu ziyaretini tamamladı ve ayrıldı, ama arkasında fırtınalı bir tartışma ortamı bıraktı.

Kıbrıs sorununa dair müzakere süreci yok, müzakerelerin başlaması gibi bir beklenti de yok.

Aynı konuların, aynı tekrarların, yine, yeni, yeniden anlatılması, tartışılması da çok gerekli değil.

Yıllardır süren müzakerelerin, Kıbrıs konusunun, Kıbrıs, Türkiye,

Kıbrıslı Türkler açısından, önemi, ortak dava olarak isimlendirilmesi, yeni olan bir gelişme de değil.

Elbette Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda hassasiyetleri var, bunun yanında Kıbrıslı Türklerin de çıkarları için hassas olduğu noktalar var.

Bunlar normal, bunlar yıllar içinde ister istemez oluşmuş, her alanda yaşanan bağımlılıkla, gelişmiş, büyümüş, kırmızıçizgi olmuş.

Önemli olan ortak noktaların önemi, büyüklüğü ve çoğaltılması.

Türkiye, kuzey Kıbrıs'tan, KKTC'den sadece Kıbrıs konusuyla ilgili beklentiler içinde mi, Kıbrıslı Türkler yaşanan bağımlılık derecesi ile Türkiye'den sadece Kıbrıs sorunu değil, yaşamsal alanlarda da beklenti içinde.

Bu işbirliğinden çok, bağımlılık politikasının ortaya çıkardığı bir gerçektir.

Mevlüt Çavuşoğlu'nun ziyaretinde, Kıbrıs sorunu ile ortaya çıkan tek farklı söylemi;

"Tüm seçenekler konuşulur, iki devletli çözüm de, federasyon da, konfederasyon da, ya da başka bir model de. Evet, Anastasiadis bu fikri sadece benle değil, Cumhurbaşkanı Akıncı ile de paylaştı.

En son New York'taki görüşmeden sonra çelişkili konuşmalar geldi. Gevşek federasyondur ve sair. Biz samimiyet istiyoruz" söylemi oldu.

İki devletlilik fikri, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile de paylaşılmış, üstelik Anastasiadis tarafından.

Bu, bugüne kadar neden seslendirilmedi?

Konuyla ilgili daha önce duymadığımız tek farklı konu bu.

Türkiye Dışişleri Bakanı ve tabi ki başka yetkililer KKTC'ye geliyor, gelecektir de.

Bu ziyaret için sebep aramak gereksiz, ama alışıldık teamüle baktığımızda, nezaket ziyaretleri ile siyasi öneme haiz zamanlarda yapılan ziyaretlerin farkını anlayabiliyorum.

Bu ziyaret Kıbrıs sorununda siyaset değişikliğinin yaşandığını, bunun sebebinin Anastasiadis'in iki devletlilik fikrini dile getirdiğini ve illaki federal çözüm düşünülmediğini, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlamasına yakın farklı söylemler de olacak, hatta bugün de farklı söylemler dile getiren adaylara vardır, amaç bu adaylara zemin hazırlamaktır.

Akıncı iki devletlilik fikrini biliyor ve bunu saklıyor, imajı da bu açıklamalarla oluşturulmuştur.

Ortada aday olması ihtimal isimlere baktığımızda, KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın adaylığı bu ziyaretle tescillenmiştir.

Bu ziyaretler artacak ve zaman zaman, aynı eksende yapılacaktır.

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamıştır, Kudret hoca adaydır, muhtemel isimler vardır, fakat henüz olayı netleştirmemişlerdir.

Çavuşoğlu'nun ziyaretinde Kıbrıs sorununda farklı söylemleri olmamakla beraber, KKTC'de eğitim ve reformlarla ilgili söylemlerini de altını çizerek not etmek gerek.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu;

"Eğitim konusunda ciddi bir görüş ayrılığımız yok. Hala Sultan Koleji açıldı, laiklik elden gidiyor anlayışı ortaya çıktı, bu anlayış geçmişte Türkiye'deki yasakçı anlayıştır. Buradaki halk, Hala Sultan gibi bir tane daha istiyor. İsteyen çocuğunu istediği okula göndersin".

Eğitim, Kıbrıs konusu gibi ortak hareket gerektiren bir konu değil ki, görüş ayrılığı veya görüş birliği olması son derece gereksiz.

Bu bir iç konu değil mi, sonra Hala Sultan gibi bir okuldan buradaki halk bir tane daha istedi de, buradaki yöneticilerin haberi yok mu, bu konudaki görüşleri nedir?

Mesela, yeni bir hastane istemiyor bu halk, neden bu öncelik değil, önemsenmiyor.

Kim, kimden, nasıl istekte bulunuyor ki, burayı yönetme iddiasında olanların haberi yok

İlginç, ihtiyaçlar ideolojiye göre değişiyor mu?

Türkiye karşıtlığı söylemi;

Türkiye yönetimiyle ilgili Türkiye içinde bile eleştiriler olmuyor mu?

Oluyor, bu gayet doğal, herkes aynı fikrin peşinden gitmek zorunda değil.

Bu durum kuzey Kıbrıs için de geçerli.

Yanlış bilgi edinmeler, algı oluşturmalar, yönlendirmeler, bunlardan siyasi kazanç elde etmeyi ummalar var.

Yaşanmışlar gösteriyor ki, yine ters tepecek.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları