Kudret hoca ve bir adım önde olmak

Kudret hoca ve bir adım önde olmak

Bir önceki yazımdan, bir bölüm:

"Bu ziyaret Kıbrıs sorununda siyaset değişikliğinin yaşandığını, bunun sebebinin Anastasiadis'in iki devletlilik fikrini dile getirdiğini ve illaki federal çözüm düşünülmediğini, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlamasına yakın farklı söylemler de olacak, hatta bugün de farklı söylemler dile getiren adaylara vardır, amaç bu adaylara zemin hazırlamaktır.

"Akıncı iki devletlilik fikrini biliyor ve bunu saklıyor", imajı da bu açıklamalarla oluşturulmuştur.

Ortada aday olması ihtimal isimlere baktığımızda, KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın adaylığı bu ziyaretle tescillenmiştir.

Bu ziyaretler artacak ve zaman zaman, aynı eksende yapılacaktır.

Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başlamıştır, Kudret hoca adaydır, muhtemel isimler vardır, fakat henüz olayı netleştirmemişlerdir".

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun KKTC ziyareti, açıklamalar, temaslar, söylemler, mesajlar odaklı tartışılmaya devam ediyor.

Söylemler, yaratılan algı, basın toplantısı ve TV programı kadar konuşulmuş olsa, ortaya daha somut ve daha verimli bir tablo çıkabilirdi.

Siyaset her zaman, her yerde kazanma odaklıdır.

Kazanmanın birçok yanlışın doğru, birçok doğrunun da yanlış anlatıldığı siyasi argümanlara bağlı olduğu da bir gerçektir.

Bu dünyanın her yerinde böyle.

Bizdeki seçmen, parti, kişisel ve partisel kazanç eksenlidir.

Merkezde kazananın yanında olarak, kazananla aynı tarafı paylaşmaktan kendine düşeni almak, en büyük özellik.

Kim ne demiş, ne vaat etmiş, hangi siyasi parti sorunlar için çözüm üretmiş, pek de değerli değil.

Parti için sandığa giden, kendi için sandığa giden ve cezalandırmak için sandığa gidenler diye bir seçmen profili çizersem, haksız olur muyum?

Elbette, haklılık payım var.

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay partisinin, "Adım adım geleceğe" sloganlı, 1. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada,

gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda kararın, partinin yeni kurullarınca belirlenmesinin ardından tartışılacağını söyleyerek, önemli bir mesaj daha verdi;

"Acele etmemek gerek, bir adım önde olma anlayışında değiliz, HP sonucu belirleyecek parti olacaktır".

Aslında bu çok önemli bir cümledir, "acele etmemek gerek, bir adım önde olma anlayışında değiliz".

Aslında olay tam da budur, bir adım önde olmak.

Anastasiadis'in iki devletlilik önerisini bugün yeniden tartıştırmak, bunu tek çözüm formülü olarak kabullenen kesime yaklaşmak.

Ülke gündemine Cumhurbaşkanlığı seçimini ve özellikle başka formülleri getirmek, ortada başka aday veya isim olmadan tartışmayı erkene almak.

Kudret hoca ve HP'nin daha başka bir görevi var.

İktidarda iken, beklentileri karşılamak ki bugün için beklentilerin karşılanması çok uzaklarda kaldı.

Çok erken bir yıpranma var, bu yıpranma adı ne olursa olsun ilk seçimde kendini gösterecek.

Ben siyasetçi değilim, bu eleştiriler siyasi taraf olmanın bir çabası değildir.

Fakat Kudret hocanın ve tabi ki HP'nin daha yapacağı çok iş var.

Adaylık, mutlaka ki yasal engeli olmayan herkes için bir haktır.

Siyasi parti başkanlarına genel olarak bakınca, Tufan Erhürman, Ersin Tatar, Kudret Özersay, Erhan Arıklı gibi isimlere ülke sorunları için parlamentoda daha çok ihtiyaç var.

Cumhurbaşkanı Akıncı aday olmazsa, TDP başka aday belirleyebilir.

Belki de sol cenah, sağdan çoklu aday olması durumunda, Mustafa Akıncı'yı ortak aday yapabilir.

Her türlü düşünce için erken ve tek kelime "belki" dir.

Ülkenin gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimi veya Cumhurbaşkanı değildir, olmamalıdır.

Daha öncelikli sorunlar vardır, sorunları çözecek makamlar bellidir.

Beklenti şuan için makamların verdiği görevlerin yerine getirilmesidir.