Birileri avaz avaz bağırıyor "kral çıplak"

Yayın Tarihi: 20/02/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Birileri avaz avaz bağırıyor "kral çıplak"

Geçen hafta az biraz konuşuldu.

Ama ülkenin gerçek gündemi olması gerekirken olmadı.

Üniversite sektörü, ciddi bir ekonomik itiş gücü, doğru planlansa, sistematik büyüse ve yarattığı ekonomi ülke geneline yayılsa, gerçekten büyük nimet.

En önemlisi, gerçekten, hakkıyla bir eğitim adası olmak, bunu söylemden öte gerçeğe dönüştürmek, ekonomiye istihdam, üretime pazar, sosyal hayata bilimi, çağdaşlığı, dışa karşı ise önemli bir güç olur.

Kötü örnekler, iyileri gölgelememeli, ülkede yaşanan gelişim, hem kamusal, hem de toplumsal yaşamla uyumlu değil.

Yaşanan sorunların birçoğu bu kaynakla besleniyor.

Özellikle kamusal alanda, siyasi elitler sadece iktidar kavgasında, ülkenin çözüm bekleyen her noktası, istikrarsız, iradesiz ve popülist adımlarla geri kalmışlığı bir türlü aşamıyor.

Ülkenin kontrolsüz gelişimi, değişen nüfus ve günlük yaşamına ayak uyduramıyor, düzenlemek yerine, yeni ülke düzeninin gerisinde.

kalıp, bu yeni düzenin belirlediği sınırlar içinden çıkamıyor.

En başa dönersem, üniversite sektörünün hem kendi içinde, hem dış pazarda önemli bir zorluğu var.

Bu zorluğun adı "rekabet" olmakla beraber, içinde bulunduğumuz şartlarda birçok olumsuzlukla birleşerek, bir de kötü imaj yaratıyor.

Zaman zaman bu kötü imaj algısına, bilerek veya bilmeyerek katkı koyanlar var.

Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun söylemleri;

"Bir ara Kıbrıs'a gittik geldik. Orada da PKK'nın peşine düştük. Üniversitelerde falan ufak tefek yapılanmaları varmış. Değil Kıbrıs'ta nerede olursa olsun eğer onları yerin yedi kat dibine kadar kaçırmazsak milletimiz bunun hesabını bizden sorsun. FETÖ' nün sızmadığı yer yok, orada da var. Orada da o işleri en kısa süre içerisinde çözeceğiz."

Net bir soru, üniversitelerde terör yapılanması mı var?

Ekonomik zorluklar, ulaşım sorunu, ev kiralarının kontrolsüzlüğü, her anlamdaki otoritesizlik de üniversite sektörünün dezavantajlarından.

Yazının ilk cümlesinde, az konuşuldu dediğim olay;

BBC'de yayınlanmış bir haber.

"Nijerya'daki kocasının bir arkadaşı Kuzey Kıbrıs'taki üniversiteler için acentelik yapıyordu. Lovli'ye 1.500 dolar karşılığında eğitim görebileceği ve bir iş bulup ailesine para gönderebileceğini söylemişti.

Kuzey Kıbrıs'a geldiğinde, zar zor biriktirmiş olduğu ve eğitim masraflarını karşılayacağını umduğu para sadece ilk taksite yetti.

Eğitim ücreti de dâhil ayda 1.000 dolara ihtiyacı vardı, ama sadece temizlik ve yemek işleri gibi düzensiz ve düşük ücretli işlerde.

çalışabiliyordu, haftanın yedi günü uzun saatler şeklinde.

Nijerya'da bıraktığı ailesine gönderecek parası kalmadığı gibi, geri dönecek bilet parası da bulamıyordu.

Onun gibi pek çok kişi aslında Kuzey Kıbrıs'a eğitim amacıyla değil,

Avrupa'da çalışma ve ailesi için daha iyi bir yaşam şansı bulmak için gidiyor. Ama bunu sağlamak pek mümkün olmuyor."

Ve haber devam ediyor;

"Kuzey Kıbrıs'ta kendisini zor koşullarda bulan çok sayıda Afrikalı ve Asyalı var.

İsmini vermek istemeyen Zimbabveli bir din adamı, birçok öğrencinin borç veren kişi ve kurumların tuzağına düştüğünü söylüyor. Ödeme vakti geldiğinde ise "işler çirkinleşebiliyor. Ve polis müdahale edemeyeceğini söylüyor".

Birçok kadın öğrenci borçlarını "seks ile ödemeye" zorlandıklarını anlatmış ona. Bir evde aylarca zorla tutulup fuhuşa zorlanan bir kadını kurtardığını söylüyor."

Şimdi bize düşen, Rumlar yapıyor, dış mihraplar, dış güçler, bizi çekemeyenler kolaylığından ve popülizminden arınıp, bunları ciddiye almak.

Birileri avaz avaz bağırıyor "kral çıplak" gözleri, kulakları kapatıp, başı kuma gömerek eğitim adası olunmuyor.

Buraya gelen ve üniversitelere kayıt yaptıran insanlar, hangi yollarla, hangi amaçlarla, hangi aracılarla geliyor?

Burada bunların uzantıları kimlerdir?

İnsan pazarı değil, eğitim adası olalım, öncelikli soru, nereden başlamak gerek?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları