Tek mesai Mayıs 2011'de

Yayın Tarihi: 04/10/10 00:42
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

KKTC'de artık deniz bitti. Hatta artık karaya vurmuş durumdayız. Siyasilerin dolayısı ile devletin yarattığı kamu düzeni, şimdi kendi kendisi ile çelişiyor. Özel sektör kendi haline kendi ektiğini biçerken, büyük patronlar asgari ücretin artmasını, yanında çalıştırdıkları insanların kaderlerini tamamen kendi ellerinde tutmak için sendikal örgütlenmeyi istemezken, her zaman göz önünde olan kamu çalışanları yani moda deyimle "MEMUR" suçlu sandalyesinde. Herkes onların, maaşlarını, sendikalarını, çalışma saatlerini tartışıyor. Sanki kamu çalışanlarına zaman içerisinde tanınan ve "Kazanılmışı haklar" kapsamına giren haklar havadan geldi. Bu hakları bu insanlara bu devlet vermedi m?. Düzenleme yapılsın, yenilenme yapılsın, bu devletin ve kamu verimliliğinin sağlanması için bir gerekliliktir. Ama bu insanları herkesin gözünde küçük düşürmek, özel sektör çalışanı devlet çalışanı diye bir ayırım yaratmak çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir.

Ülke ekonomisinin büyümesi, devletin ekonomik faaliyetlerdeki yükünün azalması için özel sektörün büyümesi ve verimliliğinin artırılması gerek. Bunun için en başta devlet, özel sektörle rekabet halinde olmamalı. Bu konu her zaman için üzerinde durduğum bir durumdur. Şimdi bu nasıl olacak, öncelikle özel sektörün, konu hiç fark etmez hangi alanda hizmet veriyorsa versin, önü açılmalı. Bu sözde kalmamalı. Yerli istihdam teşvik edilmeli, kaçak iş gücü önlenmeli. Buların gerçekleşmesi için öncelikle yardımcı olacaksınız, gerekli kolaylıkları sağlayacaksınız. Daha sonrada denetleyeceksiniz. Denetleme mekanizmasının çalışması hatır gönül ilişkileri çerçevesinde takılıp kalırsa kaybeden devlet kasası ve sonuçta toplum olur. Eşit vergi yükü, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınması mantığı gerçek anlamda hayata geçirilmezse bu adaletsizlik kavramının güçlenmesine sebep olur. Geçtiğimiz cuma günü sizlere ulaşan "İki seçeneğimiz kaldı" başlıklı yazımda Lefkoşa ve Haspolat sanayi bölgelerinde esnafla yaptığım sohbet konuşmalarından bir kısmını sizlere aktarmıştım. Ama inanın bu aktardığım konuların dahası var ki sayfalara sığmaz. Yirmi beş yıldır matbaacılık sektöründe çalışan bir esnaf, ülkedeki vergi adaletsizliğine dikkat çekerek şöyle diyor "Araştırdım, benim bir yılda devlete ödediğimi verginin yarısını dahi ödemeyen büyük oteller var". Bu benim iddiam değil. Ama bu insanların yerleri ve sıkıntıları bellidir. Ve ulaşmak da zor değil.

KKTC hükümeti ile Türkiye hükümeti arasında imzalanan ve sadece KKTC'nin kamu sektörüne yönelik, değişiklikleri içeren protokol gereği, kamu çalışanlarından ve emeklilerden vergi kesilmesi uygulamasına bu ay başlandı. Böylesi zor bir dönemde bu uygulamalara tabi ki olumsuz tepkiler var. Kimse cebine giren paradan, mutfağına giren aştan mahrum olmak istemez. Hiç kimse kendisine yasalar ve emeği karşılığında verilen hakların bir anda geriye götürülmesini kabul edemez. Ama iş bununla bitmemeli bu ülkede yaşayan, bu ülkede okuyan, bu ülkenin hastanesinde tedavi olan, bu ülkede ekmek parası kazanan herkes, bu ülke için elini taşın altına koymalı. Eğer ki amaç, devletin ve ülkenin ileriye dönük devamlılığını sağlamaksa tabi, yok sadece günü kurtarmak ve Türkiye hükümetine iyi görünmek bu noktada amaç ise hep göz önünde olan kamu çalışanlarının ve emeklilerin haklarını kısıtlarsınız ve işin kolayına kaçarsınız. 5 Kasım 2009 tarihinde imzalanan KKTC ve Türkiye hükümetleri arasındaki protokolde sadece mali konular yok. En fazla tartışılan "Yaz mesaisi" uygulaması da kaldırılması gündemde olan uygulamalardan biri. Bilindiği gibi, KKTC de kamu çalışanları mayıs ayının ilk haftası başlayan ve ekim ayının ilk haftası sona eren yaz mesaisi çerçevesinde haftada 35 saat çalışıyor. Bu sistemin değiştirilerek tek mesaiye geçilmesi için hükümet bir karar aldı. Fakat uygulama yapılması gereken kış mesaisinin ilk günü, yani bu gün, bu uygulama yasal düzenleme yapılamadığı için uygulanamıyor. Konu ile ilgili yapılan açıklama bu yönde. Tek mesainin uygulanma tarihi şimdilik kasım ayı olarak açıklandı. Bu gün itibarı ile başlanacak olan ve yedi ay sürecek kış mesaisi uygulamasının kaldırılarak, daha fazla olan çalışma saatinin, tek mesai uygulamasına göre azaltılması bana göre biraz zor. Bu uygulamanın, normal durumda yaz mesaisinin başlama tarihi olan mayıs 2011'de olması daha ağır basan bir olasılıktır. Bu düşüncelerimin ne kadarının haklı ne kadarının haksız olduğu ileriki dönemlerde daha net ortaya çıkacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları