Saray delegeleri mi aramaya başladı artık?

Yayın Tarihi: 27/08/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

UBP kurultayında geri sayım devam ediyor ancak çirkinleşerek. Kurultay süreci başlamadan önce UBP'nin ileri gelenlerinin endişe duyduğu en önemli konu parti içi yarışın çirkinleşen bir hal alması ihtimaliydi. Gelin görün ki bu artık yaşanmaya başlandı.

Bir siyasiyi eleştirmek, yanlışlarını anlatmak, söylemek her bireyin en doğal hakkıdır. Hiçbirimiz kimseyi bu üslubu ve davranışından dolayı dışlayamayız; eleştiririz tabii. Ama o kadarla kalır.

UBP Kurultayının Başbakan İrsen Küçük ile Ahmet Kaşif arasında değil de Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasında gerçekleştiğini her geçen gün daha iyi idrak ediyorum. Yolum Mağusa'ya düştü ve bu gerçekle yüzleştim.

Lefkoşa, İskele ve Girne'de bu anlatacağım fazlasıyla yok ancak Güzelyurt ile Gazimağusa da hayli fazla var. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu delegeleri bir bir arayarak Ahmet Kaşif'e oy vermeleri yönünde rica, temenni ve en nihayet baskı yaptığı bizzat yüzüme söylendi. Tarafsız olması gerektiğine inandığım Sn Eroğlu'nun dünya kadar eleştirel yazı yazılmasının ardından böyle bir şey yaptığına inanmak istemediğimi söyledim. Mağusa'da bir örgüt delegesini Kaşif'in adayından yana oy kullanması konusunda Cumhurbaşkanlığı tarafından tam on iki kez arandığını adamın kendisi oturduğumuz mecliste bana söyledi. Adını yazabilir miyim diye sorduğumda adamın yüzünün hali değişti ve "adımı lütfen yazma beni zora sokarsın" dedi. Bölgeden ayrılmamın ardından telefonla sakın adını yazma ricaları da peşimden geldi.

Yolda giderken kendi kendime düşündüm; Sn Kaşif Sn Eroğlu'nun adayı. "ne yazık ki".. Gazimağusa'da son derece güçlü ekipleri var zira her ikisi de Mağusalı. Neden delegelerin üzerinde baskı kurma ihtiyacı hissetsinler ki? Demek ki ; Sn Ahmet Kaşif'in gücü kendi bölgesi olmasına karşın öyle sanıldığı gibi etkin değil.

Netice de bunlar Gazimağusa'daki Eroğlu tarafından arandıklarını iddia eden delegelerin bana söyledikleri. Cumhurbaşkanımız çıkar der ki "ben tarafsızım; kurultaya da mesafeliyim, hiçbir kurultay delegesini de aramadım". Telefon kaydı duymadım ama çıkıp Derviş beyde yalanmazsa inanmak zorunda kalırım bende herkes gibi.

Birini ele geçirmek isterseniz ilk önce ona iş verirsiniz sonra da seni işten atarım deyip baskıyla yanınızda tutarsınız ya da eğer ben kaybedersem bak seni işe ben aldım gelen seni asla burada tutmaz der yine devamlılığınızı sağlarsınız. Sanıyor musunuz ki bu halk Sn Derviş Eroğlu'nu çok başarılı bulduğu için seçti yıllarca; menfaati elinden alınmasın diye seçti. Bu nokta da ne yazık ki vatandaş da suçlu.

Hiç unutmuyorum Sn Eroğlu ile Sn Ertuğruloğlu'nun yarıştığı kurultaydı; komşum UBP delegesiydi. Oy vermeye giderken "kimi destekleycen dayı" diye sordum. Ne yapayım ki yavaş konuşamam huyum değil, sesim hep gür çıkar; adamcağız kısık bir ses tonuyla "ee Derviş beyi destekleyeceyik"..

ben "neçin be dayı yenilensin parti Tahsin beye ver oyunu"; adamcağız yine kısık bir ses tonuyla "ee olmaz oğlum bana iş verdi bu adam, oğlumu da işe aldı, hatrı var kıramam, hem biz yetiştik dervişciyik diye bilinirik, tahsini severim ama olmaz" dedi.

İşte o kurultay günü daha oy verme başlamadan Tahsin beyin Derviş bey karşısında hiçbir şansının olmadığını anlamıştım. Düşünsenize Sn Eroğlu yıllarca hatır gönül, iş aş ile seçime hep parti başkanı olarak gitmiş. Eğer delegeysen herkes memur.

O gün UBP değişmez, rica baskı, hatır, gönül işleriyle Devlet mi yönetilir diye düşünmüştüm? Neden hayır etmedik bugüne kadar diye bir daha sorgulamak lazım?

Tabii bu kurultayda işler farklı; Tahsin bey genç bir adaydı ve Başbakan değildi. İrsen beyin hem geçmişi uzun partide hem Başbakan hem de Derviş beyin bozduğu birçok şeyi düzeltmeyi başarmış bir başbakan. İrsen bey çok daha iyi teşkilatlanmış.

Benim asıl merak ettiğim konu başka. Ola ki Sn Kaşif kurultayı kazanır ve Başbakan olursa; kimin Başbakanı olacak?!

***********

İMAMLARA SÜRGÜN MÜ ÇIKTI?

Hafta sonu bazı imamlardan ve ailelerinden telefonlar aldım. Şikayetleri "bizi sürüyorlar". Evet ilginç bir şikayetleri vardı, yıllardır yerleştikleri, ev satın aldıkları ve yaşamlarını sürdürdükleri yerlerinden başka camilere görevlendirildiklerini söylediler bana. Bildiğim kadarıyla dinişleri dairesinin böyle bir yetkisi var ama imamlar bu işin ayrımcılıkla, kasti bir şekilde yapıldığını iddialar ettiler. Hatta toplanıp Başbakan İrsen Küçük'ü bile ziyarete gidip olayları anlatmışlar. Başbakan Küçük de şikayetlerin gözden geçirilip bazı görevlendirilmelerin geri verilmesi talimatını vermiş. Yine aldığım ihbarlarda Camilerde toplanan bağışların yasal olmadığı ve bu bağışların nereye harcandığının gizlendiği iddiasında bulundular. Bazı dinişleri dairesi görevlileri bu yardımları kendi menfaatleri için kullanıyorlarmış. Hayli kızgındılar anlayacağınız. Müftümüz Talip Atalay'ın dikkatine getiriyorum,bazı şeyler bilgisinin dışında gelişmiş olabilir; bir el atın bu işlere isterseniz; Dinişlerinin itibarı sarsılmasın.

**************

GÜRSEL UZUN "MAĞUSA'DA SÜRPRİZ YAŞANACAK"

Ülkemizin saygın işadamlarından Gürsel Uzun ile Mağusa'da buluşup bir kahve içtik. Kurultay sürecinde Başbakan İrsen Küçük'ün yanında adam gibi duranlardan biri. Mağusa'daki kurultayın gidişatın ı sordum kendisine; " bazı çevreler İrsen beyi Mağusa'da zayıf göstermeye çalışıyor, hani Sn Kaşif'in bölgesi olmasından ötürü. Açık yüreklilikle söyleyebilirim ki Mağusa'da sürpriz yaşanacak. Biliyorum kimse inanmıyor ama bekleyip göreceğiz hep birlikte. İrsen bey çok rahat Mağusa'da da galip çıkacak, benim temaslarım ve gözlemlerim bu yönde. Yalnız kurultayla ilgili yaşadıklarım senin yazılarında kullandığın bir ata sözünü daha iyi anlamama vesile oldu; UBP kimsenin tapulu malı değil, halkın malıdır, bu bilincin yerleşmesi gerekir. Hala misyonunu tamamlamadığını, kendini yenileyerek asli görevine devam etmesi lazım, bu yenilenmeye karşı çıkanlaradır tepkimiz. Bu geçiş döneminde parti bölünmeye çalışılmaktadır, bunu kabul edemeyiz, biz birlik ve beraberlikten yanayı" dedi.

Ne haldir ki İrsen beye yakın olarak işaret ettiğim her kişinin üzerine inanılmaz bir şekilde gidiliyor ve baskı kuruluyor. Tahsin Ertuğruloğlu'nun dediği korku imparatorluğu bu olsa gerek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.