Emirkanı'dan büyük itiraf

Yayın Tarihi: 14/11/12 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Başbakan İrsen Küçük'ün imzasını sahteledikleri gerekçesiyle bir süre önce tutuklanan ve davaları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Mustafa Tokay ile Emir Emirkanı olayında yeni gelişmeler yaşandı, daha doğrusu benim inanmakta zorlanacağım gelişmeler oldu bunlar. Emir Emirkanı ile dün Başbakan İrsen Küçük ile bir araya geldi. Bu görüşmeyi bizzat Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Güven Arıklı ayarladı. Emirkanı hayli üzgün ve pişmandı. Kendisiyle kısaca konuştum. "Mustafa Tokay gazetelerde çıkan ve Başbakan İrsen Küçük'ün yayınladığı bir bildiri görünümündeki bildiriyi getirdi bana, başbakanın imzasını skanlayarak yazının altına koydum, orjinalini imha ettim ve kopyasını Afrika gazetesine gönderdim. Tokay'a bu kağıdı kimin gönderdiğini sordum, emir büyük yerden cevabını aldım. Bunu yaptığım için pişmanım, İrsen beyden de özür dilemek için geldim" dedi.

Açıkçası düne kadar Emir Emirkanı ile ilgili hiçte olumlu izlenimlerim yoktu. Ama yeni bir sayfa açmak isteyen birini gördüm karşımda. Kamera önüne geçip Başbakan İrsen Küçük'ten de özür diledi.

BAŞBAKAN KÜÇÜK "AFFETTİM"

Bunun Kurultayda İrsen Küçük'ü yıpratmak üzere yapılmış bir müdahale olup olmadığına ilişkin bir soruya karşılık Emirkanı "herkesin tahmin ettiği de zaten budur. Tabii ki kurultay çalışmaları üzerine yapılmış yanlış bir olaydır. "dedi.

Başbakan Küçük ise, "Olayda Cumhurbaşkanlığı eski müsteşarı ve Cumhurbaşkanlığı'nın Kamu Hizmeti Komisyonuna görevlendirdiği Mustafa Tokay'ın da bulunduğunu hatırlattı ve davaya gün verildiğini, konunun yargıda olduğunu ve yargının konuyla ilgili gerekli kararları vereceğini kaydetti. UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük, Emir Emirkanı'nın istemeden Mustafa Tokay tarafından olaya taraf edildiğinin anlaşıldığını kaydederek ". "Bu olay kendisinin vicdanını rahatsız etti ve bu vicdan muhasebesiyle bana ulaşmak istedi. Uygun gördüm ve kendisiyle bugün görüştüm. Polis raporları da savcılığa intikal etmiştir. Mustafa Tokay tarafından bu sahteleme olayına şöyle ya da böyle taraf edilmeye çalışılmış bir arkadaşımızdır. Yargının vereceği karara da saygılı olacağını kendisi beyan etmiştir. Kendisine doğruları paylaştığı için teşekkür ederim". dedi.

İrsen beyin açıklamasını aynen yayınladım. Hani yanlış bir şeye mahal vermemek için. Peki şimdi ne olacak? İşte Emir Emirkanı bu suçu işlediğini ve pişman olduğunu ifade etti. İrsen bey'den de özür diledi. Mustafa Tokay'ın kendisine bunu yaptırdığını da belirti. Emir büyük yerden dediğini söyleyen Mustafa Tokay'ın bu emrin hangi büyük yer olduğu şimdi merak konusu olacak.

Dahası kurultayda İrsen beyi yıpratmak üzere hazırlandığını da itiraf ediyor Emirkanı. Daha önce bunu sorgulamış ve Ahmet Kaşif'in propaganda ekibinin zan altında olduğunu yazmıştım. Hatta Ahmet Kaşif bu yazım üzerine bir açıklama yapmış ve olayla ilgilerinin olmadığını söylemişti. Şimdi Emirkanı bu imza sahtelemenin kurultay ile ilgili olduğunu ifade ediyor, bu açıklamanın ardından birçok insan zan altındadır, özellikle Ahmet Kaşif ve O'nun için köy köy gezenler.

************

KAMU-İŞ EMİN ELLERDE

Kamu-İş Başkanı Sami Dilek ile birlikte dün buluşup bir kahve içtik. Heyecanlı yapısını bilirsiniz, yaptıklarını ve yapacaklarını bir çırpıda anlatmaya çalışır çoğu zaman. Yakın arkadaşlarından da birçok kez işitmişimdir "ne yer ne yedirir" diye. Sendikanın kesesinden para harcamak yerine kendi kredi kartlarının limitlerini sıfırlar.

Kamu-İş büyük bir sendika. Üye sayısı 3500'den de fazla ve üyelerine Türkiye seyahatlerinde konaklama adına ya da Türkiye'nin herhangi bir yerinde öğrenim görecek üyelerin çocuklarına kalacakları bölgelerde inanılmaz kolaylıklar sağlayan geniş bir ağı var. Kamu-İş'in bağlantıları bu bağlamda oldukça güçlü.

Sami Dilek yapı ve karakter bakımından mütevazi olmayı ve yardım etmeyi seven biri. Bu nedenle iyi niyeti bazen kullanıma açık olabiliyor. Kamu-İş'e kazandırmayı planladıklarını konuştuk uzun uzun, yakın zamanda kendisi bunu bir basın toplantısıyla duyuracak diye ben ipucu vermek istemiyorum.

Türkiye de ya da Avrupa'daki sendikalaşmayı görme fırsatı bulsanız KKTC'de sendikacılık diye bir şey olmadığına inanırsınız. Önceleri Sami Dilek'in Türkiye'deki sendikalara hayranlığını bir tür özenti olarak yorumlamıştım ama insan hakikaten Türkiye'deki sendikalara özenmeli ve imrenmeli, benzerlerini yaratmaya çalışmalı.

Öyle bizdeki gibi televizyona çık, iki nutuk salla, çok canın sıkılırsa bir de grev yap oldu bitti. İşte öyle değil. Dilek'in yapmaya çalıştığı da dar vizyonlara sıkışıp kalmış sendikacılık değil. Ama bir kusuru var bunu peşinen söyleyim; yaptığı iyi icraatları satamıyor. Umarım bunu da aşar.

******************

DP YALANLADI

Mustafa Varol kardeşimin TDP Genel Sekreter Yardımcısı Sami Dayıoğlu ile poz verdiği ve DP tarafından Genel Sekreter Yardımcısı olduğunu bana ifade etmesi üzerine kaleme aldığım dünkü yazıma Demokrat Parti yetkililerinden yalanlama geldi. DP'den arayan bir üst düzey yetkili, "Demokrat Parti Genel Sekreter Yardımcı konumuna seçilebilmek için parti meclisi ve myk üyesi olma zorunluluğu bulunuyor. Yazınızda adı geçen Mustafa Varol'un böyle bir fonksiyonu bulunmadığını belirtir, gerekli düzeltmeyi yapmanızı rica ederiz" dedi. Sevgili Varol sen sen ol ne kendini ne de bizi bir daha böyle yanlış durumlara düşürme.

****************

KAMİL İLE AVCI İSYAN ETTİ

Meclis'te komiteler çeşitli alanlarda toplantılarına başladılar daha doğrusu bazıları çelme yediği için başlayamadı. Meclis Başkanı Özel Kalem Müdürü kadim dostum Gökhan Güler'in odasında oturuyoruz. İlkay Kamil ve ben. Sonrasında Turgay Avcı'yı zorla oturtuyoruz yanımıza. Meclisin toplanamamasından son derece rahatsız. En az Meclis Başkanı Hasan Bozer kadar. "Hükümetin bakanları gelip açması gerekirken meclisi bu görev bize kalıyor, hiç ses vermiyorsunuz siz gazeteciler" diyor Turgay Avcı; odada hep beraber gülüşme oluyor. Tek seçim bölgesi yasasının tartışılması için komite başkanı İlkay Kamil tüm parti başkanlarına davet göndermiş. Ancak Turgay Avcı hariç kimse bu davete gelmediler. Kamil "televizyonlarda DP ile TDP tek seçim bölgesi nami diğer çarşaf liste olsun istiyorlar ama bugün görüyorsun Sn Avcı'dan başka parti başkanı yok" dedi o an kapıdan içeriye bir görevli girdi ve "efendim Çakıcı ile Serdar bey telefonlarına bakmıyorlar" dedi. Sonrasında Çakıcı'nın bir televizyon programında olduğu, Serdar beyin de telefonun sürekli meşgul verdiğini söyledi görevli bayan. Derken kapıdan içeri DGP Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu giriyor. Hafiften bir tartışma ve Tahsin başkanı komiteye katılmaya ikna edemiyorlar. Tahsin başkan "ben iç tüzüğe gireceğim" deyip çıkıp gidiyor, sonradan katıldı mı bilmiyorum. Velhasıl komite toplantıları da meclis toplantıları gibi. Hasan Bozer gibi dört dörtlük bir adamın böyle bir meclise başkanlık etmek zorunda kalması büyük talihsizlik doğrusu.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları