Eroğlu Komisyon'a baskı mı yapıyor?

Yayın Tarihi: 27/11/12 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
İnanılmaz güven kaybının yaşandığı ve makamların görev sınırlarını aştığı, her işe müdahil olmaya çalıştığı bir dönemden geçiyoruz. Daha önce de yazmıştım yine gündeme getirmek şart oldu. Cumhurbaşkanlığı bazı olaylar karşısında ne yazık ki tarafsızlığını yitirmiş, aleni olarak UBP'nin kurultayına müdahil olmuş ve Sn Eroğlu "benim yıllarımı verdiğim partidir tabii ki beni ilgilendirir" yorumunu yaparak tarafsızlığını bozmasını masumlaştırmaya çalışmıştır.

Gündemdeki konu malum Kamu Hizmeti Komisyonu, sınavlar Mustafa Togay ve Emir Emirkanı. Gelin bu konuyu bir inceleyelim bakalım altından neler çıkacak ve nereye varacağız.

VARAN 1

Başbakan İrsen Küçük'ün imzasının sahtelenmesi ve adına sahte evrak düzenlenmesi ile ilgili Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından atanan ve eski müsteşarı olan Mustafa Tokay ve eski Sınav Müdürü Emir Emirkanı tutuklanmış, aleyhlerinde ceza davası açılmıştı. Bu dava hala devam ediyor. Bir süre önce Emir Emirkanı işlediği suçu kabul etmiş , pişman olduğunu ifade etmiş ve Başbakan İrsen Küçük'ten özür dilemişti. Başbakan Küçük de Emirkanı'yı affetmişti. Yine Emirkanı bana konuyla ilgili özel bir röportaj vermiş ve bu röportaj da "tüm bunları bana Mustafa Togay yaptırdı ve bu emrin yüksek yerden geldiğini söyledi" diye belirtmişti. Aynı bilgileri Başbakan İrsen Küçük'e de verdiğini biliyorum. Zaten İrsen bey de bunları açıkladı.

VARAN 2

Emir Emirkanı'nın yapmış olduğu itiraf yargı sürecini doğrudan etkileyecek diye düşünüyorum. İş artık kimin azmettirdiğinin bulunmasına kalıyor. Hani o yüksek yerden emir veren kişi kim ise günün sonunda o ortaya çıkacak. Peki kimdir Mustafa Togay, Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun eski müsteşarı ve kamu Hizmeti Komisyonuna atadığı kişi. Şu an zanlı koltuğunda oturuyor ve aleyhine açılmış büyük bir dava var.

Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Çetin Uğural bir basın açıklaması yaptı ve inanılmaz önemli noktalara dikkat çekti. Bakın Sn Uğural ne diyor "Sayın Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmede, hakkında ceza davası açılmış bulunan Komisyon Üyesi'yle ilgili olarak, sözkonusu şahsın Kamu Hizmeti Komisyonu'na gelmeyeceği bilgisi alınmıştır. Aynı görüşmede ve bilahare Müsteşarı vasıtasıyla da, sınav sonuçları kesinleştirilmeyen altı branşla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı'na bilgi verilerek, bulguların çok ciddi olduğu ve görüşülen uzmanların bu gibi bir durumda sınavın tekrarlanmasını tavsiye ettikleri bilgisi de verilmiş ve Komsiyonun gerekirse tekrar sınav yapabilir duruma gelebilmesi için, hemfikir olunan yeni Sınav İşleri Müdürü'nün kararnamesinin süratle imzalanarak yürürlüğe konması gereği üzerinde hemfikir olunmuştur. Sınav İşleri Müdürü atama kararnamesinin imzalanarak yürürlüğe konmasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Müsteşarı ile yapılan müteaddit görüşmelerde, Sayın Cumhurbaşkanı'nın önerdiğimiz yeni Sınav İşleri Müdürü'nü kendisinin de çok isabetli bulduğu ve kararnameyi imzalayacağı, ama henüz imzalamadığı bilgileri alınmıştır. Konunun daha da uzaması üzerine yaptığımız ısrarlara karşılık ise sözkonusu kararnamenin imzalanmasının Kurultay sonrasında olabileceği izlenimini edindik. Kurultay sonrasında artık sözkonusu kararnamenin imzalanması için Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız son görüşmede, Kurultaya itiraz olduğu ve bu nedenle henüz Kurultayın sona ermediğini, dolayısıyle bir müddet daha beklememiz tavsiyesini aldık".

Bakın Çetin Uğural olayı çıplaklığıyla ve ölçülü bir şekilde ne de güzel anlatmış. Tabii Cumhurbaşkanı Eroğlu'na sorulması gereken önemli bir soru geliyor akıllara, ben bu vesileyle sorayım:

  • NEDEN kurultaydan sonrasını bekleme ihtiyacı duyuyorsunuz? Başbakan hala görevinin başındadır ve kurultayı kaybetse dahi istifa etmemesi halinde Anayasa kendisinin başbakanlığının devamını engellemez. Kurultay sizi ne diye ilgilendirsin?

Sanırım yerinde ve önemli bir sorudur bu Sn Cumhurbaşkanı için. Umarım bir açıklama yapar.

Devam edelim; Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun dün kamu hizmeti komisyonuna yönelik yaptığı ve kendini adeta komisyon yerine koyduğu ve karar üretir hale getirdiğini gördüm.

"Cumhurbaşkanlığımız halkımızın tarafsız ve bağımsız bir organ olan Kamu Hizmeti Komisyonu'na güvenini koruması gerektiğini düşünmektedir. Bu nedenle kurumumuz halkımızın özellikle öğretmen sınavları ile ilgili hassasiyetine duyarsız kalmamış, yasal durumu titizlikle incelenmiş ve sınavlarda şaibe var iddiası ile yapılan itirazların değerlendirilmemesi ve atamaların yapılmamasının hukuki dayanağının olmadığı tespitine varmıştır" denilen açıklamada ister istemez şu soruyu sormak hasıl oluyor.

***

Cumhurbaşkanlığı ne zamandan beri tarafsız bir kurum adına karar verir hale gelmiştir? Başbakan İrsen Küçük'ün talimatıyla harekete geçen Başsavcılık ve polis teşkilatı 2011 yılından bugüne tüm sınavlarla ilgili dosyaları incelemeye almıştır. Henüz bu konuda bir karar üretip mahkeme sunulup bir çözüm alınmadan Cumhurbaşkanlığının kendi kendine bir görüş ortaya koyup komisyona bunu kabul etmesi için talepte bulunması ya da baskı yapıyor izlenimi uyandırması nedendir acaba?

Hem UBP kurultayında hem de bağımsızlığını korumaya çalışan kurumlarda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun anayasanın 101 ve 102. Maddelerini bir kenara iterek müdahil olması ve veya müdahale etmeye çalışması son derece üzücüdür.

***

Saygı duyduğumuz ve asla itibarına halel gelmesini istemediğimiz hem Reisi Cumhurumuza hem de makamına Anayasadaki sorumluluklarını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Cumhurbaşkanının Partisi ile İlişkisi

Madde 101

Cumhurbaşkanı partili ise, partisinin kararları ile bağlı değildir, bağımsız hareket eder. Cumhurbaşkanlığı ile parti başkanlığı aynı kişide birleşemez.

Cumhurbaşkanının Yetki ve Görevleri

Madde 102

(1) Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla, Devletin ve toplumun birliğini ve bütünlüğünü temsil eder.

(2) Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Anayasasına saygıyı, kamu işlerinin kesintisiz ve düzenle yürütülmesini ve Devletin devamlılığını sağlar.

(3) Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Meclisi adına Cumhuriyet Silahlı Kuvvetleri Başkomutanlığını temsil eder.

(4) Cumhurbaşkanı, bu Anayasa ve yasalarla kendisine verilen diğer yetkileri kullanır ve görevlerini tarafsız olarak yerine getirir.

Sayın Başkana düşen birincil sorumluluk ülkede kaybolan birlik, beraberlik ve bütünleşmenin yeniden sağlanmasına öncülük etmesidir. Ülkemizdeki kurumların ve fertlerin saygınlığı ve güvenilirliği sorgulanır hale gelmişken Devletin başının bir lider gibi davranması ihtiyacı kaçınılmazdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları