Çağlar "CTP değişiyor, değişecek"

Yayın Tarihi: 06/02/13 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Siyasete hep aynı pencereden bakmak doğru değil. Hele gündemi yakından takip etmek zorunda olan bir gazeteci iseniz her gün aynı konuları gündeme taşımamaya dikkat etmek durumundasınız. Elbette ki dışında kalamayız gündemin ama zaten gündemi belirleyenler bizlersek doğru belirlemeliyiz.

Uzun zamandır CTP-BG Güzelyurt Milletvekili Prof Dr Mehmet Çağlar ile sohbet etme fırsatı bulamamıştık. Bu nedenle bir hafta öncesinden sözleşip buluştuk. Her ne kadar adı CTP kurultayıyla özdeşleşse de; Mehmet Çağlar aslında CTP'nin eğitim programını yazan adam bana göre. Herkesin her şeyde emeği olabilir. Ben siyasetçi değilim, laf yuvarlamak benim işim değil. Belki Çağlar denildiğinde CTP kurultayındaki üç adaydan birini hatırlarsınız ama Çağlar bana CTP'nin programlarının hazırlanmasında önemli rol oynayan ve bunların hayata geçmesi için mücadele eden siyasetçi algısı yaratır.

Sohbetimizde oldukça dikkatli konuştuğunu fark ettim. Malum süreç hassas ve CTP Lefkoşa Belediye Başkanlık seçimine hazırlanıyor. Bunun hemen ardından yani Haziran ayında CTP'nin kurultayı var. Ben konuyu buraya da getiriyorum. Aday mısınız sorusuna karşılık net bir cevap vermiyor Çağlar; ısrarla partinin birlik ve bütünlüğüne çağrı yapıyor ve buna odaklanıyor.

Satır aralarında bilinç altında muhafaza ettiği düşünceleri veriyor aslında. CTP'nin değişmekte olduğunu ve bunun kaçınılmaz bir süreç olduğunu, bu değişimin de durmasının mümkün olmadığını söylüyor.

Aday değilim ya da adayım dememek için kurduğu sayfalar dolusu cümleden hakikaten önceliğinin adaylık olmadığını ve partinin büyümesinin derdinde olduğunu anlıyorum.

CTP-BG farklı bir parti. Bunu kabul etmek lazım. Her ne kadar son kurultayında Talat'ın baskısına maruz kaldıysa da içinde ki dengeleri iyi ayarlayabilen bir parti diyebiliriz.

Her ne kadar UBP kurultayına odaklansa da kamu oyu UBP kurultayının ardından CTP'nin sınavı başlıyor. Çünkü UBP'den sonra en iddialı parti CTP. Lefkoşa Belediyesini kazanma telaşından tutunda eğer kazanılırsa milletvekilliği ara seçimi olacak haliyle bunun telaşı ve sonrasında CTP kurultay telaşı. Önümüzdeki altı ay CTP için son derece önemli.

Yeniden Mehmet Çağlar'a dönecek olursak. Çok güzel ve uzun bir sohbet yaptığımızı söyleyebilirim ama Çağlar'ın birlik ve bütünlük çağrısının ötesinde benim bildiğim off the recordları da burada yazmam doğru olmaz.

Her halükarda değer verilmesi ve kazanılması gereken biri Sn Çağlar.

Şahsen ben CTP'nin değiştiğini görmedim, gözlemlemedim. Eğer CTP değişiyor ve gelişiyorsa bunu Parti temsilcileri iyi anlatamıyor. Bunu da ifade etmek durumundayım. Örneğin parti genel başkanları Sn Yorgancıoğlu'nu neredeyse hiç TV kanallarında görmedim, görmüyorum. Belki ben kaçırıyorumdur. CTP'liler her ne kadar bizde başkan önemli değil parti önemlidir deseler de başçının sürükleyici olması gerekir.

Özkan Yorgancıoğu CTP'nin değiştiğini, büyüdüğünü daha yüksek sesle anlatabilmeli. Haliyle bunu biz medya mensuplarıyla yapacak. Özkan başkanın partinin kapılarını medyaya açması gerekiyor. Bunu net bir eleştiri olarak yapıyorum kendisine.

Ve daha önemlisi Hükümeti eleştirmekle bitmiyor bu işler; CTP ne yapacağını daha net ortaya koyabilmeli. Şu an bu eksik ve bu eksikliğin faturası Özkan bana kesilecek günün sonunda.

CTP'nin önümüzdeki altı ay içinde çizeceği portre bir sonraki altı ay sonra yaşanacak normal seçimlerin sonucunu belirleyecek. Yani ne ekerseniz onu biçeceksiniz.

Hükümet hata yapsın biz kazanalım mantığı hakim gibi…

*******************

PROF DR ÖZTOPRAK "DENETİMSİZLİK KALİTEYİ DÜŞÜRDÜ"

DAÜ Rektörü prof Dr Abdullah Öztoprak ile kadim dostum Derviş Ekşici vesilesiyle dün Merit otelde buluşup çay içtik. En az bir yıldır görmedim desem yeridir Abdullah hocayı. Yıllar uğramıyor mu ne hiç karizmasından kaybetmemiş.

Bir program sonrasıydı ve hala programın enerjisi üstündeydi hocanın. Heryerde ve her konuda olduğu gibi Abdullah hocanın da yakındığı konu denetimsizlik. Yüksek öğretimin gerektiği gibi denetlenmemesi. Bu denetim eksikliği olunca haliyle üniversitelerdeki kalite düzeyi de düşüyor benim anladığım.

"gerekli denetimler yapılmazsa üniversitelerin kalitesi daha da aşağılara düşecek ve ilerleyen yıllarda Yüksek öğretim çökecek" diye bir uyarıda bulundu Öztoprak. Haksız da sayılmaz. Her üniversite ben en iyiyim diyor ve öyle olmak içinde mücadele ediyor bunda bir şey yok ama boşluk yaratılırsa bu işin ticari bir sektör haline çevrileceğini de hepimiz biliyoruz.

Sektörün ülke ekonomisine kazandırdıkları son derece önemli ama bu işin tüccarlığa dönüştürülmemesi gerekiyor.

Son zamanlarda ülkede suç işleme olaylarına karışan Nijeryalı öğrenciler var. DAÜ'ye bu konuda suçlamalar yapıldığını hatırlattım Abdullah hocaya "biz bu konuya 25 yaş sınırlaması getirdi ve en basit örneği verece olursam 400'e yakın başvuruyu da reddettik. Bu konuda çok hassasız ve her geleni üniversiteye almıyoruz. Bakınız bu söyleyeceğime çok dikkat etmenizi istiyorum. kurumsallaşma bir üniversite için çok önemlidir. DAÜ bu konuda en disiplinli ve örnek alınması geren üniversitedir diyebilirim" dedi.

Daha geniş ve uzun soluklu bir sohbet için sözleştik. Derviş Ekşici'ye de bizi çeksin diye telefonumu verdim; fotoğrafçılığı zayıf peşinen söyleyim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.