Kaşif de farkında...

Biz öyle bir milletiz ki şimdi kavga ederiz, küseriz ve bu küslük de erken biter barışırız. Kavga ederken de birbirimize o kadar bir çok söveriz ki biri bunları kaydetse ve bize dinletse utanırız söylediklerimizden. Kadın-erkek ilişkilerimizde öyle.

UBP Kurultayı'nda sona doğru giderken her iki adayın birbirine atışmaları da artıyor, artmasına ama seviye de düşüyor. Düşürmemek lazım. 25 Şubatta herkes yine UBP'li olarak yoluna devam edecek. Daha doğrusu etmeli demek daha doğru olur.

Ahmet Kaşif kazanırsa erken seçim kayıtsız şekilde gerçekleşir. İrsen Küçük kazanırsa bu erken seçim daha zor olur. İrsen beyin yanında kendi dahil 22 vekil var ve kaşif'in kazanması durumunda elbetteki bunlardan bazıları vekilliğini kaybetmek istemeyeceği için İrsen beyin peşinden gelmeyeceklerdir ama büyük çoğunluk erken seçimin yolunu seçecektir.

İrsen bey kazanırsa Kaşif'in kendisiyle birlikte olan 8 vekilden en az yarısı Kaşif'i terkederek İrsen beyin yanına geçecek ve Hükümet yoluna devam edecektir. Diyelim ki sekizi de gelmese ve protesto etseler dahi kapı gibi CTP erken seçim olmasın diye Hükümeti kör topal normal seçimlere taşıyacaktır.

Benim aklıma bir başka seçenek daha geliyor. Diyelim ki Kaşif kazandı ve İrsen bey kaybetti. Anayasal hak olduğu için İrsen bey Başbakanlık görevinden istifa etmediği sürece ve hükümet düşürelemediği sürece normal seçimler gelene kadar devam edebilir görevinden. İnanın ki o zaman hiç kimse bu hükümeti düşürmek için oy vermez.

Yani bu gerçeği de hesaplardan çıkarmayın. İrsen bey Başbakanlık görevinden istifa etmediği sürece Anayasal hak kendisini orda tutar. Uygulanan ekonomik programı ve Türkiye'nin buraya titremesini de hesaba katarsak, kimsecikler İrsen beyi ordan kımıldatamaz.

Ahmet Kaşif'in açıklamasını okudum; İrsen beye "asıl hedefin Eroğlu ise açıkca söyle" diyor. Yani kullandığı kelimelerlee bunu kestediyor. Yani Kaşif de farkında "İrsen bey ile yarışan kendisi değil".

Her iki adayın arasında yaşanan ve her geçen gün seviyesi düşen tartışmadan hiç kimse memnun değil ama gelin görün ki bu ister istemez yaşanacak. Hakikaten Kurultay gününe çok kalmaması sevindirici.

İrsen bey'i gün içinde bulmak mümkün değil. Bir önceki kurultayda ki rahatlığı yok haliyle. İnanılmaz bir çalışma temposu var. Her gidilen yere iki defa gidildiğine şahit oldum. Malum delege şu sıralar altın değerinde. Satmaya kalksan kimse alamaz, o kadar pahalı yani.

Gazeteciliği bırakıp UBP delegesi olasım geliyor. İşin şakası ama delegeye çok büyük sorumluluklar düşüyor. Ülkenin kaderini kökten etkileyecek bir karar verecekler ve bu kararı verirken duygusal davranma lüksleri yok.

Yani "son bir defa daha oy istiyorum Kaşif için" diye arayan şahısa "ayıp ettin baba" deyip kendi vicdanından geçeni yapması gerekiyor delegelerin. Kırgınlıkla ya da menfaati olmadı diye al benda sana bunu yaparım demekle oy kullanmamalı kimse. Etki altında kalarak değil aklıyla oy kullanmalı. Tabii her iki aday için geçerli bu.

İlerleyen günlerde gizlenen bazı sırları ifşaa edeceğim size. Ortalık biraz hareketlensin bakalım…

***************

SEVGİLİ Asım Akansoy

CTP'nin gelecek vaadeden siyasi kimliği olarak tanımladığım Sevgili dostum, abim Asım Akansoy şu belediye adayını ortak seçmeye bakın. CTP'nin mayasında dik başlılık var ama bu seçimi kaybedeceksiniz. Dört partinin de adayları son derece güçlü olacağı için öyle 3-5 oyla seçim kaybederseniz ağlamayın sonra. "Bakınız Kutlay Erk'in olduğu seçim"

*************

SEVGİLİ AHMET AKBİL

Lefkoşa'nın markalaşmış ismi olarak kabul ettiğim Ahmet Akbil abiciğim. Kendime iki tane takım elbise almaya karar verdim, bir haftadır seni arıyorum telefonuna bakmıyorsun. Takımlar mı pahalı sen mi pahalısın anlamadım. Netice itibarıyla almaktan vazgeçtim, kahve içmeye gelecektim ondan da vazgeçtim. Eskiden Özdemir Tokel'le bardak tokuştururdun şimdilerde Başbakanlıkta puro içiyormuşsun dediler. Belediye başkanlık adaylığı garanti galiba.