Eroğlu'nun Ankara'yla bir sorunu mu var?

UBP Kurultayı'nın tamamlanmasının ardından ilginç gelişmeler olmaya başladı. Fotoğrafa ilk baktığımızda bu gelişmeleri normal ve olası karşılamak mümkün. Ama ister istemez insanın içinde tuhaf bir şüphe uyanıyor. KTÖS Sendikası yıllardır çizgisinden sapmamış, her zaman aynı argüman ve duruşu sergileyen bir sendikadır. Duruş konusunda söyleyecek tek bir sözüm yok. Ancak gelin görün ki pek görmeye alışık olmadığımız bir ziyaret gerçekleştirdiler dün Sn Eroğlu'na. Taban tabana zıt iki kesim.

Görüş, ideoloji ve yapı olarak bir birini görmeyi dahi istemeyen iki yapı. KTÖS eğitimde yaşanan sıkıntılarla birlikte Kıbrıs Müzakere sürecinde yaşanan sıkıntılardan bahsetse de ne kaddar ilginçtir ki Sn Eroğlu bu konulara ağırlıklı olarak değinmek yerine Ankara Hükümetine taş atmayı tercih etti.

Bakınız ne diyor Sn Eroğlu "Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ülkede siyasi ve ekonomik sıkıntıların yaşandığı konusunda söylediklerinin arkasına durmaya devam ettiğini belirtti ve toplumsal birlik zedelenmeden yaşanan sıkıntıların aşılmasını diledi".

Çok önemli bir ayrıntıdır ve ciddi anlamda bir sataşmadır. Öyle sanıyorum ki Sn Eroğlu bu üslubunu yakında ağırlaştıracak.

Yine bu cümlesinden yazılarımızı son derece dikkatli okuduğunu anlıyorum. Şimdi durup uzun uzun ekonomik istikrarın varlığından ve bu yönde yapılan çalışmalaardan bahsedecek değilim. Bunlar başka bir günün konusu olsun. Benim merak ettiğim ve Sn Eroğlu'ndan öğrenmek istediğim sorunun yanıtı şu: "AK Parti Hükümetiyle sorunu mu var?"

Bakınız bu kadar net soruyorum. Şimdi bu soru burda kalsın ve 18 Şubat Pazartesi gününe geri gidelim. Türkiye Başbakan Yardımcısı Sn Beşir Atalay ile Ulaştırma Bakanı Sn Binali Yıldırım'ın Kıbrıs'a yaptıkları ziyarete.

Son derece renkli ve verimli bir ziyaret olmuştu bu. Yol açılışları, temel atma törenleri, yapılan gerçekçi konuşmalar. Hatta Beşir beyin ekonomideki iyileşmenin henüz hissedilmediğini ancak bunun hissedileceğini söylemesi son derece gerçekci ve önemli benim için.

Ne demişti Sn Atalay? "Kıbrıs Türklerinin geleceği daima daha iyi olacak. Bugünkünden daha kötü hiç olmayacak. Burada Türkiye'nin garantörlüğü var, ekonomik gücü ve potansiyeli var" .

Bakınız bu söz Sn Atalay'a ait. Kelime anlamıyla ekonomi adına bir meydan okuma ve güven var.

Peki gelin Sn Yıldırım'ın sözlerine bir bakalım:

"Türkiye ile KKTC'nin dünyanın büyük bir bölümünü etkileyen ekonomik krizden etkilenmemesinin arkasında yatırımların artmasının yattığını belirten Yıldırım, tüm dünya tedbir olarak yatırımları kısmaya giderken, TC ve KKTC yatırımları sürdürerek en doğru tedbiri aldığını kaydetti." Bu bir haberden alıntı ve daha önemlisi Yıldırım, "Başbakan'ın (Erdoğan) talimatı var. Türkiye'de ne varsa, KKTC'de de aynısı eş zamanlı yapılacaktır" dedi.

Ankara Hükümeti'nin kabinesinin iki önemli ve güçlü isminin yaptığı özet konuşmalardır bunlar. Tüm bu açıklamalara karşın Cumhurbaşkanı Eroğlu ülkede siyasi ve ekonomik sıkıntıların yaşandığı konusunda söylediklerinin arkasına durmaya devam ettiğini söylüyorsa; o zaman ya Ankara buradaki sıkıntılara karşın kör, ya yapılan hizmetleri ve projeleri biz görmüyoruz ya da Sn Eroğlu bunu maksatlı söylüyor.

Hangisi bu söylediklerimden? Bakınız net bir şekilde foroğrafı önünüze koydum. Açıkçası ben atılan her önemli ve başarılı adımın halk tarafından görüldüğünü ve takdir edildiğini düşünüyorum. Sn Eroğlu'yla ruhu ve kimliği hayatta uymayan KTÖS'ün Sn Eroğlu'nu ziyaret etmesi ve Derviş beyin yine bu tür bir açıklama yapmasını son derece düşündürücü bulurum.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Ankara Hükümetiyle bir sorunu olup olmadığını, rahatsızlık duyup duymadığını kamuoyuna açıklamak zorundadır. Bir gazeteci olarak merak egttim ve sorguluyorum, kesinlikle art niyetim yok.

Aklıma ister istemez merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'ın Sn Erdoğan ile yaşadığı sıkıntılar geliyor. Bir cumhurbaşkanının en son düşmesi gereken durumdur bence.

**************

KORAHAN'IN GÖZÜ AYDIN

Sayıştay Başkanımız Osman Korahan en mutlu günlerini yaşıyor. Çok güzel bir evlat sahibi olmuş. Yürekten kutluyorum. Hayatta evlat gibi servet yok. Allah analı babalı büyütsün. Hamilelik boyunca tüm tetkik ve takip de YDÜ Hastanesinde yapılmış ama doğum Rum tarafındaki hastanede gerçekleşmiş. Tabii aile bu seçiminde özgür kim ne diyebilir ki ancak Osman bey Sayıştay başkanlığı gibi hassas bir makamın başında olunca doğumun Rum tarafında olması tepkilere neden oldu. Haberiniz olsun başkanım.