Her ölüm, erken ölümdür

Neresinden bakarsanız bakın ya da neyi söylerseniz söyleyin hiç olmaması gereken bir sondu Can Denktaş'ın seçtiği. İntihar sebebi ekonomik çıkmazıydı diyee biliyorum, daha doğrusu bende kulaktan dolma bilgilerle biliyorum. Öyle olsun ya da olmasın ne farkeder giden gelmiyor.

Düşünsenize borcuna sadık olmayan yüzlerce binlerce insan var bu ülkede ve bu borçlarını da ödemek istemeyen insanlar bunlar, halbuki Can'ın borcuna sadık ödemek için uğraş veren biri olduğunu duymuştum.

Zaman zaman karşılaşırdık yolda belde, seslenmeden geçmezdi; ki tanışıklığımız da pek fazla yoktu. Neticede insan düşünüyorda bir can, bu kadar mı harcanması, ölmesi gitmesi. Olmamalı ama oluyor.

Serdar Denktaş'la bir dönem çalıştım. Oturduğu masanın karşısında abisi Raif Denktaş'ın el çizimi fotoğraflarını eksik etmezdi hiç, hala da öyledir muhtemelen. Canlı yayınlarda eskiden buluştuğumuzda eğer Raif Denktaş'tan konu açarsam 3-5 cümleden sonra gözleri dolar, konuşamayacak hale gelirdi. "Raif başkaydı" diyebilirdi konuşmasının sonunda.

Keza Can Denktaş da Serdar Denktaş için aynı değerdeydi. Amcası olarak her zaman Can'ın yanında durduğunu, ona kol kanat gerdiğini ve koruduğunu biliyorum. Ne de olmasa abisi Raif Denktaş'ın hatırasıydı.

Şimdi geriye ne kaldı gözü yaşlı bir aileden ziyade yetim bir çocuk. Bizim toplum anaerkildir derler ya da aileler zorla ata erkilden ana erkile çevirdi toplumu. Bir Babanın yeri asla doldurulamaz. Benimde kızım va, bazen gelip başını dizime yaşlar ve masal anlat hade der. İnsanın içinde bir fırtına kopar, tüm babalar aynı duyguyu yaşar eminim. Bu nedenle evet, Can hata etti, yanlış yaptı. Yaşasaydı, kendine geldiğinde çocuğunu karşısında gördüğünde yapacağı tek şey eminim Tanrıya ona bir şans daha verdiği için teşekkür etmek olurdu.

Babası Raif Denktaş hayatını kaybettiğinde 34 yaşındaydı, Can da 37. Bu ölüm, bu aile trajedisi Kennedyleri aratmayan bu aile dramı bir süre daha konuşulacak, ya sonra?

Sonrası yok! Bu nedenle ne derdiniz olursa olsun hayata sıkıca bağlanın dostlar, gerisi inanın ki boş. Huzur içinde uyu Can…

****************

SİYASİLERDE ERKEN SEÇİM SÖYLEMİ ARTIYOR

Bizim toplum eskiden kolay galayana gelirdi. Hani şu Annan Planı zamanları, tabii bir umud,bir çözüm heyecanıydı o zamanlar ki telaş. Heyecan toplumun içinden belki de bir daha geri gelmemek üzere gitti. Hani çocuğu bir-iki kaç kez kandıracaksınız ki? Ama bu heyecan ya da galayana gelip halkı da buna sürükleme telaşı hala siyasilerin içinde var ve bunu yemiyorlar. Neredeyse her siyasi parti yetkilisinin bana sorduğu en sık sorudur erken seçim var mı? Olacak mı? Olacak olacak görecen gibi laflar. Erkeni mi kaldı seçimin günü gelince olacak işte. Herkesin derdi belki seçim olur da bende seçilirim derdi ne yazık ki. Siyasilerin birçoğunun kotasının bununla sınırlı olması ne kadar yazık.

****************

SAYIŞTAYLIK BUNU ARAŞTIRMALI

CTP Hükümeti döneminde, K.T Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyelerinin ipotek göstermeden hayli yüksek miktarda kredi aldıklarını ve bunu geri ödemediklerini önceki yazılarımda birçok kez kaleme almıştım. Bu yönde iddialar önceleri de açık isimlerle birlikte medyada konu olmuştu. Birçok konuda hassas davranan Sayıştay başkanı Sn Korahan'ın bu konunun üzerine gitmesi gerektiği kanaatindeyim. Sonuçta halkı parasının geriye dönüşü olmayacak şekilde eski yönetimce dağıtılması çok önemli ve ciddi bir konudur. Bunun ne kadar iddia ne kadar gerçek olduğunu Sayıştay başkanlığınca geriye dönük araştırlması gerekiyor. Sayıştaya hepimizin güveni tamdır. Bu tür iddialar son zamanlarda yeniden sıkça konuşulmaya başlandı. Kamuoyunun doğru aydınlatılması konusunda Sayıştaylığı göreve çağırıyorum.

***************

ECZACILAR ŞİKAYETÇİ

Bu şikayete de yer vermekte fayda var. Bazı eczaneler kapatma sürelerini aşarak nöbetçi olan diğer eczacıların haklarını gasp ediyor. Bu eczaneler önceleri Eczacılar Birliği Başkanı Fatma Azgın'a şikayet edilmişler. Ancak sadece uyarı cezası almışlar. Fatma hanımın bu konunun üzerin e gitmesi gerektiği kanaatindeyim. Kimse kimsenin ekmeğine göz dikmemeli.