DP'ye "Ulusal Güçler" mi ekleniyor

Yayın Tarihi: 23/05/13 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Gazetecilik mesleğinde 14 yılı geride bıraktım, yalan yanlış, dedikoduya dayalı haber yapma alışkanlığım hiçbir zaman olmadı. Birinci derece güvendiğim kaynaklarım ne söylediyse bu sayfalara taşıdım iyi etüd ettikten sonra.

Birkaç gündür Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş'ı yakın takibe almış bulunuyorum; beleşe de reklam yapıyorum ya neyse. Tabii yine eleştirel boyuttan ele alacağım Serdar Başkanı. Kimse kusura bakmasın ama Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile DP Genel Başkanı Denktaş arasında inanılmaz bir dayanışma yaşanıyor. Zaten kimse de çıkıp demedi ki aramızda bir dayanışma yok. Olamaz mı peki bu iki siyasi arasında dayanışma? Evet olamaz çünkü Cumhurbaşkanı bağımsız olmak durumunda. Neyse bunu geçelim bizim ülkemizde yalnızca Sn Eroğlu değil hiçbir cumhurbaşkanı tarafsız kalmayı başaramadı.

Olamaz mı iki siyasi arasında dayanışma? Evet olamaz çünkü bugün DP'nin içine sürüklendiği bu durumun birinci sorumlusu Derviş bey ikinci sorumlusu da Serdar başkandır. UBP'ye kaçıp giden zamanın DP'li Cemal başkanı ile DP'li vekilleri Sn Eroğlu'nun başbakan olduğu dönemle sraya geçiş yaptığı döneme denk gelir. Yani neden Serdar bey ile Derviş bey iki yakın siyasi dost olamazmış anladınız mı şimdi?

Ama gelin görün ki Serdar başkanın hep sağda lider olma hevesini Sn Eroğlu kendi lehine kullanmayı bildi. Tanrı aşkına bir UBP'li ya da DP'li bunun aksinesini düşünüyorsa bana mail atsın yayınlayım.

Bugün Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun basın toplantısını izledim. Siyasi bir konuşmadan öte bir şey yok bunu ayrıca değerlendireceğim birazdan.

DP KARIŞACAK

Şimdi eteklerde ne varsa dökelim. Demokrat Parti birkaç yıl önce ciddi anlamda kapanma noktasına gelmişti. O yıllarda DP Genel Sekreteri olan Bengü Şonya diğer parti arkadaşlarıyla birlikte bu partiyi kelime anlamıyla sırtladılar ve taşıdılar. Bu zor dönemde Serdar başkanın partiye pek bir katkısı olmamıştır bana göre. O yıllardan bugüne parti yöneticilerinin en çok savundukları konu asla DP'ye başka partiden başka vekilin alınmayacağı yönündeydi. Yanılmıyorsam bu konuda bir parti meclisi kararları da var; bundan emin değilim.

DP kelime anlamıyla son 3 yıldır siyasi propagandasını bunun üzerine kurmuştur. Tv ekranlarında programların üçte birini bunu anlatır dururlar. Peki şimdi ne oldu da DP'nin kapıları açıldı?

Ben DP'nin kapılarını açacağını dün yazmıştım. Size olacak olanları da yazıyorum. Peki Serdar başkan kapılar açık derken kime sordu da bu kadar rahat bir açıklama yaptı. DP'nin yetkili organlarında bu konular tartışıldı mı?

Örneğn külliyen bu 8 kişinin DP'ye gelmesiyle acaba Sn Arabacıoğlu seçilebilecek mi ya da partiye emek veren diğer partililer; örneğin Gazimağusa DP ilçe Başkanı Fikri Ataoğlu ki bu partiyi mağusada sırtında taşıyanlardan biridir seçilebilecek mi?

Yani Serdar başkan partiyi suni olsa da büyüteyim oy oranını artırayım derken bu sefer partiyi ayağının altından kaçırmasın.

Tabii DP'de bir başka boyut daha var. Bugüne kadar Serdar başkan ne dediyse o tartışmasız kabul edildi. Zaten Demokrat Parti, Serdar başkanın sözünden dışarı çıkmadığı için kü.üldü ve bu hale geldi. Bir bakın UBP'ye ya da CTP'ye kazan gibi kaynıyor; bunun diğer adı çok seslilik.

DP de ne yazık ki bu çok seslilik oluşmaya başlamıştı ama muhalif-saray-denktaş üçgeninde bu da sona ermiş oldu.

DP'YE ULUSAL GÜÇLER

Yine güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre 8 muhalif vekilin DP'ye yüksek ihtimalle katılacağı ve DP'ye Ulusal Güçler ibaresinin ekleneceği yönünde. Ne kadar doğru bekleyip göreceğiz, gerçi çok uzun bekleyeceğimizi sanmıyorum bunu görmek için.

Serdar başkanın dün Genç TV'de Aysu Basri Akter ile yaptığı söyleşi de muhaliflere kapılarının açık olduğunu beyan etmesi bu tür bir eklentinin de oluşacağına işaret ediyor olabilir.

Tabii burda komik bir durum var. Aklıma CTP birleşik güçler geliyor; CTP; birleşik güçlerden büyük bir oluşum ve birleşik güçler CTP'ye bir ikinci motor etkisi, katkısı yapmış oldu.

Şimdi DP'ye ulusal güçler motoru takılırsa bu motor DP'nin kendisinden büyük; nasıl olacak. Korkarım DP yoldan kaçmasın. Yani DP'ye zarar vermesin bu 8 kişilik ek güç. DP'nin oy oranı zaten % 10-13 arası; söz konusu 8 kişinin her biri de etkili siyasiler. Bilmem anlatabildim mi?

Kantara kaldıramayacağı yükü yüklerseniz kantarı da devirirsiniz…

*****************

EROĞLU ANAVATANA TAKILDI KALDI

Uzun yıllar canlı yayın sunan her gazeteci karşısındaki siyasinin hangi psikoloji ile neler söylediğini, nelerden endişe ettiğini hemen anlar. Peşinen söyleyim. Benim Reisi Cumhuruma sevgim ve saygım var. Her ne kadar siyasi duruşunu eleştirsem dahi kişiliğine saygı duyarım. Dünkü basın toplantısında Sn Eroğlu öyle şeyler anlattı ki "hakkımda çokça yanlış iddia var, vallahi ben Anavatanı severim, billahi severim, aramızda çok iyidir" bu noktada teşbih yapıyorum, anavatan türkiye ile yakın olduğunu anlatmak istedi. Efendim bunun aksinesini iddia eden mi var? Sn Eroğlu'nun Anavatan Türkiye ile yakın olduğuna bende yüzde yüz hem fikirim ama onlar Sn Eroğlu ile yakın mı diye kuşkularım var. Sanırım Sn Eroğlu'nun da bu yönde kuşkuları var ki toplantı sırasında bunu sürekli tekrarladı.

Kendi kişisel görüşümü yazacak olursam Derviş bey Ankara Hükümetinin İrsen Küçük Hükümetine olan desteğinden son derece rahatsız ama napalım CHP de daha başa gelmedi ve uzun yıllarda gelmeyecek.

Sonra UBP'deki muhaliflerin yaşadığı sorunlar her parti içinde yaşanan sorunlarla aynı; ne oldu bu vekillere de hükümeti düşürmeye kalkıp muhalif partilerle işbirliği yapmaya gittiler? Yaşanan tüm olaylar ne yazık ki Sn Eroğlu'nun bu işlere müdahil olduğu imajını veriyor bize.

Sonra birde şu UBP'li olup olmama meselesi; ben daha çok sen daha az müslümansın demeye benziyor.

Dahası bir cumhurbaşkanının hükümet başkanıyla ne sorunu olabilir ki? Ee var ama işte; hele de hükümet başkanının partisi cumhurbaşkanının eski başkanı olduğu partiyse; o partide yaşanan birçok krizin faturası cumhurbaşkanından başka kime kesilebilir ki?

Sonuç olarak dünkü basın toplantısını izlerken birden aklıma şu geldi "bir zamanlar inanılmaz kavgalı olan Eroğlu-Kaşif ikilisi, her ne kadar barışmış olsa dahi sonuca baktığınızda Kaşif'in UBP'den ihraç edilmesinde istemeden, dolaylı yönden de olsa bir katkısı olduğunu görüyoruz"…

**************

MECLİSİN DANIŞMANLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Kabinenin başarılı bakanlarından Ersan Saner'in basın danışmanı olan Feriha Nurluöz geçtiğimiz gün meclisteki sert tartışmaları dinlerken objektiflere böyle takılmış. Ne düşünüyordun Ferihacım, yanındaki kızcağızda senin gibi hayretler içinde; öyle bir andı deyip yayınlıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.