Başkan arayışı ve koalisyon

Yayın Tarihi: 13/08/13 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Ulusal Birlik Partisi dün çok uzun süren bir toplantı gerçekleştirdi. Öğrendiğime göre son derece huzurlu ve sakin bir toplantı oldu. Toplantıya katılan vekiller birbirine karşın nezaket ve saygıda kusur etmediler. Öyle görevden alınan ilçe başkanları fala da yokmuş, bunu da öğrenmiş olduk.

En azından ben öyle duydum. UBP'nin dünkü toplantısında haliyle parti başkanının kim olacağı önemli bir gündem olarak yer aldı. Tek aday çıkması konusunda 14 vekilin ve İrsen Küçük'ün çalışması var ancak tek aday konusunda henüz bir anlaşma yok. Bana sorarsanız da olmayacak. Öte yandan adayların ikiye indirilerek 14 vekil arasında parti başkanının seçilmesi fikri de toplantıda gündeme getirilmiş birileri tarafından ancak. UBP tüzüğüne bu aykırı olduğu için bu yöntem de kullanılamıyor.

Pratik bir yol gibi görünse de haliyle UBP delegesinin seçme hakkını elinden almak yanlış olur. Tabii bir başka önemli nokta var ki o da UBP'de ki delege sayısının sayıca azalmış olduğudur. Yani UBP'deki delege sayısı mevcut vekil sayısına göre şekillendiği için vekil sayısının düşmesi ve zaruri genel başkanlık seçiminin yapılacak olması tüm ilçelerin delegelerin yeniden şekilleneceğini de gösteriyor bize.

En doğrusu ekim ayındaki gerçekleşecek kurultayda yeni başkanın belirlenmesi, üstelik delege seçeceği için otorite boşluğu da yaşanmamış olur. Olası bir CTP-UBP ya da UBP-DP koalisyonunda da herhangi bir sıkıntı yaşanmaz.

Neticede partinin bir başkanı var ve bakanlıklar arasındaki görevlendirmeyi o yapacak yani İrsen bey. Yeni genel başkan seçildikten sonra kabinedeki kendi çalışacağı kişileri atayabilir. Yani bu durumu sorun gibi görüp büyütmek de doğru olmaz.

KOALİSYON SENARYOLARINA DEVAM

Hastayım bu memleketin yalan üzerine kurulu yaşam tarzına ve dedikodu sistemine. Kimse kızmasın, öyleyiz. CTP-UBP ve CTP-DP en revaçtaki hükümet modelleri. İkinci Cumhurbaşkanı ve CTP'nin hamisi diyebileceğimiz Mehmet Ali Talat ısrarla CTP-UBP hükümetini işaret ediyor. Bana göre doğrusunu da yapıyor. Şu an ülkenin ihtiyacı olan bu. CTP-UBP koalisyonu bu ülkenin hem önünü açacak yasaları yapar hem güçlü bir imaj verir; her iki parti de yenilenmiştir hem de Talat'ı Cumhurbaşkanı yapar ki bu bence en doğrusu ve en önemlisi. Talat mı Eroğlu mu derseniz tabii Talat derim. Hataları olabilir Sn Talat'ın ama bu ülkenin yakın gelecekteki aydınlık yüzü Talattır. Bunu herkesin teslim etmesi gerekir.

İlerde farklı bir aday çıkar ve bu aday her şeyiyle Talat'tan daha iyidir o zaman o adayı da destekleyebilir halk. Ama şu an bu ülkenin müzakere süreci anlamında önünü açacak tek kişi Talattır.

Tabii öte yandan bir başka söylem daha gelişti ki hem CTP başkanlığının hem de yönetiminin bu dedikoduyu bastırması gerekiyor eğer gerçek değilse; "CTP Talat'tan çok rahatsız ve Talat partiye hakim olmak istiyor, bu nedenle Cumhurbaşkanı olsun diye CTP-UBP diye baskı yapıyor". Bakınız bu dedikodu aldı başını gitti.

Her parti de olduğu gibi CTP'de kendi içinde sorunlar yaşıyor, Talat'a kırgınlar da olabilir ama Talat'a kimsenin saygısızlık yapmaya hakkı yok. Elbette ki tek başına değil ama Kıbrıs Türkünün dünya da prestijini inşa eden önemli bir liderdir.

Bu nedenle CTP eğer Talat'ı Cumhurbaşkanlığını berhava edecekse DP ile pek ala hükümet kurabilir. Diyecek sözüm yok. Bu ülkenin siyasi yapısı her şeye açık!

Hocam, Ankara alarm ziline çoktan bastı; dikkatli, dengeleri gözeterek, tabii ki eğilmeyip sahip çıkarak ama siyasetin "siyaset dengeleri kurma sanatıdır" sözünden yola çıkarak akılcı bir hükümet kurulmalı.

Yani camii duvarına işemeye gerek yok…

***************

FARK ORTADA

Lafı gevelemek yerine açık konuşmayı tercih edeceğim. Öyle görüyorum ki YDÜ ile GAÜ arasındaki tatlı rekabet yerini kavgaya bırakıyor ki bu eğitim adına hiç hoş bir durum değil. Umarım en yakın zamanda iki üniversite arasındaki bu kavga son bulur. Her üniversite bu ülke için önemli bir değer klasik sözünü kullanmakta fayda görüyorum ama YDÜ'yü hepsinin içinden çeker alır ayrı bir yere koyarım.yaptığı işlerden tutun da elde ettiği başarılara kadar, KKTC'nin tanıtımına verdiği hizmetlerden okuttuğu fakir çocuklara, para almadan tedavi ettiği kanser hastalarından tutun da sunduğu engin kütüphanesine kadar, YDÜ'yü ayrı bir yere koyarım. Farklıdır çünkü, büyüktür, hayalleri de büyüktür, düşünceleri de vizyonu da yaptıkları da büyüktür.

Bu nedenle ayrı bir yere koyarım. Dedim ya her üniversitenin önemli bir yeri vardır ama Yakın Doğu Üniversitesi'nin ayrı bir yeri vardır, Suat Günsel'in ayrı bir yeri vardır, ekibinin, yarattığı sinerjinin, insana verdiği ilhamın ayrı bir yeri vardır.

Bazı üniversiteler büyüktür bazıları ise büyümektedir. Bu nedenle ne kavga etmek ne kötülemek kimseye fayda sağlamaz. Şu Ürdün meselesi; son derece eski ve geçerliliğini yitirmiş bir konu, kaleme almaya değmez, araştıran herkes bulur.

Yarın ülkemiz üniversitelerinin dünya sıralamalarını yazacağım, bakalım kim nerede…

**************

DERYA USULEN HATALI, AMA..

CTP-BG Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya'nın dün Meclis kürsüsünden yemin ederken farklı bir metin okuması haliyle tepki gördü, çünkü usule aykırı, neticede devletin koyduğu ve herkesin uymak zorunda olduğu bir yemin ama diye düşündüm dün bu olay gündem olurken Doğuş, o okuduğu metne bir de Atatürk ilkelerine bağlılık ekleseydi, diğer yeminden daha güzel bir yemin olmaz mıydı? Yediniz bitirdiniz vekil hanımı. Ben seni destekliyorum, içimden bir ses bu ülkeye güzel şeyler katacağını söylüyor, tek hatan ülke gerçeklerini yok sayman.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları