Kalyoncu'ya kulak verin!

Hükümet en nihayet kuruldu ve tören alanındaki yerini aldı. Huzursuz ve şaşkın bir başlangıç yaptı CTP-DP hükümeti. Şu an kamuoyunda herkes bu konuda hem fikir. Şu an ki hükümetin yola Ankara ile kavgalı ve uzak bir ilişki ile çıktığını hepimiz biliyoruz. Bunu kendileri de biliyor ve adım gibi eminim her iki hükümet ortağı da son derece tedirgindir.

Başaran Düzgün dün çok anlamlı bir yazı kaleme aldı. Son derece önemli bir köşe yazısıydı ve bu yazıyı iyi idrak etmek lazım. Önceki gün yine Havadis Gazetesi yazarı Hüseyin ekmekçinin yazısı da son derece önemliydi. Eğer bu yazıları okumamışsanız mutlaka okuyun çünkü hem önemli uyarılar içeriyor hem de yakın gelecekte neler olacağını anlatıyorlar. Günlerdir ben de aynı şeyleri yazıyorum.

Yazmak zorundayız, toplumu bekleyen sıkıntıları anlatmak bizim görevimiz.

CTP'DE HUZURSUZLUK HAT SAFHADA

Öncelikle Özkan başkana hem hayırlı olsun hem de kolay gelsin bu yeni ve zor yokuş yolunda. Ne kadar Başbakan ya da Genel başkan olarak kalacak bilemiyorum ama çook çook zor bir dönem bekliyor kendisini.

Bunun kendisi de farkında ve eminim O da son derece huzursuz. Ve eminim kendisi de tedirgin. Bir kere hiçbir hükümet başkanı Ankara Hükümetleri ile ciddi bir uyum ve uzlaşı içinde olmadığı sürece bu ülke de hükümet yapamayacağını anlamalı ve bilmeli. İşte tam bu nokta da CTP-DP hükümeti zor günler bekliyor zira bu hükümetin şu an AK parti ile arasında buzlu dağlar var ve buzlu dağın adı Serdar Denktaş. Yaz bu buz dağını ortadan kaldıracak Özkan Yorgancıoğlu ya da buzlar eriyince heryer sular altında kalacak.

İster kızın ister öfkelenin gerçek bu ve bu gerçeği bu ülke yaşayacak. Bakın açık söylüyorum, mevcut hükümetten ötürü ülke insanı kaygılı.

Kimse Türkiye ile KKTC'nin arasının açılmasını istemiyor. Demokrat Parti'n,n kendi içindeki huzursuzlukları ve yakında başlaması muhtemel istifa depremini ilerleyen günlerde kaleme alacağız. Ama dönüp CTP'nin içindeki huzursuzluğa baktığımızda ciddi anlamda kaygı verici gelişmeler var. CTP-BG Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu'nun açıklamalarını bunu çok iyi anlatıyor.

KALYONCU'YA KULAK VERİN

Ömer Kalyoncu'nun birkaç gündür basında yer alan açıklamalarını okuyorum. Son derece ciddi ve parti disiplinine uygun ve kelimeli seçerek konuşan, sıkıntıları uygun bir dille anlatan bir yapısı var.

Takdir etmek lazım. Kırmadan dökmeden hem yaşanan huzursuzlukları anlatıyor hem de yakında olacak gelişmeleri.

Partide tılsım değişti derken aslında çok önemli şeyleri işaret ediyor ve uyarıyor. CTP'nin kendine has, gelenekçi ve ciddi bir yapısı var.

Yıllarca bu yapıyı koruyanlar arasında yer aldı hem Kalyoncu hem Soyer hem Talat hem de niceleri. CTP'de şu an belli kesimler bu yapıyı dışlamaya çalışıyor.

Aklı olan herkes şunu idrak etmelidir; CTP'yi CTP yapıp itibarından taviz vermemesini sağlayan siyasiler, işte bu siyasilerdir ki şimdi CTP'deki belli gruplarca dışlanmaya çalışılıyorlar.

Tabii bu CTP gibi partide pek çalışan bir olay değil.yani siz 60 kişilik parti meclisinde elinize bir güç alıp bazı şeyleri tüm uyarılara rağmen yapabilirsiniz ama önümüzde kurultay var ve kurultayda kozlar paylaşılır.

KALYONCU ADAY DEĞİL AMA!!!

"CTP'de eski birlik ve dayanışmanın kalmadığını vurgulayarak "tılsım bozuldu" diye bir ifade kullanan Kalyoncu aday olmayacağını da ekledi açıklamasında. CTP'nin tılsımını bozanlara karşın mücadele etmeyeceği anlamına mı geliyor diye düşündüm. Eğer bu demekse yazık.

Bakınız eğer CTP de bazı şeylere dikkat edilmezse Kalyoncu'nun dediği gibi CTP UBP'ye benzer ki bu çok yazık olur. İşte bakın UBP'nin düştüğü durum ortada.

Belli ki önümüzdeki aylar CTP için hareketli olacak. Kalyoncu aday olmazsa başkaları çıkıp aday olacak, bu kaçınılmaz.

TÜRKİYE'Yİ GÜCENDİRMEK ÇOK AYIP

Bu ülke de benim Türkiye hükümetlerinden duyduğum tek sancı nüfus politikalarıdır. Türkiye'nin son derece yanlış bir nüfus politikası vardır ve bu vatandaş yapma heyecanından vazgeçilmelidir. Ülkenin kimliği bozulacak böyle giderse. Ama bunun dışında her konuda ama her konuda maddi destek sağlayan, yeni bir Kuzey Kıbrıs inşa etmek isteyen bir hükümete karşı mücadele edenler çok ayıp etmektedir.

Yahu Allah aşkına keşke kendi ayaklarımızın üzerinde durabilsek, keşke Türkiye bize değil de biz Türkiye'ye para yollasak. Ama değil be kardeşim işte değil. Adam maaşlar ödensin diye para gönderiyor, kuraklı bitsin de sulu tarım başlasın, bu su komşu da satılsın ve kazanç elde edilsin diye, yollar yapılsın, ülke yenilensin diye ha bire veriyor da veriyor. Eee gene barrra?

Ne olsun peki, ne istiyoruz? Mesela Türkiye uçaklarınan para göndersin ve bir de üstüne biz onlara sövelim?

Bu mu istediğimiz? Bakın yine belirtmekte fayda görüyorum; Türkiye'den buraya gelen kalitesiz hırsız, katil ve ülke koşullarına uyum sağlayamayacak insanların buraya gelmesinden ve 10 yıl yaşadıktan sonra beni vatandaş yapın diye dayatmasından her Kıbrıslı Türk gibi ben de nefret ediyorum ama bir başka gerçek de var ki Türkiye'nin birçok ilinden buraya gelen güzel ve aydın insanlarla ne güzel ilişkiler kurduk, evlendik ve yaşıyoruz. Bu dengenin sağlanmasının dışında Türkiye'yi niye istemeyelim?

Bir başka önemli konu daha var; şu an ki hükümet AK Parti Hükümeti aleyhtarı havasında bir kimlik üstlenmek üzere. Bu çok yanlış ve tehlikeli. Böyle bir şey var demiyorum, özellikle CTP kanadında olduğuna inanmıyorum. DP kanadı AK Partiyi sevmiyor olabilir belki ama CTP de bu yok, öyleyse bu tür sıkıntılı bir imajın yerleşmesine kimse izin vermemeli. Türkiye'nin buraya yaptığı yatırım ve katkıların durması demek, hayatın durması demektir.

Bu durum CTP'yi de hiç beklenmedik sıkıntılara ve zor bir yola sokacaktır.