Tatlısu hayat kurtaracak

Yayın Tarihi: 02/06/14 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Yazacak onca önemli konu varken sanki de seçimlerden daha önemli bir şey yokmuş gibi hergün kendimizi seçimleri yazma konusunda zorunlu hissediyoruz gibime geldi. Küçük bir ülke olmanın yanı sıra tüm yaşantımızın Kıbrıs konusu etrafında ve neredeyse her yıl gerçekleşen seçimlerin olması nedeniyle illaki seçimleri yazmamız gerekiyor sanıyoruz.

Yok tabii böyle bir şey. Trafik kazalarını sadece duyuyoruz, üzülüyoruz ve geçip gidiyor. Kazada ölenler ne kadar yakınımızsa üzüntümüz ona göre artıyor ya da eksiliyor. Ama sadece o kadar.

Kısa bir süre sonra hayatını kaybedenlerin yakınları hariç hiç kimse ama hiç kimse birilerinin kazalarda ölüp gittiğini hatırlamıyor. Nasıl bir yapıysa insan psikolojisi?

Bırakalım seçimleri bugünlük bir yana, zaten her gün yazıyoruz, illaki yazıyoruz. Geçtiğimiz hafta Balalan yolunda, geçtiğimiz gün Dikmen yolunda ve önceki gün ciddi kazalar oldu. Hepsinin ana etkeninde sürat vardı, dikkatsiz sürüş, emniyet kemeri bağlamama da buna dahil. Zaten bir kaza gerçekleşirken illaki sürat ve ihmal birlikte oluyor.

Balalan yolunda gerçekleşen kazada ana etken süratti. İki gencimizi hayatlarının baharında kaybettik. Öte yandan Dikmen anayolunda gerçekleşen ve aile bireylerinin yanı sıra iki yaşında küçük bir çocuk da bulunuyor, durumu son derece ağır. Diğer aile bireylerinin de durumu ciddi. Sebep, sürat ve emniyet kemerini bağlamama.

ARKA KOLTUK DA EMNİYET BAĞLAMAYANA CEZA YOK "SN TEBERRÜKEN ULUÇAY DİKKATİNİZE"

Bu arada yazının bir kenarına dip not düşelim. Arka koltuk da emniyet kemeri bağlama zorunluluğu yasayla sabit hale getirildi ancak henüz polis bu kemeri bağlamayana ceza kesme yetkisine sahip değil. Bu yetkiyi polise meclisteki 50 tane vekil verecek. Onlar şu sıralar meclise girmeme, eylem yapma ve buna benzer gereksiz şeylerle uğraşa dursunlar, polis arka koltuk da emniyet kemeri bağlamayan hiç kimseye ceza kesemiyor. Şu an yoğun bağımda yatan ve durumu kritik olan iki yaşındaki Çağatay'ın da kemeri bağlı değildi.

Rumlar bize illegalsiniz deyince canımız sıkılıyor, devlet dediğin vatandaşının ölümüne seyirci mi kalır. Kısa süre sonra meclis tatile girecek ve bu emniyet kemeri işi de yatacak.

Zaten UBP döneminde bu yasanın ivedilikle geçmesi de yine arka koltuk da yanılmıyorsam Girne-Karaoğlanoğlu arasında ki bir bölgede bayram üstü kaza geçiren ve ölen çocuklar nedeniyle olmuştu. İşte yine iki yaşında bir çocuk, İnşaallah ölmez ve yaşar.

NEDEN KAZALAR OLUYOR?

Bu soru kolay olduğu kadar aslında zor bir soru. Polis yollarda yeteri kadar yok mu? Var. bir tek gece 12'den sonra olmaları gerekiyor, bu önemli bir eksiklik, sanırım yeterli polis yok, bu bundan kaynaklanıyor. Adım başı kamera da var. peki neden bu kazalar oluyor? Bir bakın sürekli birileri kazalarda ölüyor.

Aslında bunun tek bir sebebi var sürat. Zaten araba kullanmasını bilmiyoruz. Bu önemli bir gerçek. Araba kullanmasını bilmiyoruz. Ehliyeti kolayca alıyoruz, rüşvetle ehliyet veren müfettişlerin olduğu dedikodusu yıllardır yapılır, inanmak istemiyorum ama bu kaza yapanların kontrolünü kaybedip kaza yapmasının başka ne nedeni olabilir…

Adam gibi bir ehliyet verme sistemi kurmazsanız ve bu ehliyet alma işini zorlaştırmazsanız, bir gün sıra size ya da çocuğunuza da gelecek. Buna emin olabilirsiniz.

Yazımı şu an dahi yazarken kuvvetle muhtemel Dr Fazıl Küçük Bulvarında yüksek sesle yarış yapan motor seslerini duyuyorum.

Geçen hafta Lemar bölgesinde gece marketi çalıştıran bir arkadaşıma uğradım, ben içerdeyken süratle bir motor geçti. Arkadaşımla şu diyalogumuzu paylaşmak istiyorum;

Marketçi "her gece çekerik bunları"

"polisi ara"

Marketçi "hiç aramam, dün gece bir tanesi gitti geldi, gitti geldi, ama ne bağırtma o motoru, lanet okudum, en nihayet yol tümseklerinden bir tanesinde dengesini kaybetti düştü"

"ee noldu?"

Marketçi "böğürürdü"

"gidip bakmadın?"

Marketçi " ne bakayacayım gebersin"….

EVET diyaloğumuz böyle bitti. Farkındayım marketçi arkadaşımın son kullandığı söz hoş değildi, tabi ki ölmesin kimse, hatta kendisine ısrarla polisi aramasını da salık verdim, polisin bu konuya çok ciddi yaklaştığını anlattım; son derece sinir olmuştu diye fazla da üstelemedim.

Anlıyor musunuz kazalar niye oluyor? Emniyet kemerini bağlamıyorlar, gereksiz sürat yapıyorlar. Her şey insanın kendinde bitiyor günün sonunda.

TATLISU'NUN ARTIK AMBULANSI VAR

Uzun süredir Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orcan ile Trafik kazalarını önleme derneği başkanı Dr Mehmet Avcı'nın uğraşları sonucunda Sağlık Bakanlığı da bu işe el attı ve Tatlısu Köyü'ye bir sağlık ocağı, bununla birlikte bir ambulans sağlandı. Söz konusu ambulans tüm sahil şeridine bakabilecek ve gerçekleşen kazalara anında müdahale edebilecek. Salı günü yani yarın bu hizmet verilmeye başlanıyor. Belediye ile Derneğin büyük katkısı var, Sağlık Bakanı Ahmet Gulle'nin de var ama bir yerlerin baskısı sonucu bu hizmetin başlaması az kalsın geciktiriliyordu, Bakanın bir suçu yok ama sırf Orcan siyasi prim yapmasın kaygısıyla bölgenin ciddi anlamda ihtiyacı olan Ambulansın verilmesi geciktiriliyordu, sağlık çalışanlarının eğitimleri bitmedi bahanesiyle ki yok böyle bir şey.

Ben her üç kurumu da tebrik ediyorum, bu Salı Ambulans ekibiyle birlikte hizmet vermeye başlıyor, düşünsenize söz konusu hizmet geçtiğimiz hafta başlasaydı Balalan yolunda gerçekleşen ölümlü motor kazasındaki gençler belki de kurtarılabilecekti.

Hatırlayın ambulans bölgeye geç varmıştı. Tatlısu da bu ambulans hizmete daha erken girseydi belki de bir hayat olsun kurtulacaktı.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Hayalim; Küçük bi çocuğa 'ne kadar seviyorsun' dediğinde, açıp elini iki yana 'işte bu kadar' derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.

AZİZ NESİN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.