Neredesin Talat, neredesin Soyer; CTP'ye büyü yaptılar...

Yayın Tarihi: 22/08/14 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
CTP denilince akla ne gelir diye sorsalar bana ya da kendi kendime bu soruyu sorsam Ferdi Sabit Soyer'in döneminde ya da Talat'ın döneminde hak ve hukuka saygı duyan, kendi ülkesinin değerlerini sonuna kadar koruyan, kendi kişisel sıkıntılarını ve öfkesini ülkenin kurumlarından çıkarmayan, sinir ve hiddetle hareket etmeyen entelektüel kimlik değerleriyle topluma örnek olan bir parti derdim.

Şimdi kendi kendime bu soruyu sorduğumda açıkçası ne oldu bu partiye diyorum. Biri büyü mü yaptı diyorum bu partiye.

Yani UBP'deki bu dağınıklık olmasaydı CTP buralara gelip oturamazdı diye düşünüyorum. Ya da şu an CTP'nin başında Talat ile Soyer olsaydı bunlar yaşanmazdı.

Sayın Başbakan alınmasın, kişisel olarak kendisini çok sever sayarım her ne kadar bir selamımız kalmasa da. Kalmadı çünkü Özkan bey değişti; yakaladığı bu başbakanlık koltuğunu gerektiği gibi kullanamıyor, elini masaya vuramıyor, birileri sürekli Özkan beye yanlışlar yaptırıyor.

Evet hükümette olan her zaman eleştirilir ancak Yorgancıoğlu hükümeti ve şürekası ne yazık ki hükümet olmanın gerekliliğini yerine getiremiyor.

ELEKTRİK ZAMMIYLA BAŞLAYAN ÇELİŞKİLER

Alalım en başından; elektrik zammından yola çıkalım. Bin bereket versin ki internet var elimizin altında; ana Muhalefet başkanı iken Özkan bey, UBP hükümetine pankart açmış ve elektrik zammını protesto etmişti. Başbakan olur olmaz elektriği okkalı zammı yapan ilk kendisi oldu, neymiş KIBTEK'i kurtaracaklarmış, vatandaş zaten fakir daha da vatandaşın cebine el attılar.

Elektrik zammı ne demek biliyor musunuz ülkedeki her şeyin pahalı olması demek ve bu zammı, karakışın içinde yapmışlardı.

İŞTEN DURDURALAN FAKİR GENÇLER

Adeta başbakana söz geçiren bir grup CTP'linin fakir ve borç içinde yüzen ve sırf UBP tarafından işe alındı diye sokağa atılan yüzlerce genç, tabii ki yerlerine CTP'li gençler istihdam edildi ve edilecek. Birilerine yer açılsın diye birilerinin aç bırakılması Sosyalist bir hükümet tarafından.

Basında kopan yaygaralar sonrasında engellenebilen bir işten çıkarma kıyımı ve zamana yayılan işten atılma korkusu.

YDÜ'YE SALDIRILAR VE KİN

Şimdi Suat Günsel dese ki ben bu işten vazgeçtim okulu kapatıp eve gidiyorum, Suat hocaya bir şey olur mu? Hayır hiç bir şey olmaz. Suat hocanın maddi olarak birine ihtiyacı mı var? hayır. Ama bu ülkenin, bu ülke insanının bu adama çok ihtiyacı var. yanında iş verdiği, ekmek parası verdiği binlerce Kıbrıslı Türk, dağıttığı sırf fakir gençler okuyabilsin diye dağıttığı binlerce burs, öte yandan devlet kendi bursunu dahi ödemekten aciz bir Hükümet dururken.

Kanser olan, kalp hastası olan Kıbrıslı Türkler sırf başka ülkelerde sürünmesin diye para almadan yaptığı tedaviler ve YDÜ Hastanesi'nin bu ülkeye ve komşu ülkelere umut ışığı olması. Yetiştirilen doktorlar, hemşireler, Kıbrıslı Türk pilotlar, verdikleri eğitimler hep bu değerleri içinde barındıran bir kuruma Hükümetin ve kabinesinin anlam almaz bir öfkeyle saldırması.

Bir sağlık bakanı ve başbakan düşünün ki böyle bir kurumu organ mafyası şüphesiyle karşı karşıya bırakıp, bu konuda ortaya tek bir gerçek dahi koyamayışı ve koca üniversiteyi ve kendi ülkesini rezil edebilecek mantaliteyle ülke yöneten siyasiler.

Siz sanıyor musunuz ki basın ve toplum uyuyor..

TOPLU HAKLARIN GASPI

"Anayasa ve yasaların yok sayılarak, Toplu İş Sözleşmesi Hakkı'nı ortadan kaldırmaya yönelik olarak yapılan saldırılara CTP-DP Hükümeti sessiz kalırken, Başbakan Yorgancıoğlu'nun, partisi muhalefetteyken, dönemin hükümetine "Grev ve toplu Sözleşme Hakkına saygı" daveti henüz hafızalardan silinmedi… Ekim 2010'da, Meclis'teki "Göç Yasası" tartışmaları sırasında, kürsüye çıkan dönemin ana muhalefet partisi lideri Yorgancıoğlu, "Anayasada örgütlenme, iş bulma, toplu sözleşme, grev, referandum hakkı var mıdır? Vardır. Ancak bu UBP hükümeti bu haklara saygı gösteriyor mu? Hayır!" şeklinde öfke dolu sözler sarf etmişti." http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/140262/PageName/KIBRIS_HABERLERI

Dün haber ajanslarının manşetinde bu haberi okurken bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim. Olabilir mi böyle bir şey? Sosyalist ideolojiye sahip bir hükümet, çalışanların hakkını nasıl kasp edebilir ya da gasp edilmesine nasıl seyirci ve sessiz kalabilir?

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu'na saygımı muhafaza etmekle beraber bu hükümeti kaç kişi yönetiyor sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum, bu hükümetin kaç tane başı var sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum. Aylar öncesinde yazmıştım, Yorgancıoğlu bu süreci iyi kullanabilirse bu ülkede geleceğin Reisi Cumhuru olmaya adaydır demiştim ya da tefsiye edilmeye.

Pazartesi günkü yazımı bekleyin size hükümetin ve sonrasında CTP yönetiminin tasfiyesinin gününün geldiğini ve yakın zamandaki gerçekleşecek önemli gelişmeleri yazacağım.

Pazartesini bekleyin!

***************

25 LİRA İÇİN Mİ SN GÜRPINAR?

HÜR-İŞ Federasyonu Başkanı Yakup Latifoğlu ile uzun bir aradan sonra buluşup kahve içtik. Kapıdan girer girmez sitemini yaptı "kayıpsın". "tatildeyiz, yeni heyecanlara gebeyiz" dedim gülüştük. Bir kahvelik sohbetimizde asgari ücreti sordum kendisine "bugün itibarıyla bu konu kapandı" dedi ve süreci anlattı.

Malum biliyorsunuz brüt asgari ücret şu an için hala 1560 tl. asgari ücretin müzakere sürecini anlattı bana Latifoğlu. İşveren tarafı haliyle zam yapılmasını istemedi. İşçi tarafını temsilen Hür-İş federasyonu ise 1920 tlden bir rakam önerdi, sonra Çalışma bakanlığı yani hükümeti temsilen Çalışma Bakanı Gürpınar 1645 tl önerdi, işçi tarafı ise 1700 de ısrarcı olunca kısa bir süreliğine de olsa ipler koptu. En nihayetinde işçi tarafı 1670 liraya bu işi bağlayalım dedi. Gelin görün ki Çalışma Bakanı Gürpınar 1645 liradan bir kuruş yukarı olmaz konusunda ısrarcı oldu. Aracılar gelip giderken işçi tarafı son karar olarak 1670 tl dedi. Yani şimdi ki asgari ücretinden sadece 110 tl fazla, o da toplamın brütü anlayacağınız.

Bakan Gürpınar 1645 lira da ısrarcı olunca tüm film koptu.

Şimdi soruyorum Aziz beye Allah aşkına tüm mesele 25 lira için miydi Sn Bakan? Yoksa sözünüz yürüsün diye mi bu inatı yaptınız? Hükümetinizin ciddi anlamda yaptığı zamlarla fakir özel sektör çalışanını fakirleştirdiğini sizlerde biliyorsunuz. 25 TL fark için özel sektör çalışanı artış almadan yoluna devam edecek. Kusura bakmayın ama bu zammın yapılmamasının tek sorumlusu sizin inadınızmış gibi geliyor bana.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Bir kadın, söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir.

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.