Erk'ten "gölge etme başka ihsan istemez" algısı yaratacak sözler

Yayın Tarihi: 15/10/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk'i birçok gazeteci biraz kaprisli ve gergin bulur; açıkçası ben Kutlay Erk'in yapısını severim. Girişken bir adamdır, bir gazeteci olarak çoğu zaman istediğim söylemleri ağzından almayı başarmışımdır; gergin bir üslubu vardır ki bu bir gazeteci için bulunmaz hint kumaşıdır.

Söz konusu hükümet partisinin ikinci adamı olunca hele hele.

Kutlay Erk'in bir gazeteye yaptığı açıklamayı okudum dün internetten. O kadar güzel bir üslup kullanmış ki Talat'ı iğnelerken hayran kalırsınız. Alışıla gelmiş Erk'in söylemlerinden öte bir anlatım üslubuyla şekillendirmiş açıklamasını ve Talat'ın partinin başına dönme vurgulamalarına "bilgili birikimli biridir, partinin verdiği görevleri başarıyla yerine getirmiştir, parti bilgi birikimine uygun bir görev kendisine yeniden verebilir" diye ince bir uyarı yapıp; "başkanlığı aklından bile geçirme" anlamında bir algı yaratmıştır söylemlerinde.

Erk "partide öyle söylendiği gibi bir dağınıklık yok ama Sn Talat gelip partideki mevcut sorunların nasıl düzeltilebileceği konusunda bize fikir verebilir, yardım edebilir" demesi uygun bir dille "bizim sorunlarımız var ama dağınık değiliz, ne istediğini ne murat ettiğini daha açık bir dille söyle de anlaylım, yok başkanlıksa istediğin öyle bir şey olmaz, ama bilgi birikimi ve konumuna göre sana bir görev veririz"i anladım ben.

Erk'in o bir sayfa dolu söylemlerinin ardında adeta yatan açıklama budur.

Kutlay bey zaman zaman Parti başkanı Özkan Yorgancıoğlu'nu da açık bir dille eleştirmekten çekinmez ve bunu sert bir dille de yapar. Bazen kendisinin nereye yakın olduğunu sorgularım, hani Ferdici mi Özkancı mı Talatçı mı diye ama sonra anlarım ki Kutlay Erk kendine münhasır bir adam. Yalnız basınla arasını fazla açmamalı.

TALAT PARTİ BAŞKANLIĞINI ZORLAYACAK

Talat dün yine bir dizi açıklamalarda bulundu ekranlarda. Tabii şunu peşinen söyleyim, ben Talat'ın parti başkanlığına dönmesine karşı değilim düşünsel olarak sadece bunu yapış şeklini yanlış buluyorum. Açıklamalarında gereğinden fazla bir hırs görüyorum, şu açık bir gerçek ki CTP'de bazı şeyler artık eskisi gibi değil, CTP gençleşirken eski jenerasyonu istemeyen bir anlayışla gençleşiyor.

Tabii memleket KKTC olunca, bazı istekler, arzular ve hırslar da değişmiyor illa ki.

**************

İHALELER İN SU BASKINLARI OUT

Son birkaç gündür yağmur yağıyor ve bir gazeteci olarak fırtınalı hava bekleniyor dendiğinde çocukken filmlerde gördüğüm o memleketi alıp götüren manzaralar aklıma gelip ürperiyorum, mutlu da oluyorum bir yandan, ne güzel yağmur yağsın, kahve kitap keyfi falan filan.

Böyle hayaller bizim memlekete ters, zaten bizim memlekette hayal kurmakta artık ciddi bir sorun haline geldi, ne kadar istesek de hayal kuramıyoruz layıkıyla.

Türk filmlerindeki bahtsız çocuklara benzedi şu memleketin hali. Belediyeleri suçlayacak değilim; çünkü bu son bir yılın konusu değil, sorunu değil. Hafta sonuna kadar sürecek bir yağmur seremonisi başladı. İnsan bir taraftan ne güzel yağmur kokusu, toprak kokusu derken arada bir de mok kokusu geliyor burnumuza. O da işin eşantiyonu diyelim.

Sırf şu su baskınları yüzünden nice iş yerleri kapandı.

Neden ülkenin kaderi değişmiyor diye hepimiz aynı soruyu sorarız her yağmur yağdıktan sonra. Bakınız dün yağmur yağdı ve hafta sonuna kadar da bu yağmur devam edecek, her zaman ki manzaralar vardı yine. Birkaç saat yağmur yağdıktan sonra yollar su doluyor ve trafik aksıyor, eğer yağmur bir gün boyunca yağarsa geçmişte de gördük Lefkoşa'ya giriş çıkışlar kapanıyor, köprüler taşıyor, tüm alçak yerler su altında kalıyor.

Şimdi buraya kadar tamam. Bugüne kadar en uzun yağmur bir ya da iki gün yağdı, ilk gün şiddetli ikinci gün hafif yağdı ve bu birçok yerleşim bölgesinin su altında kalmasına yetti. Peki hava durumu hafta sonuna kadar yağmur gösteriyor, insan diyor ki acaba bir kayık mı alsak. Zira en uzun yağmur yağacak hafta olacak, aralıksız hafta sonuna kadar sürecek; Lefkoşa'nın alt yapısı uzun süreli yağmurları kaldırmaya müsait değil.

Şu an ki başkan Harmancı'yı; fazla eleştirmek de istemiyorum daha koltuğuna bile ısınmadı, zaten belediyenin parası yok; bin bereket versin ki aylardır çukur çukur olan yolların çukurları kapandı

Yahu insan yağmuru niçin sever? Romantiktir, çiçeklerin bir an da güzel kokuları çıkıverir, ne bileyim ben toprak kokusu olur. Güzeldir sonuçta yağmur. Peki neden her yağmur yağdığında ve de yağmadığında belli saatlerde Lefkoşa'yı mok kokusu sarar. Yani LTB ne yapacak bu mok kokusu ile ilgili.

Bana kimsenin bir planı yok gibi geliyor açıkçası.

Kısa yağmurlar sonrası memlekette oluşan gölet manzaralarına bir bakın, yahu Allah aşkına ya beş saat yağmur yağarsa bir gün ne olacak? Yani yok mu hocam bunun bir çaresi.

Vazgeçtik ekonomiden, turizmden, hastaneden şundan bundan. İnsanlar çocuklarını okulundan alamıyor, olası bir sel baskınına karşın okullar erken öğrencileri salıveriyor tedbir olarak, kimisi aptalca belediyeleri suçluyor.

Belli ki kentsel su baskınları belediyeler çözemiyor, bu mesele belediyeleri aşıyor demek ki, hükümetçilik taklidi yapan on +bir siyasetçi amcalar bu işe artık bir el atsalar ya, bir kriz masası oluştursalar ya.

Yahu hiç mi kimsenin umuru değil bu su baskınları? Desenize ihaleler daha önemli şu sıralar!!

*****************

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanların mutlulukları yada mutsuzlukları,talihin olduğu kadar Kendi karakterlerinin de eseridir.

La Rochefoucauld

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.