DP'nin adayı yok mu?

DP-UG Girne İlçe Başkanlığını çok uzun süre devam ettiren Mustafa Mis'in önce İlçe Başkanlığından sonra da partisinden istifasını biraz teğet geçtik gibi geldi bana. Bu konuda her ne kadar kısa bir yazı kaleme almış olsam dahi Mustafa Mis'ten yola çıkarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endeksli bir yazı yazmak şart oldu. Mustafa Mis'i iyi tanıyan biri olarak yalnızca Demokrat Parti'ye değil aynı zamanda Serdar Denktaş'a da maddi, manevi çok destek çıktığını ve partiyi en fakir en yalnız dönemlerinde sırtlayanlardan biri olduğunu iyi bilirim.

Bengü Şonya ve Kemal Öztürk'ün değerleri nasıl bilinmemişse Mustafa Mis'in de değerinin bilinmemesi son derece normal bana göre. İki kişi arasındaki aşk gibidir, bir tarafın aşkı her zaman diğerinden daha şiddetli olur. Mustafa Mis de diğer partililer gibi Demokrat Parti'ye inanmış ve DP'nin yıllar önce UBP ev Derviş Eroğlu ile girmiş olduğu amansız savaşta yıllarca yer almıştı.

DP ARTIK EROĞLU İÇİN VAR

Siyasi partiler ya da başkanları istedikleri gibi bir tavır sergileyebilirler siyasette ama bize de yeri geldikçe eleştirmek düşer. Yıllar önce Merhum Denktaş bey ile Derviş Eroğlu'nun yollarının ayrılmasından başlayan ve uzun yıllar süren ve bu kavgadan dolayı Eroğlu ve Türkiye tarafından yıllarca hükümetten uzak tutulan bir Serdar Denktaş ve Demokrat Partiyi izledik hep düne kadar.

Serdar Denktaş ne yaptı nasıl yaptıysa yaptı DP'ye bir de kılavuz kaptan alıp bu hükümete girmeyi başardı; tüm bunlar olurken de gerçek DP'liler ya partiden atıldı ya kendileri istifa edip gittiler.

İşte Mustafa Mis de bu anlattıklarımın şimdilik son parçasıdır.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun cumhurbaşkanı seçildiği son seçimden bugüne Demokrat Parti hem Derviş Eroğlu için siyaset üretti, O'nun için varlık mücadelesi veriyor havası yarattı toplumda, açıkçası biraz da öyle oldu.

DP'lilerin bundan son derece rahatsız olduğu zaten her zaman yazdık. Kim bilir Serdar başkanın yaptığı son üç bakanlık atamasının hepsinin de UG kanadından yani Derviş beyin desteği ile seçilen kişiler olduğuna da bakarsak, bu anlattıklarımızı aynı mantığa yerleştirebiliriz.

DP'NİN KENDİ ADAYI NEDEN YOK?

Demokrat Parti son dört yıldır UBP'nin adayını kayıtsız şartsız destekler halinde bir parti durumuna geldi. Derviş bey günün sonunda bağımsız bir aday değildir. Düşünsenize DP diye bir parti UBP'nin Cumhurbaşkanı adayı olan Derviş Eroğlu ile can düşmanı sayılacak CTP ile koalisyon ortaklığı yapmakta ve buna rağmen UBP'nin adayını destekleyebilmektedir.

CTP ise kendi ortağının başka bir adamla flört etmesine ses çıkarır gibi gözükse de buna göz yumup hükümete devam edebilmektedir.

Nasıl bir evlilik, nasıl bir ilişki yaşıyorlar siyasette görüyor musunuz?

Netice olarak Serdar Denktaş ve Demokrat Parti, UG'siyle birlikte UBP'nin adayı olan Sn Eroğlu'nu desteklemektedir, hal böyle de olunca DP içinden neden "DP'nin kendi adayı yok" diye sesler yükseliyor.

DP'nin kendi adayı yok,çünkü DP artık Eroğlu'nun eline geçti diyenler haksız mıdır acaba?

Tabii ki bunu tam olarak böyle söyleyemeyiz, kesin doğruyu bu şekilde tarif edemesek de DP içindeki yaygın kanı böyledir.

Demokrat Parti'nin gelecek yıl ki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayını çıkarması kuvvetle muhtemel söz konusu bile değildir. Aksine kendi adayımı desteklerim eğer şunu vermezseniz pazarlığı için bir kez daha partinin kalan potansiyeli Denktaş tarafından pazarlık hakkı olarak kullanılmak üzere kilitli kasalarda durmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Derviş Eroğlu'nu destekleyeceği şimdilik kesin gözüyle bakılan DP-UG'nin, DP kanadının ve Eroğlu kırgınlarının oylarını Kudret Özersay, Mustafa Akıncı ve Sibel Siber arasında bölüşeceği kesindir.

Peki geriye ne kaldı?

**************

HASTALARIN DA BİR "SAVAŞAN'I" VAR

YDÜ hastanesi yönetim kurulu üyesi Ahmet Savaşan dostumuz Hasta Hakları günüyle vesilesiyle bir mesaj yayınlayarak Hasta Hakları Yasası'nın en erken zamanda kazandırılması gerektiğine vurgu yaptı. Dünyadaki modern ülkelerde çoktan kazanılmış bir hak olan hasta hakları yasası bizim meclisimiz de tasarı olarak yasallaşmayı bekliyor. Ama gelin görün ki her alanda olduğu gibi konu da yavaş ilerliyor.

Savaşan bu mesajı yayımlamanın ötesinde bir şey daha yapması gerekiyor, olası bir erken seçime ya da genel milletvekilliği seçimlerine sıkı bir şekilde hazırlanmak. Son seçimlerde UBP sıralarından katıldığınız vekillik seçimlerinde seçimi sadece 250 oyla kaçırdığınızı birçoğumuz biliyor. Siz ve sizin gibi ülkesine, menfaatten uzak bir hayat felsefesiyle yaşayan ve hizmet eden gençleri görmek istiyor bu halk artık mecliste.

Zaten bizde her iki yılda bir seçim olur, çok kalmadı; artık seçilip siz o tasarının yasallaşmasını sağlayacaksınız. Tabii yine UBP'den değil mi?

**************

ŞİRKETLER MUKAYYİTLİĞİNDE YANLIŞ İŞLER

Cuma namazında karşılaştığım işadamı bir dostum bana Şirketler Mukayyitliğinde başına gelen talihsiz bir olayı anlattı. Şirketler Mukayyitliği Müdürü Ahmet Nergiz beni ararsa personelin de adını, işadamının da adını verebilirim. Bizim işadamı dostumuz, Cuma günü Şirketler mukayyitliği isim bulma bölümüne işi olduğu için uğrar, içerideki bayan memur sigara içmektedir, işadamını görünce sigarasını gizlemeye çalışır ve tersleyerek başka bir görevliye kendisini yönlendirir; "bildiğim kadarıyla dairelerde yani kapalı ortamlarda sigara içmek yasak"; aynı gün içerisinde bizim işadamı arkadaşımız yine aynı odaya gider, bu sefer kapı kilitlidir, kapıyı çalar, önceleri biri kapıyı açmaz ama kısa bir süre sonra kapıyı içerdeki aynı bayan açar, bu sefer de söz konusu bayan memur mesai saatlerinde yemek yediği için kapısını kilitlemiştir, bu olayı daire içindeki diğer memurlara anlatır ama herkesin bu bayandan çekindiğini duyar. Mesai saatinde vatandaşa hizmet etmesi gereken bir memur nasıl olur da kapısını kilitler ve yemek yer, dahası sigara içer ve gelen vatandaşı tersler

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Aşkın bu denli sıradan olmadığına inanıyorum ben. Önce sıradanları yaşayacaksın ki, gerçek olanı anlayabilesin.

NAZIM HİKMET