Yarını hiç düşünmeden

Yayın Tarihi: 19/02/15 07:52
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Yıllarca milliyetçilik duygularıyla halkı sömüren siyasilerin ardından emek sözleriyle halkı sömüren bir başka yapının dönüşümlü olarak hakim olduğu bu ülke de yeni bir havalimanı yapılmasına karşı çıkmasaydı siyasiler zaten şaşardım.

TDP Genel Sekreteri Dr Suphi Hüdaoğlu ile dün uzun bir söyleşi yaptık. Herşeyi sordum diyebilirim. Sohbetin sonunda Attila İlhan'ın da şiirinde ifade ettiği gibi Elde var Hüzün. Sohbet bittiğinde Kıbrıs Genç TV'nin ihtişamlı stüdyosundan çıkarken "herşey ne kadar da kötü" dedim; Suphi bey de "gerçekler bunlar ve insanlar umutsuzluğa kapılıyor" dedi.

Yazımıza sondan başlayarak girelim. Dün sabah gazetelere göz atarken Taş Yapı Direktörü Emrullah Turanlı'nın açıklamasına dikkat ettim. Kıbrıs gerçeğini koyuyordu ortaya adeta; "Ercan havalimanının 40 yıl sonra büyümesi gerekeceğini hiç kimse düşünmemiş, ağaç dikimi havacılık kurallarına göre yapılır" şeklinde bir açıklaması vardı.

Ciddi ciddi biz devlet olarak ve millet olarak hiçbir zaman ilerisini düşünerek hareket etmedik, öyle sanıyorum ki hala daha da hareket etmiyoruz. Şehir yollarından tutun da sokak aralarına kadar ne kadar küçük düşündüğümüz ne kadar belli.

Hakikaten biz toplum olarak öyle siyasileri seçtik ve onlara bağlandık ki vizyonları darmış. Vizyonları dar ve küçükmüş ki memlekette de küçük kalmış.

En yakın örneği Rum tarafı. Sokaklarında yürüdüğünüzde ne kadar geniş, ferah ve şekilli olduğunu hemen fark edersiniz. Rum tarafına geçtiğinizde psikolojinizin iyi olması tabii ki mekan değişikliğinden kaynaklanıyor, geniş ve şık mekanlara giriyorsunuz da ondan.

Lefkoşa'nın güneyinden kuzeyine neresinden geçerseniz geçin içinizi bir can sıkıntısı kaplamıyor mu?

Gelelim Ercan havalimanına ve ağaç katliamına. Yaklaşık 20 bin ağacın taşınması gündemde ve bu sayının başarıyla taşınması kelime anlamıyla çok güç. Kuvvetle muhtemel 9 bin ağacı kaybetmekle karşı karşıyayız.

Emrullah Turanlı'nın sözüne geri geldik. Bir havalimanını şekillendirirken hiç mi havacılık kuralları ne emreder diye bakılmaz. Yani bir tane akıllı siyasetçi ya da müdür müsteşar yok muydu Allah aşkına söz konusu 20 bin ağacı kesilmeyecek ya da ZAY olmayacak şekilde ekilmesini sağlasın.

Demek ki yokmuş işte.

NEDEN UMURUMUZ DEĞİL?

Farkında mısınız ki hiçbirşey umurumuz değil. Çevremizdekilerin ölüp gitmesi, batması bitmesi, yok olan ormanlar, batan şirketler, boşanan ve dağılan aileler, nüfus kalitemizin düşmesi ve kaybolması; hiç kimsenin umurunda değil.

Toplum olarak sadece eleştiriyoruz sadece bu, başka da bir şey yok. Yarının ne olacağını ya da nasıl olmasını düşünen insan sayısı az olmakla beraber, bu az olan insan sayısının da ülke kaderini değiştirecek gücü yok.

Ülke kaderini elinde tutan siyasilerde çok kolay zengin olmanın peşine çoktan düşmüşler ve zengin olmuşlar da aynı zamanda. Hem ne bu siyasiler ne kadar saygın insanlardır çoğu zaman dışarıdan bakıldığında.

Derler ya Rüşvetin kanıtı olmaz, rüşvetin kanıtı olmaz tabii. Malikane de oturup japon arabası süren çok insan tanıdım ben.

Anlıyor musunuz tezatı.

Netice olarak yarını hiç düşünmeden yaşadık biz bu hayatı. Sokak aralarından bir aracın zar zor geçtiği mahallelerimizden tutun da daha 14 yıl öncesine kadar sahip olduğumuz tek gidiş gelişli şehirler arası yollarımıza kadar, dünyamızın ne kadar küçük olduğunu anlıyor insan.

Yıllarca milliyetçilik duygularıyla halkı sömüren siyasilerin ardından emek sözleriyle halkı sömüren bir başka yapının dönüşümlü olarak hakim olduğu bu ülke de yeni bir havalimanı yapılmasına karşı çıkmasaydı siyasiler zaten şaşardım.

20 bin ağaç katledilecek, küçük düşünen insanlar için 20 bin ne kadar büyük bir dünya…

****************

TAÇOY BİRAZ HAREKETLENMELİ

Bilet fiyatlarına bir bakayım dedim uzun zaman aradan sonra. Hükümet demişken Ulaştırma Bakanlığı KKTC-Türkiye arasındaki seferlerin ulaşım fiyatlarına ne derece müdahale edebiliyor araştırıp bir yazı daha kaleme alacağım. Uzun zamandır kaleme almak istediğim ancak bir türlü fırsat bulamadığım bir konu bu. 80 dakikalık bir yolu 300-600 TL arası gibi bir ücret ödeyerek gitmek kelime anlamıyla kazıklanmak anlamına geliyor. Bunun günü zamanı inanın ki yok. Belli zamanlarda sadece biraz ucuzluyor ya da aşırı pahalı oluyor.

KKTC zaten siyaseten tecrit edilmiş, kelime anlamıyla dışlanmış bir ülke. Türkiye'deki havayolu şirketleri bir de fahiş fiyatlara seferler düzenliyorlar. Bir bakıyorsunuz aynı hava yolları İstanbul üzerinden bir başka Avrupa ülkesine daha ucuz uçuyor, kaldı ki bildiğim kadarıyla Türkiye Hükümeti tarafından Ercan'a uçuşlar konusunda tanınan özel haklar var.

Şimdi isim vermeyim kimse rencide olmasın ama bazı havayolu şirketleri 300-600 TL arası Ercan-İstanbul seferi yaparken sadece bir hava yolu şirketi var ki 180-240 TL arası bu ücreti alıyor. Yani bir tanesi bu rakamlara uçabiliyorken neden diğerleri yüksek fiyatlar uyguluyor.

Hiç kimse kalite, konfor demesin, hiç alakası yok. Demek ki bir Ercan-İstanbul seferi 200 TL'ye kurtarıyor ki uçabiliyor bir şirket.

Bir meslektaşımla dün akşam bir ay sonrasına bilet fiyatlarına öylesine baktık; hocam olacak iş değil 350 TL'den başlıyor, minimum bu rakam.

Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy bu konuda değneği alıp yollara düşmesi lazım, bu olacak iş değil çünkü. Kendi havayolu şirketimizi kuracaktık. Serdar Denktaş ile birlikte açıklama üstüne açıklamalar yapılmıştı, peki noldu, koca bir hiç. O günlerde de yazdık, keşke kurulsa ama nasıl.

KTHY'nin bilinçli batırılışının sebebi buymuş demek ki diye düşünür insan, zaten tecrit edilmiş bir halkı kazıklamak.

*************

GÜNÜN SÖZÜ

Cevap veriyorum Zamanla herşey geçer diyen akıllılara; "Geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anlamayanlara.

CEMAL SÜREYA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.